5.bölüm

84 16 7
                                    

Fakat hiç iş "Fakat sayın temsilci," diye bağırdı Gregor kendini kaybederek ve
heyecandan her şeyi unuttu, "hemen açıyorum kapıyı, hemen şimdi.
Ufak bir rahatsızlık, bir baş dönmesi yataktan çıkmama engel oldu.
Henüz hâlâ yataktayım. Fakat şimdi kendimi zinde hissediyorum. İşte
yataktan çıkıyorum. Yalnızca bir dakika sabredin! Düşündüğüm gibi
kolay olmuyor. Fakat ben iyiyim. Böyle şeyler nasıl da aniden bastırıy-
or! Daha dün akşam gayet iyiydim, annemler biliyorlar, ya da şimdi-
kinden daha iyiydim, dün akşam bunların olacağını biraz sezmiştim.
Yüzüme bakan anlardı. Keşke iş yerine bildirseydim! Fakat insan
yatmadan da bir hastalığın üstesinden gelebileceğini sanıyor. Sayın
temsilci! Annemle babamı üzmeyin! Biraz önce şahsımla ilgili
yaptığınız tüm suçlamalarınız yersiz; şimdiye kadar hiç kimse bana bu
konuda tek kelime etmedi. Gönderdiğim son sözleşmeleri herhalde ok-
umadınız. Ayrıca sekiz treniyle yola çıkacağım, bir iki saatlik dinlenme
beni kendime getirdi. Burada oyalanmanıza gerek yok sayın temsilci; birazdan büroya geleceğim, lütfen bunu patrona söyleyin ve say-
gılarımı iletin!"
Ve Gregor bütün bunları telaşla söylediğinde ne dediğini bilmiyordu
bile ve bunlar olurken, yatakta yaptığı egzersizler sonucu kolayca ko-
modinin yanına yaklaşmıştı bile ve şimdi de ona dayanarak ayağa
kalkmaya çalışıyordu. Gerçekten de kapıyı açmak, kendini göstermek
ve firmanın temsilcisiyle konuşmak istiyordu; ısrarla dışarı çıkmasını
isteyenlerin onu gördüklerinde ne diyeceklerini pek merak ediyordu.
Şayet irkilirlerse Gregor'un yapacağı bir şey kalmayacak ve içi rahat-
layacaktı. Ancak her şeyi sakince kabullenirlerse, o zaman da
Gregor'un telaşlanması için bir neden kalmayacaktı ve acele ederse
gerçekten de saat sekizde istasyonda olabilirdi. Komodin cilalı olduğu
için önce birkaç kez kaydı ama sonunda son bir hamle yapıp dimdik
dikilmeyi başardı; çok acı vermesine rağmen karnının altındaki
ağrılara aldırmıyordu artık. Derken yakınındaki sandalyenin arkasına
dayanarak kendini bıraktı, minik ayaklarıyla sandalyenin kenarlarına
sıkıca tutundu. Böylece bedenini kontrol edebiliyordu ve öyle kaldı,
işte şimdi temsilcinin söylediklerini duyabilirdi. Bir kelime olsun anlayabildiniz mi?" diye sordu temsilci Gregor'un
anne ve babasına, "bizimle alay etmiyor herhalde?" "Tanrı korusun,"
diye haykırdı annesi hıçkırıklar içinde, "belli ki çok ağır hasta ve biz
burada ona işkence ediyoruz. Grete! Grete!" diye bağırdı. "Anne sen
misin?" diye seslendi Gregor'un kız kardeşi öbür odadan. Gregor'un
odası anne ve babasının odasıyla kız kardeşinin odası arasındaydı.
"Hemen doktora koş. Gregor hasta. Çabuk doktor getir. Biraz önce
Gregor'u duydun mu?" "Bir hayvanın sesiydi," dedi temsilci annenin
bağırarak konuşmasına karşın dikkat çekecek kadar alçak bir sesle.
"Anna! Anna!" diye seslendi babası antreden mutfağa doğru ve ellerini
birbirine vurarak, "derhal bir çilingir çağırın!" diye bağırdı.

DönüşümWhere stories live. Discover now