Yüksek sesli müzik eşliğinde sesinin daha çok duyulması için avazı çıktığı kadar bağırıyordu Emre.
Hızlı ve öfkeli adımlarla yanına gittim. İçmişti.
Yüzümü buruşturdum. "Arkadaşlarına söyle de seni eve götürsünler." dedim sesimin sert çıkmasına özen gösterirken.
Bir kahkaha attı. "Neden ki? Bu gece seninle kalabilirim." ayık olmadığını belli eden ses tonunun yanında nefesi de kokuyordu. Bir kutu bira ile nasıl sarhoş olabilirdi ki?
Üzerime düşecek gibi olduğunda iğrenerek tek parmağımla ittirdim. "Kendinde değilsin. Eve git ve gözüme gözükme."
Histerik bir kahkaha. "Gözüme gözükme ha? Ben senin için kaç yıl bekledim be! Sen bana gelmiş gözüme gözükme diyorsun."
Gözleri kapandı kapanacaktı zaten ama bu cümleyi söyledikten sonra tamamen gözlerini kapatıp üzerime düştü. Allah'tan ki dengemi kurdum.
Geçen okul partisindeki arkadaşlarından biri koşarak bize doğru geldi ve Emre'yi kaldırdı.
Üzerimden kalktığı için derin bir nefes alırken arkamı döndüm.
Kayra çok uzakta gözlerini bana dikmişti. Kapısının girişinde, elinde anahtarları gözlerimin içine bakıyordu. Gözlerimizden dökülen harfler gecenin karanlığında yıldızlar tarafından sömürülüyordu. Gözlerini öyle bir dikmişti ki ben bakmaya devam ettiğim sürece öyle kalacak gibiydi.
Sonunda arkadan omzuma biri dokununca gözlerimi ayırdım. "İleride çocuklardan biri kustu. Sanırım bakman gerekecek." dedi Zeynep. Onun geldiğini bile fark etmemiştim. Hâlâ bana bakan Kayra'ya son bir bakış atıp kafamı salladım.
----------------------------------------------
Parti bittiğinde etrafta sadece dağınıklık ve ben kalmıştım.
Akmış makyajımla dağınık salonun ortasında oturdum. Daha birkaç saat önce onlarca kişinin olduğu salon şimdi bomboştu.
Salonun ortasına çekip oturduğum sandalyede iç çekip elimle saçımı karıştırdım.
Sebepsizce gözlerim dolmuştu. Yalnızdım, yapayalnız...
Eskiden bu evde parti verebileceğim aklımın ucundan bile geçmezdi. Nasıl olurdu ki bu? Her akşam tüm aile evdeydik. Ya şimdi? Neden yalnızdım? Neden ben?
Gözlerimi kapatıp biriken göz yaşlarının akmasına izin verdim. Bu aralar çok ağlar olmuştum.
Mehmet çantasıyla aşağı indi. Hemen beceriksizce yüzümü sildim.
Endişeyle "Ne oldu?" dedi.
Güldüm. "Hiçbir şey"
Usulca yanıma, yere oturdu. Bir elimle saçlarını okşuyordum kardeşimin. "Ne ara bu hale geldik?"
"Sanırım sadece ikimiz kaldık." Soru sorar gibi söylediği cümlede 'Lütfen hayır de' cümlesi gizliydi ama diyemeyecektim.
Kafamı salladım. "Öyle." Bir damla yaş daha yanağımdan düşerken " Sanırım birbirimizden başka kimsemiz kalmadı. " dedim.
Bakmasa da elim Mehmet'in saçlarında olduğu için kafasını yavaşça salladığını hissediyordum.
Gözüm büyük çantasına takıldı. "Nereye gidiyorsun?"
YOU ARE READING
Daima
ActionGündüzün geceyi aydınlattığı gibi birbirlerine karışıp gün batımını oluşturacak iki insan... Kayra Eroğlu kendini büyük bir bilmecenin içinde bulduğunda hiçbir şeyin farkında değildi ve Karen'in bu bilmecenin cevabını büyük ölçüde tamamladığını...
Sokak-21- part1
Start from the beginning
