elveda

441 32 4
                                    

Kitabıma hüzünlü bir bakış atıp elveda diye fısıldadım. Ve yavaşça kitaplığımdaki yerine bıraktım.

Bu kadar duygusallık fazlaydı.

Neyse kitabı kaldırdık artık yapacak bir şey yok.

A;Mari uyudun muu?

M; hayır. Anlaşılan sende uyumamışsın.

Ad; evet okuldan sonra çekimlerim vardıda şimdide trafiğe yakalandık.

M; anlıyorum. Nerdesin?Yani yol olarak.

Ad; tam Eiffel kulesinin ordayım.

M; senin adına üzüldüm.  Çünkü hoca baya fazla ödev verdi.  Ve böyle giderse 3:00 de anca uyursun.

Ad; haklısın:(

M; üzülme. Hey istersen ben Eiffel kulesine gelebilir, seni evine bırakırım ha ne dersin.

Ad; Zahmet olmasın??

M; yok zanım hem arkadaşlar ne içindir?

Ad; sen harika bir dostsun Mari. Ama gelmene gerek yok.  Çünkü zaten ödevleri yapamıyorum.

M; istersen ödevlerine de yardım edebilirim. Ben ödevleri çoktan bitirdim.

Ad; tşk mari :)

M; Birşey değil.

Mesaj atmaya ara gerdim ve camı açtım. Hava soğumuştu.

Hava durumuna laned olsun hani sıcaktı hava, hani güneşliydi?

Neyse ben koyu lacivert bir Jean ve üzerime kırmızı bir kazak giydim. Siyah çantamada telefonumu attım.

Aşşağıya inip siyah topuklu çizmelerimide giyip yola çıktım.

Ev eiffel kulesine pek yakın sayılmazdı ama kısa sürede oraya vardım.

Adrian'da bir bankta oturmuş beni bekliyordu.

Yanına oturduğumda beni fark etti.

Ad; Meraba mari geldiğin için sağol ama en baştan söyleyeyim bana ingilizce  öğretmek zordur.
Hele o kelimeler ezberleme falan. Zaten sınavda hala şu hayvanların anlamı çıkıyo bi ezberleyemedim. Ezberlemem.

M; Benim elimdende öğrenmeden kaçmak zordur Adrian efendi.

Ad; öyle olsun.

Yola çıktık ve onun evine doğru yürüyorduk.

?; Marinette?

Arkamı döndüğümde karşımda Sude vardı.

M; anlaşılan sende uyumadın?

S; evet bende senin evine geliyodum.

M; neden?

S; çünkü şu ingilizce ödevini yapamıyorum.

M; ne diyosun Adrian üçümüz çalışalım mı???

Ad; Tamam.

Miraculous Where stories live. Discover now