Tüm sevecenliği ile ;

"Efendi Rüzgar abim."

Allahım şu an hiç gergin olmadığım kadar gerginim küçüğümden duyacağım şeylerin hoş şeyler olmadığı üzerinde bir tanıya vardım.
Içime doğan saçma düşüncelerden kurtulup hadi derecesine yüzüme bakan küçüğüme sözü yöneltim ;

"Guzellim neden Mina ablana kötü davranıyorsun o sana ne yaptı sanki."

Yüzüme baktı baktı , baktı bu replik bir yerden tanıdık geliyordu ama şu an konumuz farklıydı.
Daha sonra da eskimiş bur adet surat ile ;

"Eğer şimdi o telefonla uğraşmasa ben bu halde olmazdım. Babam olacak adam beni alıp giderken ona yaptığım el haraketlerini görürdü."

Aman Allahım bu çok kötü bir durum.
Ona mesaji atan bendim o mesaji okumasında ki suçluda.
Şimdi bunu benim aklı biricik kızıma ilk göz ağrıma nasıl anlatacaktim.
Minam benim yüzümden acı çekiyordu yine...
O bana çok şey verirken ben ona sadece acı veriyordum o benim en güzel imtihanim iken ben onun en zor ve en acı imtihanı idim....

"Eslem beni iyi dinle tamamı."

Biraz sınırlı ve dişlerimin arasında söylemiştim çünkü mina zaten kendini suçlu hissediyordu bide bunu duysa ne yapardı.
Kendime ilk ve son kez karşımdakinin bir çocuk olduğu hatırlatiktan sonra Eslemin tamam anlamında kafa sallamasi ile kaldığım yerden devam ettim.

"Bak küçüğüm ona mesaj attan bendim.
Yanı mina Ablan benim yüzümden telefona baktı ve seni benim yüzünden görmedi.
Onun bir suçu yok tüm suç benim."

Esleme baktığımda tekrardan ağladığını gördüm o sıraya içeriye Deniz girdi anlaşılan tüm konuştuklarımizi duymuş yok ya dinlemiş olacakki biraz sınırlı biraz sakın bir şekilde.

"Ikiniz de beni iyi dinleyin."

Bizim Kardeş karşısindakinin çocuk olduğunu unuttu galiba ;

"Allah bize ömür vermişdır.Bu ömürde de yaşayacaklarimizida kaderimize yazmışdır bu olayı kaderimizde olduğu için yaşadık kimsenin suçu yok.Imtihandi ve sabır ve dua ile feraha kavustuk"

Sonra yanımıza doğru gelerek Eslemin yanına oturtup kucağına aldı ;

"Eslem şimdi senden içerde ağlayan Mina ablandan özür dilemeni ve bir tane yalan cümle kurmadan düşüncelerini anlatmanı istiyorum tamamı."

Eslem ise hüzün dolu maviler ile kahverenginin en koyu tonunu almış gözlere bakıyordu sonra da hüzün ve pişmanlık dolu bir sesle ;

"Tamam Deniz abi de Mina Ablacigim beni afeder mi ?"

Deniz ise karşısındakinin bir çocuk olduğunu anlamış çok şükür ki oda tüm sıcaklığı ile ;

"Tabii afeder insan en çok sevdiğine kırılır en çabukta sevdiğine kırgınliği geçer.Hadi şimdi koş ve ablanin gönlünü al."

Demek oluyor ki Sevdamin bana olan kırgınlığı çabuk geçecektı.Buna çok sevinmiştım.
Deniz öyle dedikten sonra Eslem koşarak mutfağa gitti.
Bende Deniz ile baş başa kaldım.

Tam Deniz bana bir şey söylüyordu ki telefon acı bir şekilde çalmaya başladı. ses acı olurmuymuş demeyin bir an yüreğimin yandığını hissettim.

Telefonu elime aldım ve yazıyı okuyunca açmama kararı alsamda bir an aklıma babama bir şey olma ihtimalinden bir de Denizin 'aç artık şu telefonu.' Demesi ile açıp kulağıma götürdüm.

Makbule cadısının sesinden önce kulağıma ağlama sesi gelince artık ben bende değildım karşımda konuşan kişinin kim olduğunu unutup beynimi ve Ruhunu bir anda kaybetmiş gibi oldum ve bunları kaybetmiş bir insan ne kadar algılarsa bende o kadar algılayarak soruyu yönelttim ;

"No - l -du ?"

