"Beni öldürüp buraya gömmeyeceksin değil mi Uygar?" diye sordum korkuyla. Bir elimde kapıdaydı. Elimi tuttu ve,

"Korkma ben sana asla zarar vermem. Ben yanındayken de hiç bir şeyden korkma." dedi, arabadan indi. Gelip benim kapımı açtı. Tekrar elimi tuttu. Bende korktuğum için iyice yapıştım ona. Gülüyordu.

"Komik birşey mi var, söyle ben de bileyim." meşhur öğretmen repliğiydi.

"Bana böyle yapışacağını bilseydim daha önce getirirdim seni buraya." dedi. Ormanın içinden sesler geliyordu. Korkmamak elde değildi. Biraz daha yürüdükten sonra karşımıza 3 katlı bir ev çıktı.

Ama eve girmedik. Dalga sesleri geliyordu. Biraz daha ilerledik. Ve gördüğüm şeyle bütün korkularım uçtu gitti. Uçurumdaydık. Aşağıda deniz vardı. Dalga sesleri insana huzur veriyordu.

"Hadi gel." dedi ve hala elimi tutuyordu. Eve doğru ilerledik. Anahtarı çıkardı. Kapıyı açtı, önce içeri ben girdim. Ev karanlıktı. Sonra Uygar girdi. Lambaları yaktı. Telefonunu çıkardı, birini aradı.

"Ormandaki eve birkaç adam yolla." dedi ve telefonu kapattı. Sorar gözlerle ona baktım.

"Korkma. Zaten sen korkma diye adamları çağırdım." telefonum çalınca elimi ondan çektim ve telefonumu açtım.

"Efendim Almilam." dedim.

"Kanka neredesin?"

"Canım olaylar biraz karışık ya. Nasıl anlatsam bilemedim."

"Ben senin evin önündeyim."

"Benim evin önünde misin? Ben evde değilim." dedim Uygar'a bakıp. Eliyle telefonu bana ver işareti yaptı. Ona verdim.

"Alo Almila. Ben Uygar."

"Nasıl hangi Uygar? Okuldan hocanız olan varya hani." sinirli bir şekilde.

"Ela benim yanımda şu an. İstersen sende gel."

"Onu ben hallederim. Sen Ela'nın evinin orada dur. Biri gelip seni alacak." dedi ve telefonu bana verdi.

"Almilacım. Gelecek misin?" dedim.

"Kanka tabii ki geleceğim. Seni orda yalnız bırakmam."

"Tamam canım öpüyorum çok. Bekliyorum seni." dedim. Kapattık telefonu.

O sırada Uygar biriyle konuşuyordu. Evimin adresini veriyordu. Almila'yı almaları için.

Kapı çalınca, Uygar telefonla konuştuğu için ben gidip baktım. Adamın biri, elinde poşetler vardı. Aldım içeri girdim ve telefonu çaldığı için soramadığım soruyu şimdi soracaktım.

"Sen bu adamları nereden buldun hemen iki dakikada?"

"İki dakikada olduğunu kim söyledi." dedi ve göz devirdi.

"Sen bunları boşver. Daha öğrenmen için çok erken." dedi.

"Zamanı gelince." dedim, kendi kendime.

"Evi gezmek ister misin?" diye sordu.

"Olur."

3 katlıydı. Benim gördüğüm kadarıyla. Üst kata çıktık. Burada odalar vardı.

"Bu odalar yatak odaları." içlerine girmeden, üst kata çıktık.

"Burası, çok güzel." dedim. Burası teras katıydı.

"Sen bir de benim gözümle bak." dedi, bana bakarak.

Hamak vardı. Işıklar ve mumlar vardı. Ama her köşe birbirinden farklıydı. Hamak olan köşede mumlar vardı. Loş ışıklıydı.

Başka bir köşe ise çok ışıklıydı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Başka bir köşe ise çok ışıklıydı. Birbirinden farklı ama bir o kadar da uyumluydular.

"Burası resmen cennetin dünyadaki versiyonu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Burası resmen cennetin dünyadaki versiyonu." resmen aşık olmuştum ben buraya.

"Ben de çok severim burayı. Havası bile ayrı güzel." dedi.

Bu adam bu kadar iyi bir insan mıydı? Bilmiyorum ama onunla vakit geçirmeyi sevmiştim...

Diğer bölümün Almila'dan olmasını ister misiniz?

DUZENLENDI.. UMARIM BEĞENİRSİNİZ😘🌹

Öğretmen Kılıklı Mafya (DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now