FİNAL ❤️

920 37 4
                                    

TUTSAK - 28.bölüm | FİNAL | EF'sane...

Gerçek aşk zor olandır...

Gerçek aşk bekleyendir...

Başını yavaşca kaldırmasıyla genç kadın hala rüyadaymış gibiydi. Sevdiği adam yanındaydı, sıkı sıkı sarılmıştı ona, kokusunu duymuştu onun, nefesini, sesini. Daha ne isterdi ki. Hayat burdaydı işte, sevdiğinin yanında, yüzüne uzun uzun baktı genç kadın, eliyle yanında ona sarılmış olan aşkına baktı doyunca, ona bu kadar dikkatli bakmamıştı hiç, bu kadar uzun, bu kadar anlamlı. Rüya değildi işte, gerçekti, yanındaydı işte o, bir daha asla göremeyeceğim dediği kişi yanındaydı, ve bu gerçekten özeldi, ve de çok güzel...

Sevdiği adamın uyanmamasına özen göstererek usulca kalktı yanından, yerlere savurulmuş eşyalarını teker teker toplayıp, üstüme geçirdi. Şu an gitmeliydi, yeniden başlayacaklardı

evet ama Cihan... O'nun bunları bilmesi gerekti. Bunca yıl ona hep destek olan o değil miydi, ama Feriha kendince ona köstek oluyordu, ona henüz birşey söylememesine rağmen, Cihana umut vermiş gibi oluyordu, ve bu hem kendini kötü hiss etmesine, hemde Cihan'ın yıkılmasına tek nedendi.

Çantasını eline alıp, yavaş adımlarla yatağın kenarına geldi. Usulca sevdii adamın dudaklarına küçük bir buse kondurup odadan çıkmıştı.

Dükkandan kendini dışarı atmasıyla derin bir nefes alıp, taksi çevirip evin yolunu tuttu. İşi gerçekten zordu.

Eve varır varmaz, kapıyı anahtarıyla açıp içeri süzüldü. Kendini kötü hiss ediyordu, tüm bunları Cihan'ın ona olan duygularını bilerek nasıl söyleye bilirdi ki.?

Cihan'ı, başını ellerinin arasına almış, birşeyler düşünür vaziyette yakalamıştı bile. Bacaklarını titretmesi, bu onun küçüklükten beri sinirli olduğunda yaptığı şeydi. Ayak sesleriyle irkilen genç adam kızgın, ve bir o kadar da korkmuş bakışlarını Feriha'ya çevirdi.

"Neredesin Feriha, öldüm meraktan. Haber vermeden nasıl çekip gidersin, ya en azından bir telefon aça bilirdin.!"

Diyerek, genç kadının karşısına dikilmişti. Feriha ise küçük bir çocuk gibi başını yere eğmiş, ve de parmaklarıyla oynamaya başlamıştı.

"Ben şey, söyleyecektim sana-"

Derken, Cihan sözünü kesmişti Feriha'nın.

"Feriha yeter.! Çocuk muyum ben, anlamıyorum mu sanıyorsun.!"

Diyerek, kocaman cam pencerenin önüne geçti. Eliyle saçlarını karıştırıp tekrar döndü.

"O adam, geçen gelen. O'ydu dimi.? Hani seni kaçıran. Ve sen seni kaçıran, seni öldürmek isteyen adama aşıksın.! Doğru muyum.? Çocuk değilim ben Feriha, herşeyi biliyorum.!"

Dedi, gözlerinin dolmasına da engel olamıyordu. Seviyordu çünkü, belki de haketmemişti böylesini , ne yapa bilirdi ki, kader böyleydi işte. Kabullenmeye çalışıyordu, bu kadını canından çok, ölesiye sevse bile onun başkasına ait olduğunu, kalbinin başkasında olduğunu adı gibi biliyordu, ve bu onu gerçekten kahr etmeye yeterdi bile.

"Ben, ben söyleyecektim"

Diyerek kekelemişti, bunun bu kadar zor olacağını biliyordu. Cihan ise biraz daha yaklaştı Feriha'ya. O'nun üzülmesi, acı çekmesi isteyeceği en son şeydi, sırf sevdiği kadın mutlu olsun diye yapmayacağı şey yoktu.

"Bakma işte öyle. O'nu çok sevdiğini biliyorum. Sana engel olamam, olamam çünkü bunu ne deme olduğunu çok iyi biliyorum. Olamam çünkü seni acı çekerken görmek istemiyorum. Seni Seviyorum evet, ama o'na gitmeni istiyorum, çünkü seni birtek o'nun mutlu ede bileceğinin farkındayım."

TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin