"İHTİMAL"

90 8 0
                                    

(Medya jansetin okula giderken giydiği kıyafetler)
Janset'ten
Akşam yemek yedikten sonra odama geçtim  günlüğümü aksattığımı farkettim. Ayrıca yazmaya da ihtiyacım vardı bu aralar günlüğümü çıkartıp yazmaya başladım
Aşık olmak için fazla neşeliydim ben... İnsan herşeyi mümkün kılamaz biliyorum yine de durmuşum bir adamın karşısında bir işaret bekliyorum. Neyin işaretini bekliyorum peki ben? Aşk neydi ölümü bile göze almak mı yoksa tutunduğun yerden uçuruma atlamak mı? Geçenlerde bir dergide okumuştum herkes sevdiğinin kahramanı olmak istermiş, peki ya benim kahramanım kim olacaktı? Benim küçüklükten beri beklediğim bir kahramanım vardı aslında ; babam... ama o kahraman öleli çok olmuştu. Topraktaydı aklım... Neden bu çocuğun adını kendime fısıldarken bile ellerim ateş gibi oluyordu?
Duygularının farkında bile değildi janset... Aşık oluyordu toprağa Asla ama asla dediği şeyi yaşıyordu yavaş yavaş. aklındaki sorulara cevap bulamıyordu bir türlü... Ama aşk da karışıklık, dağınıklık değil miydi zaten? Peki ya ne zaman duygularının farkına varacaktı? İşte asıl soru buydu....
Toprak'tan
Akşam yemeğinden önce zarfı alıp açtım bizim okulun 40. Yıl balosuydu. Jansette gelirdi dimi gelirdi herhalde diye içimden dua ederken Aslı nın odasına gittim.
-aslı müsait misin
-gel ne olursan ol yine gel
Kapıyı açıp girdim
-kızım mal mısın sen mevlana falan mı sanıyorsun kendini?
-olamaz mı?
-kızım sen mevlana diye yola çıkarsın justin biebera gidersin
-tabi ki giderim koskoca justin. Neyse ne vardı?
-bir kızın kalbini kırdım nasıl geri kazanabilirim?
-sen ve özür dilemek de bunu niye benimle konuşuyorsun?
-çünkü konuşmasını istediğim tek kişi yüzüme bile bakmıyor
-bence bak benim eski sevgilim bütün arabamı çiçeklerle donatmıştı yani arabası varsa sen de yapabilirsin birde üzerine özür notu yaz.
-eski sevgilin mi kim o lan çabuk söyle!
-sakin ayıcık sakin eskide kaldı biz plana dönelim
-işe yarar mı?
-yarar bana güven
-iyi deneyelim bakalım
-hadi yemeğe inelim o zaman ben çok açım he bu arada okulun partisinden haberin var mı?
-olacak tabi gerizekalı okul bizim
-şu an aç olmasam sana cevap verirdim ama dua et açım
"Sen her zaman açsın" dedikten sonra yemeğe indik. Yemekte konuşan ilk kişi babam oldu
-toprak okulun balosundan haberin var dimi?
-evet zarf geldi
-bak oğlum sen kumlucalı ailesinin tek veliahtısın yani o baloda beni temsil edeceksin sana güveniyorum
-kulaklarıma inanamıyorum babam beni övdü mü?
-sana haksızlık ettiğimin farkına vardım. Zaten biliyorsun ki benden sonra şirketlerin başına sen geçeceksin. Artık bir yerden başlamak lazım diye düşündüm. Bu arada baloda herkes oğlum olduğunu öğrenecek.
-ama baba....
-bu konu tartışmaya kapalı toprak
Bende fazla irdelemeden yemeğime döndüm gece gidip jansetin arabasını çiçekle süsleyecektim ama janset hangi çiçeği severdi? Yemekten sonra odama gidip selini aradım okuldaki herkesin numarasına sahiptim neredeyse.
-alo selin?
-kimsiniz?
-toprak ben
-aa toprak noldu?
-janset ne tür çiçeklerden hoşlanır?
-papatya sever neden sordun ki?
-nedenini anlatamam sağol yardımın için iyi geceler
"İyi geceler" deyip telefonu kapattı. Hemen hazırlanıp çiçekleri almak için dışarı çıktım ya da çıkacaktım ama aslı beni durdurdu ne yazık ki
-kuzen nereye gece gece?
-cehennemin dibine gidiyorum aslı odun bitmişte taşımaya yardım edeceğim
"Benim içinde taşı"deyip odasına geri döndü bu kız rahatsız diyorum da kimse inanmıyor bende kimseye yakalanmadan dışarı çıktım bir kişiye daha hesap veremeyecektim. Çiçekleri aldıktan sonra jansetlerin evinin önüne geldim. Çiçekleri aldım arka taraftan taşıyana kadar imanım gevşedi. Canı aradım gel yardım et diye gelmedi şerefsiz piç. Arabayı çiçeklerle süsledikten sonra eve geri döndüm ellerim sikildi çiçekleri dizmekten ulan aslı senin vereceğin tavsiyenin amınakoyayım ben işim bittikten sonra da küçük bir not bıraktım ve eve geri döndüm
Janset'ten
Sabah okula kızlarla gidecektik. O yüzden olabildiğince erken kalktım. Kısa bir duş aldıktan sonra dolabımdan çıkarttığım pullu eteğim ve önü bağlamalı beyaz tshirtümü giydim soft bir makyaj yaptıktan sonra da kalın topuk siyah ayakkabılarımı giyip çantamı da alıp aşağıya indim annem kahvaltı yapıyordu bende oturdum hemen
-günaydın
-günaydın birtanem de iyi misin sen?
-iyiyim anne yok birşey
