-18-

14.6K 806 218
                                    

Mine bedenine çarpan akşam soğuğuna aldırmadan sadece yürümeye devam etti. Bir an olsun arkasına dönüp bakmadı.

Zira Umut'un şu an ardından gelip gelmediği kızın umurunda bile değildi. Az önce de söylediği gibi onun gibi kalbinin yükünü bile taşıyamayacak kadar korkak bir adamla bu saatten sonra işi olmazdı.

Ancak içindeki öfke kesinlikle dinmemişti. Bir an için Umut'un yanına geri dönüp yüzüne okkalı bir tokat atmayı bile düşündü ancak elbette böyle bir şey yapmayacaktı.

Evin bahçesinden çıkmak üzereyken yolun hemen kenarında park edilmiş olan siyah, son model Mercedes bakışlarına takıldı.

Umut'a tokat atmamıştı ancak bu hiçbir şeyine zarar vermeyeceği anlamına gelmezdi.

Genç kız, hızla etrafına bakıp yeterli büyüklükte bir taş aradı. İki eliyle ancak kavrayabileceği taşı bulunca bir saniye bile düşünmeden arabaya fırlattı.

Taşın ağırlığından sebep fazla bir kuvvet gösterememesine rağmen taş, camın tuzla buz olmasına yetmişti.

Mine, içinde biraz da olsa rahatlama hissederken kenarda duran ikinci bir taş gördü. İlkine göre çok da büyük sayılmazdı ancak yine de işini görürdü.

Genç kız ikinci taşı da fırlattığında arabanın ön camı da arka camla aynı hazin sonu paylaştı.

Mine, memnun bir ifadeyle eserini incelerken arkasından kendi ismini duydu.

"Mine!"

"Ne var?" diye sordu genç kız arkasına bile dönmeden.

Umut, saniyeler içerisinde kızın yanına ulaştığında bakışları kendi arabasını buldu.

"Kızım sen manyak mısın? Arabadan ne istedin?"

Genç kız, elindeki toz kalıntılarını temizlemek için ellerini birbirine vururken bakışlarını adama çevirdi.

"Ne yaparsın ben de böyle bir deliyim işte."

Mine, arkasını dönmüş gitmek üzereydi ki, Umut sonunda gözlerini arabasından çekip hızla kızın kolunu kavradı.

"Yok öyle çekip gitmek!"

"Neden?"

"Neden mi?"

Umut, gözlerini kısarak kıza bakarken bu soruyu hangi akla hizmet sorduğunu gerçekten merak ediyordu.

"Üzerinde bir karış tişörtle gerçekten gitmene izin vereceğimi zannetmiyorsun herhâlde değil mi?"

İşte bu cevap Mine'yi daha da sinirlendirmişti. Ne yani üzerinde normal bir elbise olmuş olsaydı ardından gelmeyecek miydi?

Genç kız, hiçbir cevap vermeden demir kapıdan içeri girip koşar adım eve ulaştı. Ardına kadar açık kapıdan içeri girdiğinde Umut da ona yetişti.

"Ne yapıyorsun?"

Ancak Mine cevap vermedi.

Hızlı adımlarla adamın odasına çıkarken Umut elbette pes etmemişti. O da Mine'yle birlikte kendi odasına çıktı.

"Sana soruyorum Mine! Ne yapıyorsun?"

Genç kız, koltuğun üzerinde duran elbisesini aldıktan sonra Umut'un odada olmasına umursamadan tişörtü çıkartıp elbiseyi giydi.

"Şimdi üzerimde gayet normal bir elbise olduğuna göre gidebilirim artık."

Mine, odadan çıkmadan önce ceketini de yanına almayı unutmadı. Umut onu durdurmaya çalışsa da elbette işe yaramamıştı.

İki Deli Bir Aşk || Berna Aslıhan [Aşkın Sen Hâli-2]Where stories live. Discover now