Kelimer , cümleler kesik kesik çıkıyordu ağzımdan yüreğimin kesik kesik olduğu gibi.
Karşımda ki şahsin tüm sessizliğini bozan bu soru sanki dünyanın en zor soruyumuş gibi biraz daha durup ağlamasini dizginledi.
Ben böyle telefon başında kötü olurken tüm ahali karşımda duruyordu.

Karşımda ki taraf ;

"Baban kaza yaptı Rüzgar durumu kırıktık hemen buraya gelmen lazım."

Artık ben bende değildim.Ben babamı yeni bulmuştum yeni tatmıştım baba sevgisini yeni olmuştuk biz baba oğul biz birlikte yeni bir hayatta adım atmıştık.
Çok acı değilmiydi annemden sonra babami kaybettmek hem de yeni bulmuş babamı kaybetmek.
Kendisi olmasada gölgesi yetiyordu babamın nefes aldığıni görmesemde yaşadığını bilmek annemden sonra sığındım ama korunmadigim limanimdi o benim o limanda yıkılırsa yanlız ve yarım kalmaz miydim ?

Babam için güçlü olmam ve ıstanbula dönüp ona sarılıp belki son kez gözlerinin içine bakıp 'iyiki varsın babam.' Demek istiyorum onu görene kadar güçlü olmam
Bizzat kendim ilgilenmem gereiyordu. o benim arkamda duran çınar ağacımdı...

Deniz yanıma gelip hala kulağımda tuttuğum telefonu çekip ;

"Rüzgar kardeşim neyin var."

Hepsinin gözü bende vereceğim cevabı bekliyorlardi ;

"Deniz babam."

Dedim ya ben benden iyice koptum nasıl söyleyecektim dilim varmıyordu gönlüm el vermez iken dıl nasıl konuşsun.
Eğer ben buradayken ona bir şey olursa ben kendimi asla affetmem çünkü ben onunla küstüm konuşmuyordum.
Konuşacagim yer mezarı olursa Allahım yaşayamam , nefes alamam ki Allahım lütfen ben gidene kadar gidincede ona bir şey olmasın.

"Rüzgar Hadi abi ne olmuş Seyfi amcama."

Tüm gücümü toplayıp ;

"Kaza yapmış ve durumu
ağırmiş."

Herkes bana acı dolu gözler ile bakıyordu.
Eslem Mina'nın kucağından inip bana doğru geldi kucağıma alıp kanayan yarami sarsin diye sıkıca sarıldım.

"Rüzgar abi ağlama."

Eslem öyle deyince ağladığımı anladım.
Bir yandan göz yaşlarimi siliyor bir yandan küçük ama kocaman yüreği ile bana sakinleştirici kelimeler söylüyordu.
Kocaman yüreklerin söyleyecek bir şeyleri yoktu bu durumda ne söylene bilirdi ki.

"Rüzgar abin lütfen ağlama ben seyfi babam için dua ederim."

Ah küçük ve güzel yüreklim benim.
Yanandan öpüp yere 'indirdim.
Bana bakan gözlere dönüp ;

"Artık acilen yola çıkmamız gerek.Mağlum 3 saatimiz var."

Sonra bizi evinin kapısını açan aileye dönüp ;

"Allah razı olsun sizede rahatsızlık verdik ya kusara bakmayın.Buyrun gelin ıstanbulada bekleriz."

Deyince abi bana dönerek ;

"Estağfurullah evlat yine bekleriz hiç de rahatsızlık vermediniz siz Allah tarafından yolanmis kısmetsiniz."

Gidip sarıldım baba sıcaklığı hissetmiştım evlat demiştı.
Denizlede tokalaştıktan sonra Minada abla ile vedalaştı ve hava limanına girmek üzere yola düştük taksi çağrımiştik ne kadar biz götürelim diye ısrar etselerde onlara daha fazla yük olmak istemedim.
Ve akşam olmuştu biz hala hava alanına gitmekteydik.
Saat baktımda 9 olmuştu biz de ıstanbula 12 den önce varırdık inşAllah.

Her güzel şeyin bir sonu vardı insanlığın sonun ölüm olduğu gibi....
Babam bizim daha güzel günlerimiz yokken acı bir sonumuz olmasın dayan olurmu.
¤¤¤¤¤

EsSelamin Aleykum...
Allahın rahmeti bereketi üzerinuze olsun sağlıklı ve iman dolu kalın hayırlı musmutlu günler...

Evet bu bölüm de böyle artık evliliğe doğru yola çıkıyoruz az buçuk daha sabredin...

En Güzel İmtihanimsin .Where stories live. Discover now