Başımı onaylar anlamda sallarken merdivenlerden çıkmaya devam ettim.Lanet olası olaylar yüzünden yalan söylemek zorunda kalmıştım.Lanet olsun lanet olması gereken lanet olası söylemek zorunda bırakılan yalanlar!Pekala kabul ediyorum pekte güzel bir cümle olmamıştı bu.

Sınıfa çıkınca çantamı spor odasında bıraktığım aklıma geldi.Eşofmanlarla gidemezdim eve ve dahası babam evdeyse hocaya yutturduğum gibi ona da yalan söyleyebilecek miydim?Ayaklarımı yere vururken ellerimle saçımı çektim,o kadar kızgındım ki bu yaptıklarıma karşıma ilk çıkana patlayacaktım.

"Biraz sakin ol,çirkin."

Duyduğum sesle arkamı dönerken yine o kahverengi gözlerde çikolatanın erimesi gibi bende onun o parıldayan gözlerinde kaybolmuştum.Tabi bu gözler bana olan kızgınlığı yüzünden mi parlıyordu merak konusu,bir de unutmadan hayal kırıklığı..

"Yeterince."diyip gözlerimi kaçırdım ve yanından geçtim.Kolumu tutarken bu sefer diğerleri gibi yapmadı,sadece bu durmam için bir hareketti."Beni kandıramazsın."diye kısık bir sesle konuşurken kolumu tutmayı bıraktı."Biliyorsun demek."diye geçirdim içimden."Biliyorum."diyince az önce dediğimi içimden geçirmediğini anladım.Arkamı dönmemeye gayret ederek konuşma sırasının bende olduğunu anlayınca sessizce mırıldandım."Gitmeliyim."

İlk defa bu kadar sakin görmüştüm onu.Cümlelerinde ilk defa espri,küfür tarzı kelimeler geçmiyordu.Belki de ortamın o gergin havası yüzündendi.Herşeye rağmen yine de bir iki kelime olsa da onunla konuşmak paha biçilemezdi.Onu kırdığımın farkındaydım ama ben de kırılmıştım.Onun kadar değildi belki ama sonu bana da dokunuyordu,bu başlamadan bitmeye karar verilmiş hikayenin.

Spor odasına inince eşofmanlarımı değiştirdim ve dolabımın kapağını açtım.Omzuma taktığım çantamı yere bırakıp dolabın içindeki pembe not kağıdını elime aldım.Yüz ifadem bir anda değişirken soğukkanlılığımı korumaya çalıştım.

"Sanırım önceki kağıdım sana ulaşmamış,sorun değil.Benim olacağın günü iple çekiyorum.Korkmanı istemem ama birşeyi kafama taktıysam kesinlikle alırım,eğer alamazsam...boşver nasıl olsa seni alacağım."

Bu da kimdi?Harika bir de başıma sapık çıkmıştı.Neden taşındığım zamandan beri herşey berbat gidiyordu? Kağıdı buruşturup kapının kenarında bulunan çöp kovasına atacağım sırada kapı açılınca kağıdı avucumun içinde sakladım.

"Seni arıyordum bende."

"Sonra konuşsak olur mu?Eve gitmeliyim."

Aras başıyla onaylarken avucumdaki kağıdı çantama sıkıştırdım ve dolabı kapadım.Okulun merdivenlerinden inerken Arzu Hanımla karşılaşınca gözlerimi devirdim ve karnımı tuttum tekrardan.Bugün bu söylediğim kaçıncı yalandı acaba?

"Levent hocan söyledi,rahatsızmışsın.Evine git ve güzelce dinlen.Cezan daha bitmedi,bu arada sana bir yardımcı daha göndereceğim gibi gözüküyor.Yarın gelince görürsün."

Başımı sallayıp okulun bahçesine çıktım.Çoğu öğrenci bankta kahkahalar atarken her birine göz gezdirdim,aralarından biri belki de bu notu yazan sapık olabilirdi.Ah Esila,iyice paranoyak oldun.Ne yapabilirdi?Hiçbirşey.Kabul ediyorum,çok soğukkanlı davranmamak gerekiyordu.O kimse herşeyi yapabilirdi bana,cümlelerinden bu anlaşılıyordu.Kendinden emin tavırları,hem zaten yazısı da çok çirkindi.Ah Esila,takıldığın şey bu muydu?

UKALA (Askıya Alındı)Where stories live. Discover now