Kafasını kaldırıp bana baktı. "Bu gece için arkadaşımda kalmam sorun olmaz diye düşünüyordum."
"Sende beni yalnız bırakıyorsun. Ha?"
"İstemezsen gitmem." dedi Mehmet uysal ses tonuyla.
"Hayır, hayır. Sen git. Başımın çaresine bakarım."
Duygusal gözlerle bana bakıp sesini çıkartmayınca kafasını öptüm ve vücudunun bana ulaşan kısmına sarıldım. İyi ki vardı.
Sarılmamız bittiğinde o da benim gibi gözünü sildi. "Erkek adam ağlamaz" diye takıldım.
Spor nike çantasını yerden alıp ayağa kalktı ve koluna astı. "Yanlış. En çok erkekler ağlar ama siz bilmezsiniz."
Elini kaldırıp 'görüşürüz' işaretini yaptı. Gülümsedim.
Kapı çarpıldığında şimdi tam anlamıyla yapayalnızdım.
Saçım dağılmıştı. Rimelim akmıştı ve salonun ortasında yapayalnız oturuyordum.
Mehmet'in gidişini izlemek için kapının yanındaki pencereye gittim. Sokak lambasının altında mavi nike çantası ve beyaz tişörtüyle yürüyordu. Ben büyüktüm ama o çok küçüktü. Tüm bunları nasıl kaldırıyordu?
Karşı evin -Kayra'nın evi- kapısı açılınca hemen perdeyi çektim ama hâlâ tülün arkasından görüntüsü belirgindi.
Aynı siyah kapüşon vardı üzerinde. Bahçeye ilerlediğinde bisikletini çıkaracağını adım gibi bildiğim için ben de evden garaja koştum ve daha bugün koyduğum bisikleti alıp beklemeye başladım.
Başımın derde girmesini artık önemsemiyordum. Hem sokaklar yavaş yavaş boşalmaya başlamıştı ve arabalar sık değildi. Bisikleti sürmem daha kolaydı.
Takipçi kimliğini Kayra yüzünden kazanmıştım ama iyi gidiyordum. Kayra bisikleti çıkarıp sürmeye başlayınca ben de arkasından bisikletime atladım.
Ekim ayının soğuk rüzgarı yüzümü yalamaya devam ederken Kayra taşralı bir mahalleye girdi.
Pembe bisiklet gecenin üzerine örttüğü renk ile siyahlaşmıştı.
Biraz daha ilerledik. Yollar artık taşa bürünmüştü bu yüzden bisiklet durmadan titriyordu. Karanlıkta neresi olduğunu ayırt edemiyordum ama tel çit boyunca bisikleti sürüyordum.
Yan tarafta camları olmayan ve terk edilmiş gibi görünen bir bina vardı. Ürküyordum fakat Kayra sadece on metre uzağımdaydı.
İlerden köpek havlamaları geliyordu. Taşlar azalmıştı, bunun yerine bisiklet tekerleklerini pis asfalta dokunduruyordu.
Kayra sokak lambasının altından geçtiğinde ani bir ürpertiyle bisikleti durdurup arkama baktım. Biri beni mi takip ediyordu?
Köpeklerin sesi daha da yaklaşırken benden oldukça uzaklaşmış Kayra'ya baktım.
Onu takip ettiğimi anlaması artık umrumda değildi. Titreyen bacaklarımla pedallara yüklendim ve var gücümle çevirmeye başladım.
YOU ARE READING
Daima
ActionGündüzün geceyi aydınlattığı gibi birbirlerine karışıp gün batımını oluşturacak iki insan... Kayra Eroğlu kendini büyük bir bilmecenin içinde bulduğunda hiçbir şeyin farkında değildi ve Karen'in bu bilmecenin cevabını büyük ölçüde tamamladığını...
Sokak-21- part1
Start from the beginning
