Tokat

3K 110 36
                                    

Bol eşofmanıyla paytak paytak yürüyüp sofraya oturan Erkul'a bakıp gülmemek için dudağımı ısırdım. Kendini tutmaya çalışırken garip sesler çıkaran Alper'e bakıp gülmemi daha fazla bastıramazken Ela ve Çiğdem de bizimle beraber kahkaha atmaya başladı.

"Ulan Damla, doğmamış çocuklarımın katili oldun ulan."

Çiğdem gülmekten masaya eliyle vururken benim gözlerimden yaşlar akıyordu.

"Ya tamam özür diledim işte. Gelip yatmasaydın yanıma be sülük!"

"Hem suçlu hem güçlü. Kızım hoşuna gidiyor işte hadi tamam naz yap ama kahve dökmek ne Allah aşkına ya?"

"Geçmiş olsun kardeşim, artık öter mi bilmiyorum, hayat kısa senin kuşun uçamayacak artık." diyen Alper'e Çiğdem haykırarak gülerken az kalsın sandalyeden düşüyordu. Erkul'un şok olmuş bakışları ve Damla'nın gülmemek için kendini tutmaktan kıpkırmızı olmuş suratıyla ortam iyice garip bir hal aldı.

"Lan ne diyorsun? Ne demek ötmeyecek? Ötecek ulan!"

Gülmekten ağrıyan karnıma ellerimi koyup şiddetlenen gülüşümü bastırmaya çalıştım.

"Ötmez mi?"

"Oğlum gülmeyin de cevap verin lan!"

"Erkul Ela burda saçma sapan konuşmayın ya!"

Cırlayan Damla'ya kötü kötü bakan Erkul kendi kendine söylenmeye devam ediyordu. Nihayet konu değişebilirken bugün ne yapacağımızı konuşmaya başladık. Herkes ortaya bir fikir atarken öğlen evde akşam da keyfimize göre bakarız diye kararlaştırdığımız sırada çalan telefonuma yöneldim. Annem arıyordu. Masadan kalkıp salona geçip telefonu kulağıma götürdüm.

"Efendim anne."

"Nerdesin kızım?"

"Alperlerdeyiz bizimkilerle, ne oldu ki?"

"Merak ettim canım,keyfinize bakın o zaman."

Telefonu kapatmamla arkamdan boynuma burnunu sürten Alper'i hissetmem bir oldu.

"Yapmasana Alper!"

"Bunları boşver,biz odada yalnız takılalım." Mırıldanışıyla mayışsam da kendimi toplayıp yanından ayrıldım ve tekrar masaya geçtim. Çiğdem biten çayları doldururken Damla Erkul'un telefonunu karıştırıyordu. Alper bir ekmeğin üzerine reçel sürüp ağzıma tıktı ve aynı işlemi Ela'ya da uyguladı. Yemek yememizle bir sorunu vardı,manyak! Nihayet kahvaltı bittiğinde hepimiz salondaki koltuklara yayıldık. Alper bir kolunun altında beni bir kolunun altında da Ela'yı tutarken ikimizle de uğraşıp duruyordu. Kulağıma doğru eğildi.

"Gece başbaşa bir şeyler yapacağız,haberin olsun." diye fısıldayıp yanağımı öptü. Gülerek kafamı göğsüne yasladım. Damla ve Erkul telefondan bir şeylerle ilgilenirken Çiğdem televizyonda bir şeyler arıyor ve Ela ile konuşuyordu. Ela, Alper'in kolunun altından çıkıp Çiğdem'in yanına geçti ve Alper iki koluyla da beni sardı. Elleri bir türlü rahat durmazken karnına dirseğimi geçirdim ve ters bir bakış attım. Ama tabi bilin bakalım kimin sevgilisi arsızdı? Erkul'un sesiyle ona döndük.

"Kübra'nın doğum günü varmış akşam, gidelim mi?"

Sevinçle ellerimi çırptım. Damla ve Çiğdem de bana katılırken bu gece ne kadar eğleneceğimizi düşünüyordum. Kübra okuldan bir arkadaşımızdı ve açık konuşmak gerekirse tanıdığım en eğlenceli kızdı. Onun doğum günü tam bir efsane olacaktı muhtemelen.

"Olaya bir açıklık getirelim. Bar olayının cezasız olmayacağını söylemiştim. Bu gece evdesiniz kızlar. Boşuna heveslenmeyin."

Düşen suratlarımız ve şaşkın bakışlarımızla öyle kalakalmıştık ve verecek bir tepki de bulamıyorduk. Damla cırlamaya başladığında Erkul sert bir tavırla çıkıştı.

"Alper haklı. Söylenmeyi bırakın,oturun evde."

Ama Damla tabiki susmayıp daha da sinirlenmişti.

"Siz kimsiniz de bizi kısıtlamaya çalışıyorsunuz? Bengü Alper'in sevgilisi,olabilir, Çiğdem'i de bilemem kendi tercihi ama sen ne hakla bana ne yapacağımı söylersin?!"

Damla'nın bu tavrı karşısında hepimiz şaşkına dönerken Erkul da hem sinirlenmiş hem de şaşırmıştı.

"Beğenemediysen git o zaman." Erkul'un bu lafıyla artık ortalık iyice gerilmişti ve çıt çıkmıyordu. Bu kadar ağır konuşmasıyla ikinci bir şok dalgası bizi sarmıştı bile.

"Erkul dikkat et abi,pişman olacaksın." Alper'in sözleriyle bir saniyeliğine gözlerini ona çevirse de ardından hemen Damla'ya döndü. Damla ise transa girmiş gibi Erkul'a bakıyordu. Birden suratına geçirdiği tokadıyla evde güçlü bir ses yankılandı. Erkul'un kafası yana doğru yatarken gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı.

"Sana olan hislerimin allah belasını versin ya."

Sessiz ortamdaki kısık sesiyle bunları söyledi,köşedeki çantasını aldı ve kapıyı çarparak evden çıktı. Geride ne yapacağını bilmez dört kişi bırakarak...

ARKADAŞLAR GECİKTİĞİNİ BİLİYORUM AMA KUSURA BAKMAYIN ÖZEL SEBEPLERDEN DOLAYI OLDU. SİZDEN RİCAM SADECE YORUM YAPMANIZ. VOTE FALAN TAMAMEN SİZİN TERCİHİNİZ BENİM TAKILDIĞIM BİR ŞEY DEĞİL AMA YORUM YAPMANIZ YA DA HİKAYEYLE İLGİLİ BANA MESAJ ATMANIZ BENIM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ. İÇERİKLE İLGİLİ YORUMLARINIZI ÖNERİLERİNİZİ DÜŞÜNCELERİNİZİ BEKLİYORUM HOŞÇAKALIN SİZİ SEVİYORUM💕

oceanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin