"En davetli davetsiz misafirsin"

2.4K 150 28
                                    

Hermione, Harry'nin mektubunu aldığında zarfı yırtarcasına açtı.

Okuduğunda, yüzüne o bilindik gülümseme yayıldı.

Bu işin sonu nereye gidecek bilmiyordu ama şu an için mutluydu ve bir kez olsun, gerisini düşünmek istemiyordu.

Harry apaçık onunla yüz yüze buluşmak istediğini belirtmişti

Hermione için böylesi daha iyiydi.

Her zaman nasıl giyiniyorsa öyle giyindi. Ekstrem bir şey denemedi. Çünkü biliyordu ki, nasıl kendisi Harry'yi her haliyle seviyorsa, Harry de kendisini öyle seviyordu.

En sevdiği parfümü sıktı ve aynaya baktı. Açıkçası çok güzel olmuştu.

Evinden çıktı. Kapıyı kitledi ve gözlerini kapattı.

Bir an sonra, istediği yerdeydi. Uzun zamandır olmak istedigi bir yerdeydi.

Harry'ye haber bile vermemişti.

Sürpriz yapmak daha cazipti.

Tak tak...

Hermione kapıyı çaldıktan sonra biraz bekledi.

Yaklaşık bir iki dakika sonra Harry kapıyı tembel tembel gelerek açtı.

Kapıyı açtığındaki yüz ifadesi ise görülmeye değerdi doğrusu.

Az daha yüzüne çarpıyordu kapıyı.

Şaşkınlıkla beraber mutluluk Harry'yi ele geçirmişti.

Hermione içeri girdiğinde sevinçten ona öyle bir sarıldı ki karşılık vermemek mümkün değildi.

Yılların hatta asırların kucaklaşması sona erdikten sonra içeri geçtiler.

Salon fena dağınıktı. Harry yerin dibine girecekti.

Hermione güldü ve bilmiş bilmiş büyülü sözleri söyledi.

Tek asa hareketi ile salon tek saniyede derli toplu, pırıl pırıl oldu.

"Kusura bakma, Ted dağıtıyor hep buraları, bakma yoksa..." dedi kızara bozara.

Hermione gülümsedi. "En son gördüğümde çok daha cesurdun. Yine de, davetsiz bir misafir olarak bunları söylemeye hakkım yok sanırım." Dedi.

Harry, "Yo, hayır, kesinlikle katılmıyorum." Dedi. "Sen en davetli davetsiz misafirsin."


It Was YouWhere stories live. Discover now