prolouge

69 17 22
                                    

Dünya içinde, işine gücüne karışmış; hayatı yakalamaya çalışan milyarlarca kişiden sadece biriydi Charlize.

Kırmızı fularını boynuna bağlamaya çalışırken, yüzlerce kişi yanından geçti.

O gün, belki on tanesine çarptı.

Belki beş tanesinin bakışları, spot ışıkları gibi üzerinde takılı kaldı; fark etmedi.

Bunların hiçbirini fark etmedi Charlize.

Çünkü orada değildi.

Adımları yere bastı, avuçları birbirine kavuştu ve gerginliğinin sebep olduğu ter damlalarını savuşturdu.

Rüzgar tenine çarptı, onunla savaştı ve kaybetti, ensesinden bir vızıltı gibi kaçıverdi.

Charlize, bunları yaşarken; ya da eğilip, kaçmış çorabını çekiştirirken; yahut dilini, yediği çöreğin kalıntılarının kalmamasına özen göstererek dişleri üzerinde gezdirirken, orada değildi.

Nitekim, o günün ilerleyen dakikalarında; hızlı adımlarını nihayet ulaştırabildiği haber alanında hayatı tamamen değiştiğinde de, Charlize Stan orada değildi.

Fakat tüm bunları yaşamıyor da diyemezdiniz.

Charlize, kendi hayatının gizeminde boğuluyordu; fakat bunu anlayamayacak kadar da aptaldı.

Olması gereken kişi olmayı bırakıp da, olduğu kişiye geri dönebildiğinde ve bu gizemi ortadan kaldırabildiğinde; yaşamını feda etmiş mi olacaktı?

Yoksa geri mi kazanacaktı?

-

İşin aslı bu hikaye kimse tarafından okunmaz, diye düşünüyorum.

Yine de, aklıma gelen ve çöpe atamayacağım bu farklı fikrimi bir şekile kaleme almalı ve okumak isteyecek birileri olursa diye paylaşmalıydım.

Umarım uğrayanınız olur:)

Ve seversiniz...

- Aktif olamayan, üzgün Winter Belle Vonka.

Mysterious FoolWhere stories live. Discover now