-tamam o zaman bu arada yarın okulun balosuna bende geliyorum
-ne!!
-müdürünüz tarafından özel davet aldım.
Zaten o çok bilmiş müdürü en başından beri sevmemiştim bu da cabası oldu
-yarın kuaföre gideriz kıyafetlerimiz hazır zaten kuaförde işimiz bitince baloya geçeriz
-tamam neyse anne ben kaçayım ufaktan kızlarla buluşacağız
-tamam canım akşam görüşürüz
-erken mi geleceksin?
-galiba
Dedikten sonra evden çıktım kızlar açelyanın arabasında beni bekliyorlardı yanlarına gidecektim ta ki arabamın halini görene kadar. Arabamın her tarafı papatyalarla kaplıydı bunu kim yapmıştı diye düşünürken kızlarda yanıma geldi ilk konuşan nazlı oldu
-oha kanka kim yapmış bunu?
-anlamadım ki
Diye manasızca arabaya bakarken açelya elindeki kağıdı gösterdi
-baksana burda bir not var
Açelyanın elinden kağıdı aldım ve okumaya başladım kağıtta "biliyorum seni çok kırdım belki birdaha hiç affetmeyeceksin beni ama izin ver affettireyim sana kendimi yeniden bana güvenmeni sağlayayım" yazıyordu notu sinirle buruşturup yandaki çöp kovasına attım. Hande lafa girdi
-kimmiş bu romantiğin dibi?
-toprak
Hepsi bir ağızdan ne diye bağırdılar
-isterseniz komiser necip abiden megafon alayım tüm istanbul duysun.
Selin çok şaşkın bir şekilde lafa girdi
-demek ki o yüzden geçen gece beni arayıp hangi tür çiçek sevdiğini sordu
-toprak seni mi aradı? Hı iyice şaşırdı bu çocuk
Bunu duyan hande yapıştırdı cevabı -ne yapacaksın?
-bu çiçekleri ona tek tek yedireceğim
-"bunu seni kızdırmak için yapmadığı belli"dedi açelya
-herneyse hadi okula gidelim bende ona bunun hesabını sorayım
Hep beraber arabaya binip yola çıktık. Yolda aşk tanrımız hande dövünmeye başladı
-ya batuhan bile eğittiğim halde bana böyle şeyler yapmıyor
-"handeciğim takma kafana"dedi selin gülerek tabi hande daha da azıttı
-oyy ben nerelere gidem oyy ben başımı nerelere vuram kör kuyularda merdivensiz mi kalam oyy ben ne...
Hande dövünmeye devam ederken nazlı handenin ağzını kapadı ohh be sessizlik diye birşey de varmış diye içimden söylendiğimi sanarken meğer dışımdan söylenmişim. Tabi kızlarda bana e tipi kapalı cezaevi gibi bakarken yapıştırdım cevabı
-okula geldik
Tabi bunu duyan iç sesimde sen kahvehaneye gidip okey oyna istersen deyince iç sesimi aldırabiliyor muyum acaba diye düşünürken aklıma en mühim konu düştü ve kendimi hemen rıza baba konumuna soktum kızlara da siz gidin teneffüste görüşürüz dedikten sonra toprağı bulmaya gittim en sonunda en üst sınıfların olduğu katta buldum sen şimdi görürsün toprak bey. Yanına gittiğimde birkaç arkadaşıyla konuştuğunu gördüm yanına gidip seslendim
-toprak biraz konuşabilir miyiz?
Yanındaki arkadaşlarına birşeyler söyleyip yanıma geldi
-arabamı o hale sen mi getirdin?
-ben getirdim
-neden?
-beni affetmen için
-"yapma toprak bırak dokunma yaralarıma böyle kalsın acılarımı deşmeye devam etme çünkü sen böyle yaptıkça kanayan yaramı daha çok kanatıyorsun yapma" deyip yanından uzaklaştım lavoboya girip kimsenin olmadığını görünce ağlamaya başladım sebepsizce... nedensizce... Birşeyden çok emindim, kendimi üzdüğüm kadar kimseyi üzmemiştim hayatta... Kalbimin üstüne taş yığmışlar gibi hissediyordum birşeyler vardı sanki dünyamın tam ortasında olan ama neydi? Kafamdaki düşünceleri kovup sınıfa gittim sınıfta toprakla göz göze geldik o gözlerde beni çeken birşey vardı yansıyan ışınlarımı kıran bir ayna gibiydi sanki kaçırdım gözlerimi mahvolmuşluğun maviliğinden... yerime oturdum sonra toprak da yanıma oturdu. Ona ayın yıldızlara ne kadar ihtiyacı varsa benimde ona o kadar ihtiyacım vardı. Ders bittikten sonra bizim kızların yanına gittim
-ee noldu şu toprak meselesi
-hiçbirşey yapma diyebildim sadece. O birşey yaptıkça canım acıyor selin nedenini bilmiyorum ama canım acıyor
Hande konuşmaya başladı
-valla bunun tek açıklaması var o da
-"o da?"
-aşk
-yok artık hande sizce ben ve aşk saçmalık daniskası. Hem ben feminist janset... İmkansız
İmkansız değildi... Gereken tek şey zamandı. Janset farkında değildi ama içten içe canını yakıyordu toprakla konuşamamak... Sadece bu kadar sene feminist olarak yaşayıp birden bire birine aşık olması ters geliyordu ona... Ama yüzleşmesi lazımdı tersliklerle... Belki de artık veda etmesi lazımdı feministliğe....
-herneyse jansetim ben serkanla buluşacağım okul çıkışı yani gidip hazırlanmam gerek sonra görüşürüz.

İZ  #Wattys 2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin