Lacivert - Safir - Amber

Amber 11 | KAÇIŞ

Sofia gülümseyerek karşılık verdi ve birkaç dakika sonra odadan çıktı. Jenny'den ekranlarını kapatmasını isteyen Lacivert hiç duraksamadan bana döndü.

Gözlerimi kapayıp uyuyor taklidi yapmanın anlamsız olduğunu biliyordum. Bu nedenle tavanı izlemeye karar verip gözlerimi ondan aldım. Yanıma yaklaştığında yatağın bana yakın ucuna oturarak, ince parmaklarını yüzümde dolaştırdı ve gözlerim istemsiz de olsa ona odaklandı. Parmak uçları yüzümde epeyce oyalanırken, tüm yorgunluğuma rağmen delicesine atan kalbim, sesini ona duyurmaya kararlı gibiydi. Derin bir nefes alarak kendimi kontrol etmeye çalıştım. Dudağımın kenarında duran parmakları, bir süre orayı okşadı. Kalbim tekrar isyan ederken, dikkatle bana bakan lacivert gözlerine dönerek dudaklarımı oynattım.

"Çok mu kötü görünüyorum?"

Lacivert gözleri bir anlığına alevlense de, hızlı bir şekilde durgun bir okyanusa dönüştü. Yüzündeki sert hatlar yumuşarken, çizgi halinde olan dudaklarını serbest bıraktı. Bir kaç saniye daha gözlerime baktıktan sonra, bakışlarını dudaklarımdan çekmeyerek cevap verdi.

"Aksine, çok güzel görünüyorsun."

"Dalga geçiyorsun." dedim yüzümü buruşturarak. Sıkı bir dayak yemiştim, güzel görünmem imkansızdı.

"Jenny tedavini tamamladı." dedi yüzü tekrar sertleşirken. "Sadece yorgunluk hissin olmalı."

Başımı sallayarak onayladım. "Bu görevin amacı neydi?" diye sordum. Açık bir cevap beklediğim ifademden belli olmalıydı.

"Beren," dedi derin bir nefes alarak. "Bunu sana görev öncesi söylemek istemedim. Daha doğrusu her şeyin iyi gitmesini ümit ettim."

"Sen ve ümit etmek?" dedim kaşlarımı kaldırarak. "James Hunter'ın çarpık bir kopyası filan mısın?"

Her şeye rağmen içten bir şekilde güldü. Dişlerini gördüğümde kalbim öylesine hafifledi ki, bu anın ne kadar özel ve ender yaşandığını o an fark ettim. Lacivert'in gerçek gülüşünü görmek her zaman olan bir şey değildi.

"Isolation Unity ajanlarını her yıl performans denemelerine tabi tutar " dedi. İlgiyle ona baktığımı görünce anlatmaya devam etti. "Bir süredir senin dosyanı istiyorlar. Ekip lideri olarak bunu geçiştirmeye çalıştım ancak yakın zamanda Frank arayıp durumun ciddi olduğunu söyledi. Daha fazla şüphe çekmemek adına bugünkü görevi performans değerlendirmene ekledim. Ancak..." duraksadı.

"Ancak?" dedim devam etmesi için.

"Bu değerlendirmeyi iki aşamalı düşün. Bugünkü ön değerlendirmeydi. Bir de ana değerlendirme var. Ana değerlendirme de ekipten tarafsız bir ajan gelip seni görev boyunca değerlendiriyor. Ve bu görevler ciddi ve zorlu oluyor."

Tekrar derin bir nefes aldı.

"Görevde yanında ben olmak istedim ama ekip lideri olduğum için yasak."

"Ya Mike?" dedim. Başını olumsuz anlamda salladı. "Mike olan yakınlığınız biliniyor, taraflı görünecektir."

Geriye Sofia, Brad ve Elizabeth kalıyordu. "Bari Sofia eşlik etsin" dedim sıkıntıyla. En azından Sofia'yı görünce kötü hissetmiyordum. "Büyük ihtimal o olacak" dedi. "Ama seni kime teslim edersem edeyim güvenliğinden emin olacağım. Aslında bir süredir seni buna hazırlamaya çalışıyordum."

"Eğitimler?" dedim kaşlarımı kaldırarak.

"Evet." Ayağa kalkıp odada kısa bir tur attı. 

"Yine de ana performansa girmemen için elimden geleni yapacağım. Frank'i tekrar ziyaret edip konuşmam gerekebilir."