24 º Grammys / End

1.3K 121 94
                                    

Yazılılar daha bugün bitti ve ben de hemen bölüm yazdım. Kaç saattir bilgisayarın başındayım bilmiyorum ancak güzel olduğunu düşünüyorum bölümün. Bazı cümleleri kuramadım neredeyse, bunun için her şeyden çok özür diliyorum.

Bir hikayemi daha final yapıyorum. Bu hikayeyi en yakın arkadaşlarımdan biri, LaughForStyles için yazmaya başladım ve bir dakika bile aklımda başka bir karakter oluşmadı. Umarım güzel bir hikaye olmuştur, umarım hepiniz beğenmişsinizdir.

Tek ricam, bu bölüme herkesin en azından bir yorum yapması. Bölümü, hikayeyi, karakterleri nasıl buldunuz mesela?

Profilimde bitmeyen iki hikaye kaldı. Favorite Girl/LT ve Same Old Love/HS. Bir tane daha Niall texting düşünüyordum fakat sanırım vazgeçiyorum. Bana ulaşmak isterseniz, bu profile yazsanız yeter.

Umarım beklentilerinizi karşılayan bir bölüm, iyi bir hikaye olmuştur. Şu ana kadar destekleyen herkese teşekkür ederim.

İyi okumalar!

***

#Üç Yıl Sonra#

"Martha, Jane'in elbisesini getir! Clara, Jane'in saçlarını biraz daha hızlı yap! Lizzie, hareket etme! Çıldırmak üzereyim, Luna nerede? Jane'in makyajını yap!"

Helena ordan oraya emirler yağdırırken zaten heyecanlı olan ruhum daha da geriliyordu. Heyecanımı dışarıya vurduğum her dakika saçımla uğraşan Clara kızıyor, onlar da işlerini yetiştirmeye çalışıyorlardı bu yüzden sakin bir şekilde yerimde kalmaya çalışıyordum. Luna koca makyaj kutusunu taşırken hızla bana doğru koştuğunda yüzümü buruşturmamak için zor durdum. Plastik bebeklere benzemek istemiyordum.

''Lütfen, lütfen çok hafif makyaj yap.'' diye sızlandığımda, umutsuzca Helena'ya baktığını gördüm.

''Ama Jane bu tören çok önemli.''

Öyleydi, biliyordum. Hayatımın ilk Grammy törenine, ilk adaylığımla gidecektim bugün. Saatler sonra belki de kariyerimi taşıyacak bir ödül kazanacaktım, belki de kaybedecektim. Ne olursa olsun, bu adaylık bile beni gururlandırmaya ve daha da hırslandırmaya yetiyordu.

''Ne istiyorsa yap, Luna.'' Helena'nın sesini duyunca zafer çığlığı atmamak için zor durdum. Luna'ya istediğim basit makyajdan bahsederken aynı zamanda aynadan Lizzie'yi izliyordum. Elbisenin şişmiş göbeğini saklamadığını, çok çirkin olduğunu söyleyerek ağlıyordu fakat maalesef yerimden kalkamadığım için onu sakinleştirmeye çalışan ben değildim. Arkadaşlarından Rae bugünlük buraya gelmişti ve ona bir saattir hamileliğin ona ne kadar çok yakıştığını, Niall'ın onu sabırsızlıkla beklediğini anlatmaya çalışıyordu. Fakat Lizzie inatla aynı şeyi savunup sızlanmaya devam ediyordu. Hafifçe gülerek Tanrı'nın Rae'e, gecenin geri kalanında onunla olacak bana ve bütün ömrünü onunla geçirecek Niall'a sabır vermesini diledim.

Kafamı geriye yaslayıp gözlerimi kapatırken, aklıma düşüncelerin dolmasına izin verdim. Şu üç yılda hayatımın yönü öyle bir değişmişti ki... Psikolog koltuğunda oturmayı düşündüğüm bu yıllarda, Grammy ödül töreninde kırmızı halıda yürümek için saat sayıyordum. Benim için bir şarkı bile çıkarmak hayalken, koca iki albüm çıkarmış, hatta birinin turunu bile yapmıştım. Sadece benim için orada olan birçok fanım olmuştu, şarkılarımla etkilediğim binlerce yaşam olmuştu ve şuan olduğum konumdan çok memnundum. Tabikii bunların hiçbirini kolayca elde edememiştim. Yaşadığım her bir zorluk beni daha çok çalışmaya itmişti.

İlk albümümün çıktığı sıralarda, yani yaklaşık iki buçuk yıl önce Harry ile harika bir ilişkimiz vardı. Geçirdiğimiz kısa süreli ayrılığın ardından çok zorluk yaşamıştık. Medya bizi yıkmak için çok uğraşmıştı, Kendall pes etmemişti. İki taraftan çekilen bir halatın ortasındaydık. Beni sevenler beni kendilerine doğru çekiyor, Harry'nin Louis'yi sevdiğini düşünenler, Kendall fanları ve Harrygirl denilen grup onu kendine doğru çekiyordu. Önce halatın ortasında birbirimize sarılı durduk, fakat onu çeken kişiler gittikçe artmaya başladı. Hatta bir gün öyle bir şey oldu ki... halat ikiye ayrıldı.

Soul Mates / HSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin