#8 | Where İs Nessie?

6.5K 233 63
                                    

Birini yıllarca sevdikten sonra artık onunla bütünleşmeye başlıyordunuz. Hareketlerini analiz edebiliyor, neler hissettiğini az çok tahmin edebiliyordunuz. Onun size karşı olan tek iyi hareketini, umut olarak adlandırıyordunuz. Aslında o yapması gerekeni yaparken, siz olduğundan farklı görüyordunuz her şeyi. Yıllar önce Michael Clifford geceleri evime gelmeye başlamıştı. Başlarda bunu bir umut ışığı olarak görsem de asla benimle uyumayacağını, gözünü hep başka kızların yatağında açacağını anladığım zaman içimdeki umut yıkıldı ve kalbim paramparça oldu. O gün yemin ettim. Bana bakışından, gülüşünden, sarılmasından, beni korumasından ve yakın davranmasından asla farklı bir anlam çıkartmayacaktım. Eğer umut edersem, tüm iç organlarımın tek tek parçalanacağını biliyordum. Ama yinede içimde bir yerlerde ona olan inancım ve umudum her zaman var olmuştu. Taki dünyam, evim olarak gördüğüm Michael Clifford'un bana olan tavırlarının, sevgisinin, sadaketinin koca bir yalan üzerine kurulu olduğunu öğrenene kadar. O gün içimdeki son kalan umut kırıntılarını da derinlere gömdüm ve üzerini sonsuza dek örttüm.

...

"Tanrım, tanrım ne yaptı dedin!?" Diye bağırdı telefonda Ashton

"Hey sakin ol adamım! Sadece Luke'a sinir olduğunu söyledi ve bence doğru söylüyor."

"Ah, hadi ama Luke denen o çocukla Michael'ın daha önce konuşmadığını az önce sen söyledin? Ne ara ona sinir oldu ki? Ne yani -Selam benimle hiç konuşmayan çocuk şimdi seni öldüreceğim.- mi?"

Ashton'ın söylediğine istemsizce güldüm. Bu çocuk beni her zaman rahatlatıyor ve güldürüyordu. Michael'a olan hislerimi bilen tek kişi kuzenim Ashton'du ve Michael'ı pek sevmese de bana her zaman destek oluyordu.

"Bilmiyorum Ash, bilmiyorum. Bildiğim tek bir şey varsa Michael'ın bana asla değer vermediği ve beni kullandığı." Sesim titremesin diye uğraşmıştım ama çoktan titremişti.

"Bebeğim lütfen böyle söyleme. Bak dinle beni tamam mı? Hayatının tümünü o çocuğun peşinde vakit harcayarak geçirdin. Bu senin kararın ve diğerlerine saygı duymak düşer ama sence de artık ondan uzaklaşmanın vakti gelmedi mi? Sana ne söylerse söylesin, ne yaparsa yapsın o kötü birisi ve öylede kalacak. İnsanlar değişmez Adriana, sadece biz değiştiklerine inanmak isteriz. Şimdi yapman gereken iki şey var sadece ileriye bakmak ve kendine her şeyin yolunda gideceğini söylemek."

Bir süre sessiz kaldım ve dediklerini düşündüm. Aslında haklıydı. Hayatımı o çocuk için boşa harcamıştım ve o bana asla değer vermemişti. Şimdi gün benim günümdü. Artık sıra bendeydi ve içimde bir yerlerde her zaman onu önemsesem de devam etmemin vakti gelmişti. Michael Clifford'a aşık aptal kız olarak değil. Michael Clifford'un gölgesinde yaşayan o kız olarak değil. Adriana olarak tanıyacaklardı. Herkes adımı öğrenecekti.

"Biliyor musun Ashton haklısın. Bu zamana kadar beni binlerce kez uyardığını biliyorum ama ben asla seni dinlemedim. Ona her zaman inandım ve yanıldım. Sen haklıydın. Artık devam etme vaktim geldi kuzen. Teşekkür ederim ve seni seviyorum."

"Her zaman yanında olacağım Adriana, dikkatli ol seni seviyorum."

Okula geldiğim için telefonu kapattım ve yüzüme bir gülümseme yerleştirerek içeriye girdim. Sınıfa girdiğimde Luke sırada oturuyordu. Onun yanına gidip, oturdum. Bugün her zamankinden biraz daha cesur giyinmiştim. Mini bordo bir etek, siyah kalın askılının üzerine de ince siyah bir hırka giymiştim.

"Selam."

"Selam."

"Bir sorun mu var Luke?"

"Ah, hayır hayır ben sadece şey-"

Best Friend / Michael Clifford (Bitti)Место, где живут истории. Откройте их для себя