3-Aile Saadeti (Düzenlendi)

Start from the beginning
                                    

"Benim hiç işim olmaz. Bu konuyu kapatalım olur mu?" dediğinde Halil Bey daha fazla sessiz kalamadı. 

"Saçma sapan konuşma Azat. Konuyu kapatmak yok! Artık kaçamazsın. Kardeşlerin evlenecek yaşa geldi. Hala senden tık yok! Otuzlarına vardın. Hala kaçmak niyetindesin. Bu sefer, bizim istediğimiz olacak."

"Ama baba..."

"En kısa zamanda ya bana bir gelin getirirsin ya da ben sana bulurum. Tercih senin."

Berat, Azat'a yaklaşıp usulca konuştu.

"İstersen ben bulurum. Seve seve yaparım. Bunu biliyorsun."

Azat, sağ elini yumruk haline getirdi. Her an Berat'a saldırabilirdi. Derin derin nefes aldı. Kendini tuttu.

"Kardeş değil! Baş belasısın Berat."

"Ben de seni çok seviyorum abi."

Efsun, onları izlemeye devam ederken Asım heyecanla konuştu.

"Amcam evlenecek mi?"

Fidan Hanım, torununa  şefkatle bakıp gülümsedi. Ellerini yukarı açıp konuştu.

"İnşallah.  Allah biliyor ya her gün dua ediyorum. Amcan bir evlensin, adaklarımı bir bir gerçekleştireceğim."

Azat, başını elleri arasına alıp ovuşturdu. Onlarla daha fazla uğraşamayacağını anladı. Annesinin ısrarıyla, babasının hükmüyle baş edemezdi. Çaresizce sustu. Ayak seslerinin gelmesiyle bütün bakışlar kapıya yöneldi. Doğu'nun gelişi, en çok Efsun'u sonra Azat'ı sevindirdi. Azat, kardeşini bir kurtarıcı gibi gördü.  Onun sayesinde konunun kapanacağından emindi. Doğu, elindeki poşetleri yere bırakıp masaya yaklaştı. 

"İş uzayınca çıkamadım. Çok bekletmedim değil mi?"

"Yok oğlum. Geç masaya. Yemeğe başlayalım artık." diyen annesinin sözüne uydu. Azat'ın yanına Efsun'un tam karşısına oturdu. Efsun, dikkatle sevdiği adamı inceledi. Uzun süre gözlerini çekemedi. Doğu, gülümseyerek onun tarafına baktı. Gamzeleri açığa çıktı. Göz kırptığında gülümsemesi genişledi. Efsun, şaşkınlıkla duraksadı. Heyecanla yutkundu. Kalbi tekledi.  Doğu'nun kendine gülümsediğini sandı. Heyecanla gülümsedi. Asım'ın  kahkahaları ile gerçeği gördü. Önce Asım'a sonra Doğu'ya baktı.  Baba oğul birbirlerine gülüyorlardı. Bozuntuya vermeden önüne döndü. Kendini aptal gibi hissetti. Bu adamın gülüşü bile, onu heyecanlandırıyordu. Eli ayağına dolaşıyordu. Doğu gerçekten onu sevse, heyecandan kafayı bulabilirdi. Güç toplamak için onun olduğu tarafa bakmadı. Bakmaya devam ederse, kendinden geçebilirdi. Onun gülüşünde huzuru tadar, hayaller alemine dalardı. Ortam buna müsait değildi. Rahatlamak için önündeki su dolu bardağı aldı. Hızla birkaç yudum içti. Boğazındaki kuruluk, bir nebze de olsun azaldı. 

"Ay döküldü çoyba."

Asım'ın çorbayla mücadelesi, başarısız kalmıştı. Üstüne birazcık dökülmüştü. Efsun, hızlı davranarak peçeteyle üstünü sildi. Onu izleyen bakışlardan habersiz, Asım ile ilgilendi.

"Sana yardım edeyim. Olur mu?"

Asım, sessizce başını salladı. Efsun, şefkatini esirgemedi. Çorbayı içmesine yardımcı oldu.
Tabağa yeni yemekler koyarken Doğu ile göz göze geldi. Genç adam, yakalanmanın verdiği etkiyle kaşlarını çattı. Yüzünü başka tarafa çevirdi. Efsun, onun bu haline iç geçirdi. Doğu, bildiği gibiydi. Konu Efsun olduğunda kalın kalın duvarlar örerdi. Şimdi yine aynı şeyi yapıyordu. Bu huzuru, onun gerginliğiyle bozmayacaktı. Tekrar Asım'a dönüp, yemeğini yedirdi. Bir süre sonra küçük çocuk, karnını sıvazladı.

HARAM SEVDA (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now