-MP- BASKIN

1.7K 107 8
                                    

Austin'in kaderi bizim ellerimizdeydi.

*************

Benim evimin önüne geldiğimizde Broth hızla arabayı park etti. Austin'in omuzuna girdim. Arka cebimden anahtarımı çıkardım kapıyı açtım. Austin baygın ve üstü başı kan içindeydi. Üstünü çıkarttım ve kenera attım.

Yaralarına baktım ama yaralarında değişiklik yoktu tam tersi dahada kötü olmuşlardı. Austin'in kollarında siyah tırtıklar çıkmaya başlamıştı sanki kurda dönüşmek istemiş ama dönüşememiş elleri kurtlaşmış fakat vücudu normal haldeydi.

"Broth bana dikiş iğnesi ve ipliği getirir misin tuvalette ikinci çekmece."

"Bu yaraları dikebileceğine emin misin bence babasına götürelim."

"Götürürsek alfa onu öldürür. Dediğimi yap Broth."

Koşarak tuvalete çıktı. Bende Austin'in saçlarını sevip yaralarını temizliyordum. Karnındaki yara çok büyüktü nasıl dikebileceğime karar vermeye çalışıyordum. Küçük yaralarına pansuman yaptım.

Batikon alıp büyük yarasının üstüne biraz sürdüm. Üstüne biraz kendi kanımdan damlatmak istedim ama kurtlara karşı zehirli olduğu aklıma geldi. Bu yüzden vazgeçtim ve karnındaki büyük yarayı dikmeye başladım. Yarasını diktim fakat kalp ritmi alamıyordum.

"Hayır beni daha bırakman için erken. Bunu bana yapamazsın. Beni bu iğrenç dünyada tek başıma sensiz bırakamazsın.!"

Bir yandan ağlayıp bir yandan kalp masajı yapıyordum. Onu hissedemiyorum. Broth'a döndüm.

"Bana ölmedi de."

"Bleinna sakin ol lütfen. Kalbi atıyordu."

"Dikiş bitirince kalbi durdu Broth onsuz yapamam ben."

John bana doğru yaklaştı. Sarılmak istedi onu geri ittirdim.

"John bir daha öyle birşey yapmaya kalkarsan seni sikerim."

Hepimiz koltuğa baktık. Austin gözünü açmış bize bakıyordu.

Koşarak ona sarıldım.

"Bir an beni bıraktın sandım."

"Bu kalp senin için atıyor güzelim ama biraz daha sıkarsan cidden ölücem."

"Özür dilerim."

John elleri cebinde dışarıya çıktı. Broth bana baktı başıyla John'u işaret etti. Başımla onayladım. Broth'da John'un peşinden dışarı gitti.

Austin'e döndüm. Yeni çıkmaya başlamış sakallarında elimi gezdirdim.

"Durumum çok mu kötüydü gözlerin kızarmış?"

"Öldün sandım. Yaralarını dikmeyi bitirir bitirmez kalbin durdu."

"Sen yaşamaya devam ettikçe bu kalpte senin için atmaya devam edicek küçük melez."

"Biraz dinlen istersen. Çok kan kaybettin."

"Yanıma uzan beraber dinlenelim senin kokunu özledim. O koku bana hem huzur veriyor hemde güven."

Gülümseyip yanına yavaşça uzandım başımı omzuna koydum. Saçlarımı koklamasını bile özlemişim. Onsuz yapamayacağımı tekrardan daha iyi anlıyordum.

O benim en güzel parçam ve en gerekli,beni tamamlayan parçamdı.

JOHN'UN GÖZÜNDEN

Austin'i cidden sikip öldürücem. Bleinna'yı hala seviyorum. Bu şerefsiz ölmediği sürece Bleinna benim yanımda olmayacak ve ben onu cidden tamamen kaybedicem diye korkuyordum.

Arkamdan bir ayak sesi daha duydum. Tek elimi cebimden çıkardım. Arkama baktım Broth yanıma geliyordu.

"Nasılsın başkan?"

"Nasıl olayım biliyorsun Broth."

"Umudunu kaybetme dostum. Seni affedip geri gelecek bak görürsün."

"Öyle birşey olmayacak."

"Hiç belli olmaz unutma bu lafımı ve üzülmeyi bırak hadi gel içeri girelim yağmur yağıyor."

"Ben biraz daha durup geliyorum sen gir içeri Broth."

Broth omzuma elini koydu. Elindeki paketden sigara çıkardı bitanesini bana verdi diğerini alıp dudaklarına yerleştirdi.

Çakmağı yakıp hızla dumanı içine çekip dışarı bıraktı çakmağı elinden alıp sigarayı yaktım. Yağmur yağarken sigara içmek çok hoşuma gidiyordu. Bu halde sigara içerken yağmurun altında daha çok hoşuma gidiyordu.

Karşıdan iri kıyım birisi yaklaşıyordu. Kapşonu kafasına örtmüştü ama kokusu o kadar uzaklıktan bile belli oluyordu. Bu alfaydı hemen Bleinna'yı uyarmamız lazımdı. Broth'a baktım kafamla evi işaret ettim. Kapıyı açıp içeri girdi.

Bende alfayı oyalayacaktım. Alfa'nın kapşonun içindeki o siyahlığın altından kırmızı gözleri kendini belli ediyordu. Herhalde konuşma olmayacak anlamına geliyordu.

Hızla sigarayı atıp içeri koştum. Kapı zaten açıktı kapıyı hızla kapattım. Paniklemiştim Bleinna'yı cezalandırabilirdi.

"Alfa geliyor. Evi hemen boşaltmalıyız."

"Arka bahçedeki garajda araba olucaktı." Diyerek Bleinna Austin'in kolunun altına girdi. Broth anahtarı kapıp arka kapıya koştu kapıyı Bleinna'lar için açtı.

Garajın kapısı için düğmeye bastı garaj açılmıştı fakat içerde araba yoktu. Hemen arka bahçenin kapısından yola çıktık. Yağmur hala devam ediyordu.

Alfa'nın gitmesini bekleyemezdik. Bizi hemen farkedip öldürürdü şuan en iyisini yapıyoruz. Tabi kalıcak yer bulabilirsek. Koskoca anayolda araba yoktu. Çok ilginç diye aklımdan geçiriyordum. Tam önümüzde alfa ve arkasında ki orduyla karşımızdalardı.



MELEZ PRENSESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin