Demek Karalamaydı?

178 27 74
                                    

Bu kitap bu gidişle benim günlüğüm olacak sanırım.
Bunu yaptığıma hala inanamıyorum. 'Plastiği Yasaklamam' ya da 'Neden Fruk Shiplememelisiniz?' (Fanlar beni öldürür.) konuları kimsenin ilgisini çekmediğinden bu anımı anlatacağım.

Evde bayan bir arkadaşımla (Kesinlikle aklınıza başka şeyler gelmesin :)) şarap içip muhabbet ediyorduk. Hatta sırtım ağrıdı falan dedi. Ben bu konuda İngiltere'den daha büyülü olan ellerimle güzel bir masaj yapacaktım ki o sırada kapı çaldı.
Kapıyı açınca çalılarımı en son ne zaman budadığımı düşündüm. 2 saniye sonra çalı zannettiğim şeylerin Arthur'un kaşları olduğunu anladım.
"Öff burası da gül kokuyor- Sen eve kadın mı attın?"
"İngiltere ne söyleyeceksen söyle."
"SANA MERAKLI DEĞİLİM BEN DE! BAKA!"
Amk weebi.
"Neyse buraya gelme sebebim Prusya'nın benimle dalga geçmesi."
"Sana yardım etmeyeceğim o zaman."
"Bekle Fransa! Bu seni de ilgilendiriyor.".
"Benden hoşlandığını Prusya'ya mı söyledin. Ne kadar malsın İngiltere. İspanya dururken ona mı söylenir? Hoş benden hoşlanan çok kişi var. Orası da ayrı konu."
"..."
"Utanma utanma. Bak masaj seansım bitsin sonra seninle yatağımın sağlam olup olmadığını test ederiz ehehe."
"BEN O YATAĞI ALIR SENİN BİR TARAFINA &#*$#*/! GERİZEKALI KONU MANGA! Bü-Bütün itibarım gitti!"
"Manga? İngiltere gene weebler gibi saçmalamaya başladın. Ayrıca itibarın var mıydı ki?"
"Kapa gözlerini."
"Niye?"
"Soru sorma 5 saniye kapatsan ölmezsin."
"Peki."
İçimden 5'e kadar saydım.
"Açayım mı?"
"Evet."
"AAAAH KORKUNÇ KORKUNÇ!"
"BAKA O BENİM SURATIM!"
"He. Pardon."
Etrafa bakınca Japonya'da olduğumuzu anladım.
"Se-Sen na-nasıl?!"
"Unicornlar Fransa."
"Amerika da zaten egzersiz yapıyordu."
"İnanmazsan inanma."
Japonya'nın evine doğru yürümeye başladık.
"Şu manga mı neyse bana onu anlatacak mısın?"
İngiltere derin bir nefes aldı.
"Japonya bi nevi kendi çizgi roma- geç burasını ya! SENİNLE SHIPLENMİŞ MANGAMIZ VAR! TAMAM MI?! JAPONYA YAPTI BUNU!" Suratıma elindeki kağıt destesini fırlattı.
"NEEEEEEEEE?! JAPONYA BÖYLE BİR ŞEY YAPMAZ!"
"Ben de inanmak istemiyorum Fransa."
"SENİN HABERİN VAR DA NEDEN BENİM YOK?! PRUSYA KESİN BENİMLE DALGA GEÇERDİ!"
"Sapık olduğun için normal karşılamış olabilir mi?"
Tam cevap verecekken Japonya bizi gördü.
"Hoşgeldiniz."
"ÖNCE AMERİKA ŞİMDİ DE SEN Mİ JAPONYA?!" diye bağırdı İngiltere.
"İ-İngiltere. Ben ne yaptım?!"
"MANGA! BENİ GAY YAPIP FRANSA'YA *#&$*$$*$*#*$!"
Şimdi ben üstte miydim yani?
Japonya şaşkın bir şekilde duraksadı.
"Bir dakika İngiltere bağırma. Bu şeyi Amerika yapmış olamaz mı? Sanki bunlardan görmüştüm onda daha önce." dedim.
"O çizgi roman -_-"
"İkisi de aynı şey."
"SALAK BU JAPONCA!"
"AFEDERSİN DE KOCA ANIME BOYUNCA HEPİMİZ NEYCE KONUŞTUK?!"

*5 dakikalık tartışmadan sonra*

"DURUUUUN! KAHRAMANINIZ GELDİ! PROBLEM NE?!" diyerek Amerika yanımızda belirdi.
"SEN BURADA NE ARIYORSUN?!" diyerek şaşırdı İngiltere.
"Beni Japonya çağırdı."
"Hayır aslında sen kendini zorla davet ettirdin." dedi Japonya.
"Ja-Japonya! A-Amerika ile a-arkadaş mısınız?!" İngiltere yere yığıldı.
İngiltere'nin nabzına baktım. Sonra ise diğerlerinin suratına.
"Eee?"
"HİÇ BAKMAYIN ÖYLE SİZE İNGİLTERE'DEN ZERRE TOPRAK PARÇASI VERMEM!" Hemen İngiltere'yi bacaklarından tutup sürüklemeye başlayacaktım ki İngiltere bacağı ile tekme attı.
"GEBERSEN ŞAŞIRIRDIM ZATEN!"
"Fransa..."
"Yoksa cidden ölüyor musun?! Evet vasiyetin nedir?! Tüm topraklarını bana bırakıyorsun değil mi?!"
"S*ktir git -_-"
"Ben giderim sen s*ktir diyecem de. Mangada yeteri kadar *$*$**$ kendini."
İngiltere ayağa kalktı. Japonya ve Amerika koşarak gelmişti.
"Sana tek bir şey soracağım. Onu sen mi yazdın Japonya?"
"Çok heyecanlı! İster misin?!" diyerek Amerika bana patlamış mısır uzattı.
"Be-Ben.." Japonya terliyordu.
"Evet sen?"
"YETER ARTIK ŞUNU HALLEDİN DAHA EVE GİDİP MASAJ YAPACAĞIM!"
"Noğydoğn boğhsodoğylağr?" dedi Amerika.
"Japonya bir şey çizmişmiş bizi shiplemişmiş falan."
Alfred lokmasını yutunca birden bağırdı.
"HAAA BENİM JAPONYA'NIN EVİNDE BIRAKTIĞIM DENEME ÇİZİMLERİ!"
"Buyur?"
"Japonya'da canım sıkılınca ondan birkaç parça kağıt isteyip üzerlerinde karalama yaptım."
"FRANSA X İNGİLTERE'Yİ NASIL AÇIKLAYACAKSIN?!" dedi İngiltere.
"Bir. Her kalın kaşlı İngiltere değil. İki orada hemlih pozisyonu ve suni teneffüs vardı. Sahil olduğu için sadece altları vardı."
Amerika'nın çizimleri...

***

İngiltere ile eve dönüyorduk.
"Bir de bana sapık dersin."
"Çünkü seni sevmiyorum ve öylesin."
"YAŞADIĞIMIZ ONCA ŞEY YALAN MIYDI İNGİLTERE?! Kaşlarını ilk aldığımdak-"
"KAPAT ŞU KONUYU!"
"Şey biz yürüyerek mi gideceğiz?"
"Kapa gözlerini."
Gözlerimi kapatıp açınca gene kendimi evimin önünde buldum.
"İngiltere-"
"Teşekkür etmene gerek yok. Zaten sen de bana yardım etmedin o yüzden sana da teşekkür etmeyeceğim."
"Yok onu demeyecektim. Yatakların sağlamlığını kontrol etmeme yardım edecen mi? Bir de çok sırtımı acıtıyor."
"-_- İsveç'i çağır." diyip gitti.
Eve girince misafirimin gitmiş olduğunu gördüm. 10 dakika sonra yine kapı çaldı.
Gelen İsveç'ti.
"ULAN İNGİLTERE!'

Bu arada herkese söylüyorum. Arthur beni kitabında çok yanlış tanıtmış. Yok sapıkmış yok her halta çözüm olarak "çıplak olalım" diyormuşum. Yalan bunlar. HATTA BU YEMEKLERİNE LEZZET KATSIN DİYE KAŞLARINDAN KOPARIP EKLEYEN YARATIK Hetalia.wikia'ya rüşvet vermiş site benim için "aslında sapıktır" yazmış.
Bir de benim panoma yazdığı yazıya geldiğimde Wattpad takılıyor. Artık naparken yazdıysa?
Pis terbiyesiz Tsundere.

BİR FRANSIZ'IN GÖZÜNDENWo Geschichten leben. Entdecke jetzt