ocean

Gülüşünden Öpmek

Şaşkınlıkla açılan ağzımı kapatma nezaketinde bulunmayıp büyüyen gözlerimi birkaç kez kırpıştırdım. Bilinmeyen o muydu yani? Hakkımda o kadar şeyi bilen kişi Alper miydi?  Beni seviyordu işte, beni,cidden,seviyordu. Hakkımda her şeyi biliyordu. Hakkımda en ince detayları bilecek kadar beni seviyordu. Önümde şıklatılan parmakla irkilerek dikkatimi ona verdim.

"Kızım niye gülümseyip duruyorsun? İyice delirdi lan."

Sözleriyle kendime gelip yaramaz sırıtışımı yüzüme yerleştirdim.

"Demek bana aşıksın 'bilinmeyen'. "

Birazcık kızdırmaktan bir şey olmazdı sonuçta.

"Dalga geçmeye devam et de bak bakalım içerdeki yatağa nasıl bağlıyorum seni."

Koluna vurup "Alper!" diye cırladım. Sapıktı işte,basbayağı sapık! Kahkahası kulaklarımı doldururken gülüşünü bir kere daha sevdim. Ne güzel gülüyordu vicdansız! Kısılan yeşil gözleriyle,güzel dişleriyle tablo gibi çocuktu be.

"Demek aramızdaki şeyi seviyordun?"

Suratındaki sırıtışa bakıp göz devirdim. Aferin Bengü, sanki sen sütten çıkmış ak kaşıksın da bir de çocukla dalga geçeceksin, vallahi bravo!

"Fotoğraf iyiydi." deyip güldüğümde o da kahkaha attı.

"Seninki de öyle." Gülümsemesi yüzünden silinirken bana sert bir bakış attı.

"Sen gizli numaraya niye fotoğrafını atıyorsun lan?"

Opps,şimdi ne diyecektim? Haklı bir açıklama yapmam imkansızdı. En sevdiğim şeyi yapıp konuyu değiştirip onu suçlayacaktım. İşte kız zekası.

"Asıl sen niye bana gizli numaradan yazıyorsun ya? Ben de çocuklara söylerim diye güveniyorum. Meğer Alper Bey beni kandırıyormuş orda. Ayrıca odadan beni gözetlediğini de unutmadım. Sen nasıl sapık bir herifsin ya. Peki ya bana yaptığın sapıklıklara ne demeli? Hayvansın işte sen,hayvan! Ya ben rahatsız oluyorsam? Her şeyi biliyorsun madem bunu da bil. Ama tabi erkeksiniz, sizde düşünmek ne arar Allahın hödükleri! Ama sen hep böyleydin,hep bi hırtlık hep bir bişey. Odunsun sen, insan bari güzel bir şey yazar ya. Allah allah, sen beni niye mutlu edemiyosun ya? Ama gidip başkalarını mutlu edersin. Kimi mutlu ediyosun Alper? Daha bir şeye başlamadan aldatıcak mısın beni? Eğer öyleyse senin suratına kezzap dökerim Alper, bi açığını yakalarsam seni diri diri gömerim bak."

Derin bir nefes aldığımda şaşkınlıkla açılan gözleri ve ağzıyla kıpırdamadan bana bakıyordu.

"Özür dilerim."

Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Tutamayacağımı anlayınca dudağımı ısırdım ve hiç belli etmeden devam ettim.

"Önemli değil."

"Kızım o nasıl bir konuşmaktır? Beynimi yedin lan!"

"Alper ne çok konuşması, çok konuşmuyorum ben bir kere, doğruları söylüyorum. Yoksa niye ko-"

Konuşmamı bölen dudaklarıyla kanım anında tatlı sıcaklığına bürünürken aralık gözlerimi kapattım ve yavaş öpüşüne karşılık verdim. Bir eli yüzümde yanağımı okşarken hareketleri yavaştı. Sanki tam olarak her şeyi hissetmek ister gibiydi. Diğer eli belimi okşarken dokunduğu yerler karıncalanıyordu. Bendeki etkisi çok büyüktü ve onn karşısında kendime hakim olamıyordum. Ama bu sefer daha da ileri gitmeden dudaklarımı dudaklarından ayırdım. Bir saniye beklemeden tekrar dudağıma yapıştığında beni oturduğum sandalyeden kendi kucağına aldı. Dili dudaklarım arasından kayarken öpmesi daha derin bir hale geldi ve ben de ellerimi saçlarının arasına daldırıp dudaklarımı iyice dudaklarına bastırdım. Kalçalarımı sıkıp kendine bastırmasıyla ağzının içine doğru boğuk bir şekilde inledim. Beni mahvediyordu, onun her hareketinde yanıyordum ve küllerim bile kayboluyordu. Nefes almak için geri çekildiğimizde boynuma yöneldi. Islak dokunuşları ve küçük ısırıkları boynumda gezerken ellerimi omuzlarına indirdim. Sertçe dişlerini geçirdiğinde küçük bir çığlık attım. Isırdığı yeri öptükten sonra küçük öpücüklerle dudaklarıma kadar çıktı. Alnını alnıma dayayıp iki elini de yüzüme koydu.

"Seni seviyorum." diye fısıldayıp gülümsedim. Gülümseyen dudaklarıma küçük bir öpücük bıraktı.

"Seni seviyorum."