Çikolatasını cebinden çıkarıp komodinin üzerine bırakınca dudaklarını hafif bir gülümseme yokladı. Asil'in ilgisi, içine işleyen bakışları, sıcacık temasları doğrusunu söylemesi gerekirse ayaklarını yerden kesiyor ve kendisini hiç olmadığı kadar mutlu hissettiriyordu ama Gazel onun kadar cesur değildi. Hâlâ bir tarafıyla çekimserdi. Korkuları vardı. Sanki Asil de bunları hissetmiş gibi davranıyordu. Ellerini tutan adama bakmama savaşı sadece birkaç saniye sürmüştü.

'' Gazel, biliyor musun, hâlâ güzel bir düşün içinde gibi hissediyorum kendimi ve en az senin kadar gözlerimi açınca bu anın yok olmasından korkuyorum. Ancak sana dokununca diyebiliyorum, bu anların gerçek, bu sabahların daha bir anlamlı olduğunu. Bunu bana hissettiren tek şey senin varlığın...Senden güç almak bile öyle güzel ki. Ve ben bu mutlu anların bitmesini hiç istemiyorum.''

Gazel karşısındaki adamla benzer hisleri taşıyordu. Ona sonsuz güveniyordu ama aralarında bir yerlerde hâlâ boşluklar var gibiydi ve sanki o gizlenmiş şeyler doldurulmayı bekliyordu.

'' Ben de,'' dedi içinden gelen bir dürtüyle, aynı zamanda da elini sıkmıştı adamın. Gözlerine bakmak güç geliyordu böyle anlarda. Bir de kızarık yanakları vardı tabii. Kalbinin atışlarını saklama gereği hissetmiyordu. Artık bunun için kendini sıkmak, duygularını bir kavanoz içine hapsetmek istemiyordu. En azından onun ait olduğu yerde olması gerektiğini düşünüyordu.

'' Ama bir yandan da korkuyorum Asil...Yine de bu his beni rahatsız etmiyor sanırım. Ama bazı şeyler var. Yani nasıl desem, konuşmamız gereken şeyler olduğunu düşünüyorum.''

Asil başını salladı hızlıca. Kızın bir dediğini iki etmek istemiyordu. Onu mutsuz edebilecek her türlü hareketten ısrarla kaçınıyordu. Onun aklında tek bir şüphe kırıntısına dahi mahal bırakmayacak kadar doğru bir adam olduğunu kanıtlamalıydı. Eğer bu bir sınavsa, Asil elinden gelen her şeyi yapmaya hazırdı.

'' Tamam, konuşalım. Sen ne zaman istersen bunu yapabiliriz.''

'' Şimdi,'' diyen kıza peki manasında baş hareketi yaptı. Gözlerini bir an bile onun yüzünden çekmedi. Uyku mahmuru haliyle bile öyle güzeldi ki, ona baktıkça günü daha çok ayıyordu.

'' Beni kulübede bekler misin ?''

'' Tabii,'' diyen adamın kendisini süzmesinden utandığı için önce giyinmek, üstüne başına çeki düzen vermek istiyordu.

'' Ben de hemen giyinip gelirim zaten.''

Asil yine başıyla onaylayınca Gazel gülümser gibi oldu. Çünkü hâlâ yerinden bir milim bile kıpırdamış, harekete geçmiş değildi. Öylece bakıyordu gözünün içine. Ara ara da kuruyan dudaklarını okuyordu ama algılıyor muydu, işte bu kısım biraz muammaydı.

'' Asil, giyinmem lazım.''

'' Ah, şey, tabi...'' deyip ayağa fırladı hemen. Saçının arasından elini geçirirken o da utanmış gibiydi. Ne yaptığını pek bilmediği için önce kapı tarafını işaret etti.

'' O zaman seni orada bekliyorum.''

Gazel gözleriyle teyitleyince geri geri gitti ve ayağı halıya takılır gibi oldu. Yere düşeceği sırada bir şekilde dengesini korumayı başardı. Gazel adamın o haline gülmemek için dudaklarını ısırırken Asil hafif tebessümle saçını kaşıdı.

'' Hemen gelirsin değil mi ? ''

'' Beş dakikaya orada olurum.''

'' Tamam,'' dediğinde tekrardan arkasını döndü. Çıkmadan evvel son kez kıza baktı. Gazel eliyle kendisini bir şey konusunda uyarıyordu ama biraz geç kalmıştı. Kapıyı açmadan çıkmaya çalışması toslamasıyla son bulunca alnı iflas etmişti. Sanırım beyin hücrelerinin bir kısmı bu çarpmanın şiddetiyle rahmetli olmuştu.

Beyaz Porsche'li Prensin Kayıp Prensesi (TAMAMLANDI)Bu Defa B'aşka- Seri 2Where stories live. Discover now