(MR)Bölüm 23: Senin Resmini Yapmama İzin Ver!

78.2K 6.3K 1.3K
                                    

Genç kız, Orkun onu ormanda kucağına aldığı andan itibaren sadece ileriye bakıyor ve tek kelime etmiyordu. Seren bu durumdan gittikçe daha fazla rahatsız oluyordu. Adama bu kadar yakın olmak hoşuna gitmemişti. Ortam rahatsız edecek kadar yakın ve bir o kadar  da mesafeliydi. Genç kız otele girmek üzere olduklarını gördüğünde telaşla bir duvar misali ifadesiz duran adamın yüzüne baktı.

"Beni indirebilirsin, yürüyebilirim." diyebildi. Otel de ki insanların onları bu şekilde görmesini istemiyordu. Aynı zamanda bu adamın yardımına ihtiyacı olmadığını söyledi kendine. Peki ama tek sebebi bu muydu? Seren parmaklarını adamın omzuna geçirirken bünyesini alt üst eden saçma düşüncelerden uzaklaşmaya çalıştı.

Orkun onun bedenini daha rahat tutmak için kollarını hareket ettirirken derin bir şekilde nefes aldı. "Ayak bileğin o kadar şişmişken ellerinin üzerinde yürümeyi planlıyor olmalısın." Otelin lobisine girdiği andan itibaren insanlar onlara doğru bakmaya başladı. Seren boynundan başlayarak kızardığını hissedebiliyordu. Şuan  dışarıdan nasıl göründüklerini tahmin etmek zor değildi. Asel'in kızın uzun saçları adamın kolunun yanından aşağıya doğru sarkıyordu. Tıpkı masallarda ki prenslere benzer bir adam, güzel ve yaralanmış bir kızı korumacı bir tavırla odasına taşıyordu. Seren bir an için kendi bedeninde olsaydı manzaranın aynı olup olmayacağını merak etti. Her ne şekilde olursa olsun o kendi bedenine geçince tüm bu dünyadan uzak kalacaktı.

Genç adam asansöre bindiklerinde bile onu kucağından indirmemişti. Asel ağır bir kız değildi ve Orkun'unda şişen kasları, zayıf biri olmadığını gösteriyordu.  Genç kız onunla tartışmanın kendisine bir yarar sağlamayacağını bildiğinden odasına kadar susmaya karar verdi. Fakat Orkun onun odasının zıt yönüne doğru yürümeye başladığında telaşla adama baktı.

"Nereye gittiğini sanıyorsun?"

Orkun mavi-yeşil renklerin iç içe geçtiği gözlerini kıza dikti. Seren onların içinde yer alan duyguya bir türlü anlam veremiyordu. "Ayak bileğine bakmamız gerek." Dedi ciddi bir ses tonuyla. Doğru ya kucakta taşınmasına neden olan şişmiş bir bileği vardı.

Seren itiraz etmek için ağzını açtığında hemen kapattı. Ona ne diyecekti ki? Futbol oynadığı için bu gibi sakatlıklarla kendi başa çıkabileceğini mi? Dudaklarını birbirine bastırıp ince çizgi haline getirdi. Sessiz kalmayı tercih etmişti. Bazı durumlarda Asel olmak onun için zorlayıcı oluyordu.

Genç adam kızı kapının yanında indirdiğinde Seren şişmiş ayağını yere basmaktan kaçındı. Koridora kısa bir bakış atsa da kendi odasına ulaşmadan Orkun onu yine odasına sürüklerdi. Ayağını daha da kötü bir hale getirmeye gerek yoktu.

Kapı bip sesi ile açılınca Orkun tekrar eğilip kızı kucağına aldı ve odanın içerisine girdi. Ardından ayağıyla kapıyı iterek kapattı. Seren kapının kapanma sesi ile yutkundu. Birden kayak kıyafetleri içinde fazlaca terlemeye başlamıştı.

Genç adamın odası kaldıkları odaya göre fazlaca genişti ve her yer dağınıktı. Kıyafetleri her yerdeydi. Yatak darmadağınıktı ve çarşaf yerlere kadar düşmüştü. Seren yataktan hemen gözlerini kaçırdı. O anda odanın ortasında duran şövale*'nin üzerinde tual vardı fakat genç kız durdukları yerden üzerinde çizim var mı yok mu göremiyordu.

"Resim mi yapıyorsun?"

Genç adam onu kahverengi, göründüğü kadar rahat olan koltuğa oturttu. Kızın sorusuna ise cevap olarak sadece homurdanmakla yetindi.

Misafir RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin