👭2👭

366 24 18
                                    

Nehir

Pınar söylediğim şeyle gülmeye başladı. Ben ve saflık? Hah, yanından bile geçmem.

Ebru hocanın sesiyle tahtaya döndük. Kötü haber; ders matematik! Mecburen hocayı dikkatle dinlemeye başladım diyemeyeceğim çünkü dinleyemiyorum. Anlamıyorum ben bu dersi. Olmuyor. Matematik dersinde güçlü kalamıyorum.

Benim mütüşmel sınıfımın mütüşmel kapısı tıklanılınca o tarafa döndüm. Ebru hoca 'Gir' diye seslenince kapı açıldı ve içeri mütüşmel sınıfımıza mütüşlü 2 oğlan girdi. Pınar'a baktığımda gözlerini kocaman açmış bana bakıyordu.
Ona yandan ben demiştim gülüşü attım ve önüme döndüm.

"Yeni öğrenciler misiniz?"

Kafalarını salladıkları sırada hoca da onlara sıraları işaret etti.
"Oturabilirsiniz."

Sanki hocanın bunu demesini bekliyorlarmış gibi hemen yerlerine oturdular. Gerçi bunu beklemeyecekler de neyi bekleyecekler? 'gelin halay çekelim' falan demelerini mi? Eğer bana deselerdi kabul ederdim tabiki de neyse konumuz bu değil.

Ebru hoca mütüşlü oğlanlara isimlerini sorunca keskin yüz hatlarına sahip, kahverengi saçlı çocuk "Bora Ateş," yanındaki çocukta "Mert Soylu, " dedi.

Daha sonra ise yerlerine oturup dersi dinlemeye başladılar. Hıh, inekler.

Teneffüs zili çalınca Pınar ile derin bir nefes alıp ayağa kalktık ve okulun bahçesine çıkıp Tamer'i aramaya koyulduk.

Şimdi siz Tamer kim diyeceksiniz. Tamer bizim en en en best friendimizdir. İlk iki derse girmediğine göre kesin yine boş boş okulda dolanıyordur. Aha kara gözüktü! Bir ata bile rakip olacak şekilde koşarak sırtına atladım. Kendisi böyle bir hamleyi beklemediği için ilk başta sendeledi fakat sonra hemen toparlandı ve koşmaya başladı. Tam kahkaha atmaya başlamışken Tamer'in durmasıyla 3 çocukla sokağa atılmış gibi kalakaldım. Benim inmek istemediğimi anlayan Tamer "Kızım, insene sırtımdan,"dedi. 'Cık'layıp "Hayır, ya. Banane. Taşısan ölecek misin?"

"Evet öl-" Tamer daha lafını bitiremeden birisi öküz gibi bize çarptı ve bende o çarpmanın sarsıntısıyla Tamer'in sırtından yere düştüm. O anlık sinirim canımın acısına fazla gelince hızla ayağa kalktım. Kız sinirli bir şekilde Tamer ve bana bakıyordu. Bana. Bana Bihterine. Kaşlarını çatarak kızın üzerine yürüdüm.

"Önüne baksana kızım, ne at gibi koşuyorsun?"

"Az önce koşanlar sizdiniz yalnız,"dedi ukala bir biçimde.

"Biz koşuyoruz da insan gibi koşuyoruz. Millete çarpmıyoruz?"
Sesim hafiften yükselmeye başlıyordu

"Neden bu kadar abartıyorsun. " deyip el kol hareketi yaptı.

"İndir o elini kolunu, hareketlerine dikkat et istersen." dedim. Kız bir süre bana baktıktan sonra dönüp gitti.
Tamer bana döndü. "Mal mısın kızım sen? Neden hemen kavga çıkartıyorsun mal."

Kaşlarımı çattım. "Lan bak bana mal deyip durma senin yüzünden mal oldum. Bak ya. Çok sinirlendim şuan."

Tamer kıkırdayıp kolunu omzuma attı ve Pınar'ı aramaya koyulduk. En sonunda onu kantinde yeni gelen çocuklarla oturduğunu gördüm. Tamerle beraber oturdukları yere doğru ilerledik. Hemen Pınar'ın arkasına geçtim ve kafasına vurdum. "Nabıyon la mal?"

Pınar kafasını ovuşturarak "Ne vuruyosun lan,"dedi. Omzumu silkerek "Canım istedi," dedim. Gözlerini devirip önüne döndü ve bende Pınar'ın yanına oturdum.

Tamer'e baktığımda kaş göz işaretiyle telefonunu gösterdi. Telefonuma baktığımda mesaj gelmişti.

Kimden: Ta mermer

Çatlak Kuzenler /Düzenleniyor/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin