1. Bölüm

18.3K 618 7
                                    

***

Sevgili okurlarım,

Gelen istekler üzerine hikayeyi yeniden yayınlıyorum. 2011 yılı Nisan ayında yazdığım bir hikayem. Oldukça eski. Yoğunluğum nedeniyle yeniden düzenleme şansım olmadı. Bu yüzden hatalarım varsa şimdiden affola.

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum.

****

Açılan perdelerle gözlerimi kısarak yastığın altına soktum başımı.   Her zaman nefret etmişimdir sabah sabah yüzüme vuran güneş ışığından.

"Hadi ama uykucu uyanma vakti."

Yatağıma oturuşunu hissediyordum bir yandan da.

"Hayır! Biraz daha !" Diye inledim ama umurunda bile değildi.

Yastığımı çekiştirirken söyleniyordu. Bense bir yandan onun sitemlerini dinleyip bir yandan yastığımı kaptırmama mücadelesi veriyordum.

"Ben sana dedim değil mi?Yeter bu kadar dönelim diye!Sabahın 5 inde yatarsan olacağı bu!"

En sonunda verdiğim küçük mücadeleyi ve savaşı kaybettiğimde sırt üstü dönüp gözlerimi açmadan söylendim.

"Ev sahibinin kendi partisini bırakıp gittiği nerede görülmüş?"

Gazel'in kahkahalarıyla gözlerimi araladım.

"Ne parti ama ?Onların bedava içki ve müzik için yapmayacakları şey yok Sahra!Amerikalılar işte!"

Bir şey demeden kalktım yataktan. Çıplak ayaklarla dolaşmayı küçüklüğümden beri çok severdim. Odamdaki banyoya yöneldim. Başımdaki ağrının tüm gün geçmeyeceğinin farkındaydım. Ama dün geceye değmişti doğrusu. New York'a veda gecemdi. Soğuk suyu yüzüme vururken Gazel'in söyledikleriyle ellerim titredi.

"Büyük annen aradı!"

Ellerimi çektiğim anda otomatik olarak kapandı musluk. Lavabonun kenarlarına dayayıp birkaç saniye bekledim. Çenemden damlayan su tanelerinden birini elimde hissetmemle kendime geldim. Kenardaki havluyu çekip yüzüme bastırırken gözlerimi kapadım sıkıca. O kadından nefret ediyordum!

Umursamaz ifademi takınmaya çalışıp ,havluyu fırlatıp banyodan çıktım.

"Ne istiyormuş yine o cadı?"

Gazel'e bakmadan odama ek yapılan kısma girdim. Ne karşımdaki boydan boya önümde ve ardımda olan devasa büyüklükte dolap umurumdaydı ne de içindeki birbirinden pahalı bin bir çeşit kıyafet. Gazel'in sözlerini duyuyordum ama söylediklerimden utanmıyordum. Aksine haykırmak istediğim o kadar çok şey vardı ki içimde.

"O senin büyük annen Sahra!"

Omzumu silktim umursamazca. 'Ne büyük anne ama!' diye mırıldandım ona bitmek bilmeyen öfkemle. Ama merak etmeden de duramıyordum. Yine kraliçe hazretleri ne buyurmuştu acaba?

"Ne zaman geliyorsunuz diye sordu. Akşamı bulmayacağını söyledim. Ama senin uykuculuğunu hesaba katamadım. Gece deseydim keşke."

Hiçbir şey diyemiyordum. Yıllardır uzak kaldığım Türkiye'ye ,vatanıma dönecektim bugün. Apar topar bu ülkeye getirildiğimde daha sekiz yaşındaydım. Tam on beş sene geçmişti. Ölümden beter günlerdi benim için. Tek başıma kabus dolu günler ,aylar, yıllar atlattım burada. Çevremde onca hizmetli varken tek bir yakınım bile yoktu. Ta ki Gazel'i bulana kadar. Yine dalmıştım işte .Dönüşüme günler kala daha sık olmaya başlamıştı. Sürekli düşünüyordum. Kafamdaki fikirleri tartıyordum ve bu da beni yoruyordu hem de fazlasıyla.

ADI İNTİKAMDI! (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin