1. Bölüm - Annem -

48 9 4
                                    

Yağmur damlaları , yorgun bedenimi canlandırmak istercesine tenime düşüyordu. Soğuk ve yalnız sokağın kaldırımları , ıslak yola eşlik ediyordu. Az önce yaşadığım olaylar , bu kasabayı terketmeye yeterdi.
Eğik boynumu düzelttim ve biraz sonra ilerleyeceğim boş sokağa baktım. Bu sokak, arkada bıraktığım onca sokaktan daha ürkütücüydü. Korkudan adımlarımı sıklaştırdım. Bir anda yerimden sıçradım. Arkamdan gelen silah sesi , beni arkama döndürdü. Aniden gelen ses beni daha çok korkutmuştu. Tekrar önüme döndüğümde şok olmuştum. Daha demin bomboş olan sokakta şimdi ; ışıklı ve gerçekten düzenli bir tezgah vardı. Tezgahın başında duran yaşlı kadın biraz yoksul tipliydi . Bir an evvel burdan gitmek iyi olacaktı.
Tezgahın önünden geçerken yaşlı Kadın "Güzel kızım, bakmaz mısın?" dedi. Kırmak istemedim ve durup tezgaha yöneldim.
Çok güzel bir broş dikkatimi çekmişti. Kadın farketmiş olacak ki "Bunu mu beğendin güzel kızım?" dedi. Sözünde ima sezsemde pek umursamadım. "Evet, hoşuma gitti." dedim. Bana gülümsedi. "Sanırım buldum." dedi. "Neyi?" dediğim gibi yüzü asıldı. "Yani , sabahtan beri müşteri bekliyordum. Sanırım buldum." dedi. "Peki ben bunu alacağım. Ne kadar?" Dedim. Broşa bakıp "Paha biçilemez." diyince biraz şaşırmıştım. Lafina devam etti. "Ama seni sevdim. Sana hediye olarak verebilirim." Diyip broşu bana uzattı. "Bunu kabul edemem." dedim. "Lütfen bunu al. Bunu alınca her şey değişecek söz veriyorum." Dedi. Sözleri beni etkilemişti. Ona inanmak istedim. Teşekkür edip elinden broşu aldım.Aslında kullandığı kelimeler
ve ifadeleri garipti.
Biraz düşündükten sonra bunun sadece bir broş olduğunu biliyordum. Bir daha görmek istemediğim bu sokaktan çıkmak üzereydim. Üst sokağın başındaki cafeye olanları düşünmek için gittim. Boş bir masaya oturduktan sonra annemi cafeye davet ettim , olanları bilmeye hakkı vardı. Annem gelene kadar bir fincan kahve içtim .
Annemin tedirgin bir şekilde karşıdan cafeye doğru geldiğini gördüm. Annem cafeye girince benim oturduğum masayı görmekte biraz güçlük çekse de karşımda ki sandalyeyi kendisine doğru çekerek karşıma oturdu. Olanları hala bilmiyordu , bilseydi acaba neler olacaktı? Annem merakla "Miranda, neler oldu beni neden buraya çağırdın?" dedi. Onu üzmek isteyeceğim son şey olsa da bilmeliydi. Onun tersine daha sakince "Öncelikle biraz sakinleş ve beni dinle. Duyacaklarin seni üzecek. Hazırsan anlatıyorum ; ... babamı bir kadınla gördüm!" dedim. Annem "Ne olmuş yani? İş arkadaşıdır. " dedi. Bende anneme karşı üzgün bir şekilde"Anneciğim, o kadın iş arkadaşı gibi değildi. Biraz daha yakındı." dedim. Annem ilk önce yüzünü buruşturup sonra "Ne demeye çalışıyorsun?" dedi. Derin bir nefes alıp "Anne, babam sanırım..." dedim. Annemin gözleri dolmuştu. Lafıma devam ettim. "Sanırım seni aldatıyor." Annem Şaşkınlıkla ağzını açtı. Gözündeki yaşlar tek tek düşerken. Eli kalbine gitti. Hemen ayağa kalkıp yanına yaklaştım.! "Anne! Lütfen kendine gel! Anneeeee!!! "

BROŞ Where stories live. Discover now