Barcelona

10 2 0
                                    

Yepyeni bir takıma ve yepyeni bir başarıya yelken açmıştım.Aslında İspanya çokta yabancı olmadığım bir ülkeydi daha önceleri başkent temsilcisinde oynarken sayısız başarılara imza atmıştım.Ama ayak bileğimm kırıldığı o maçtan sonra ispanya adeta benim açımdan cehennem gibi olmuştu.Kariyerim zirveyide bu ülkede gördüm en dibide şimdi tekrar aynı yerdeydim başladığım yerde sadece üzerimdeki formanın rengi değişmişti geri kalan herşey ilk ispanya ya ayak bastığımla aynıydı Real Madrid benim ilk göz ağrım olan kulüp olarak hep benim yanımda özeldir.Bu sefer onlardan intikam almak için imza atmıştım ama suçlu onlarmıydı yoksa çalışmayı bırakan inancını kaybeden ben miydim bunuda siz okuyucuların takdirine bırakıyorum.Şimdi gelelim Barcelona daki serüvenimize ilk zamanlar taraftar beni kabullenmekte zorlanıyor aynı zamanda Real taraftarlarıda beni sürekli aşağılıyor ve tehdit mesajları yolluyordu acaba doğrumuydu yaptığım bu tercih Fenerbahçe'de mi kalmalıydım yoksa bunu zaman gösterecekti.Ben sürekli çalışıyor formumu kaybetmemek için ne gerekiyorsa yapıyordum.Sezon başlamıştı ilk maçımız kendi sahamızdaydı ve taraftarımızın önüne ilk çıkışımdı aslında sahaya yabancı değildim bir çok kez bu sahada maç yapmıştım ama ilk kez bu forma altında maç yapacaktı maç başladı 2 kere pas hatası yapmam tribünlerdeki uğultuyu arttırmıştı.Anlaşılan bana karşı pek fazla kredileri yoktu.Maç takım adına oldukça rahat gitmesine karşın benim adıma zor bir maç olarak tamamlandı.Ertesi gün ispanyada medyada Alfonso hayal kırıklığı başlıklı manşetler atılıyor kariyerim resmen 1 maçla sorgulanıyordu.Bu sefer o hataya düşmek istemiyordum çalışmayı bırakmak yerine dahada fazla mesai yapmaya başladım.Sezonun 2.maçı deplasmandaydı ben bundan çok memnundum anlaşılan taraftar beni kabullenmemiş ben taraftara kendimi kabul ettirecektim.Maç başladı ilk maça oranla daha rahat oynuyordum üzerimdeki baskı biraz daha azdı ve 34.dakikada soldan gelen ortaya ceza sahası dışından nefis bir vole vuruşu yaparak topu ağlara gönderdim artık şeytanın bacağını kırmıştım hemde 34 numaralı formam ile aynı dakikada attığım golle İstanbul yine bana uğurlu gelmişti.Taraftar 3.maçta bana sahip çıktı ve maç öncesi tribünlere çağırdı artık çok rahattım bir lider gibi takımı mı yönetiyor şampiyonluk yolunda emin adımlarla ilerliyorduk bitime 2 hafta kala kaderin cilvesi olsa gerek Real Madrid'le şampiyonluk maçına çıkacaktık 3 puan öndeydik yenersek şampiyon olacaktık yenilirsek belkide şampiyonluktan olacaktık beklediğim gündü ve Realin sahasın maça başladık ilk yarı tam bir faciaydı Real 1-0 önde tamamladı bişeyler yapmamız gerekiyor dakikalar hızla eriyordu taki 77. Dakikada o müthiş sol ayağımla attığım gol skoru dengelemişti.Tribünlerde sessizliğe bürünmüştü maç tam böyle bitecek derken yaptığım asist sonucu 2-1 öne geçiyorduk hakem son düdüģü çaldığında şampiyonduk hesap görülmüştü Real Madrid'in sahasında şampiyon oluyorduk bu tarif edilemez bir duyguydu....Benim için Barcelona daki son maçım olacaktı ispanyada görevimi tamamladığımı düşünerekten hep hayranı olduğum ingiliz devi Manchester United taransfer olmuştum.Oradamı neler yaşadım onuda bir dahaki bölüm olan Manchester bölümünde paylaşacağım

Bir Yıldızın HayatıWhere stories live. Discover now