Bana okulu gezdirdi. Gerçekten inanılmaz bir okul. Zamanın en iyi Fransız koleji diyebilirdim.

İlk başta benimle iletişime geçmek için uğraş veriyordu ama bana okulu gezdirirken ben onunla iletişime geçmek için uğraş vermiştim.

Okulun koridorlarında yan yana yürürken siyah saçlarını elleriyle dağıttı. Gerçekten etkileyiciydi. Bu yazdıklarımın çok ayıp olduğunu biliyorum lakin daha önce kimseden bu kadar etkilenmemiştim.

Bahçeye çıktığımızda kız öğrenciler yanımdaki müzik öğretmenine bakıp kendi aralarında fısıldaşıyorlar ardından da bana küçümseyici bakışlar atıyorlardı.  Benden çok küçük değillerdi. Dört sene önce bende onlar gibiydim.

Son sınıf öğrencilerinden ziyade alt sınıflarında aynı şeyi yapması öğretmenin öğrenciler arasında baya popüler olduğunu gösteriyordu.

Okulun bahçesindeki çardakta oturan ve okulun en popüler çetesi olduğunu tahmin ettiğim grup gözlerini yanımdaki öğretmenden ayırmıyorlardı.

Yanımdaki hoş adam kötü çocuklardan oluşan uzun V yaka gömleklerinin ilk üç düğmesi açık olan çetenin kötü bakışlarına maruz kalırken öğrenciler keyifle beni süzdü. Rahatsızca yerimde kıpırdadığımda bileğimden sertçe tutarak beni okula soktu.

Anlaşılan bu okulda daha pek çok macera ile karşılaşacaktım.

"Bu okulda tehlikeli öğrenciler var anlaşılan."

"Okula yeni gelen genç öğretmenleri yem olarak görürler aç ayılar."  Sinirli sesinden daha önce onlarla bir münasebeti olduğu anlaşılıyordu.

Şu anlık tek umudum bu öğrencilerin dersine girmemek.

Okulun bir de mükemmel bir terası var. Günbatımı çok güzel izlenebiliyor. Birlikte terasta oturup gün batımını izledik. Bana buranın kendisi için özel olduğunu anlattı. Kendini beğenmiş mavi gözlerdeki derin hüzünü ancak onlara çok yakından baktığımda anladım, sevgili günlük.

Bugün bana okulun her yerini tanıttı. Ha! Bir de okulun mükemmel bir tiyatro salonu var. Burada öğrencileri çalıştırıyormuş ve sene sonunda büyük konserler veriyorlarmış.

Hayatımda ilk defa tek başıma özgürce bir gün geçirdim bugün. Günlüğüme yazdığım satırların devamı gelir mi bilemem ama bu okulda geçirdiğim tüm hatıralarımı yazmaya çalışacağım çünkü ablam ile bile hiçbir şey paylaşamıyorum.

Ay en önemli şeyi unutuyordum. Bu yakışıklı serserinin adı. "

Alt katta duyduğum tıkırtılar yüzünden adamın ismini öğrenemeden defter elimde, donup kaldım. İçimi kaplayan adrenalinle elim ayağım buz kesti.

Titreyen parmaklarımla hızlı aramadan Kayra'yı aradım.

Telefonu açar açmaz "Geliyorum." dedi ve kapattı. Bir an önce gelmesini umarak korkudan karıncalaşmış parmaklarımla odamın kapısını araladım. Kayra'nın telefonu kapatmasıdan saniyeler sonra  dış kapı açıldı.

Güvende olduğunu biliyordum bu yüzden korkmamam gerekti ama şimdi de içerideki adamın Kayra'ya zarar vermesinden korkuyordum.

DaimaWhere stories live. Discover now