BÖLÜM 34: "KİLİTLİ KASA"

Start from the beginning
                                    

"Gözlerimi açmak istemiyorum."

"Anne, su çok sıcak."

Küvetin suyu çoktan dolmuştu. Rüzgar suyu kapattı.

"Hadi aç gözlerini çirkin."

"Rüzgar oğlum, hadi gözlerini aç."

"Korkuyorum, ya senden utanıp yüzüne bakamazsam?"

"Korkuyorum, ya gözlerim yanarsa?"

"Bana güvenmezsen ölürüm ben Sara. Şimdi aç gözlerini."

"Senin kılına bir şey olsun, dünyayı yakarım ben oğlum. Haydi aç gözlerini."

Gözlerimi açtığımda Rüzgar'ın gözlerindeki birkaç damla, küvetin içindeki suyla karışırken içten bir şekilde gülümsedi ve eğilip göz kapaklarımdan öptü.

"Aferin benim güzel sevgilime. Bana her zaman güveneceksin. Unutma, ne olursa olsun güçlüsün. Çünkü sen benimsin."

"Aferin benim aslan oğluma. Bu şampuan da dahil hiçbir şey senin canını yakamaz. Sen cesursun. Çünkü benim oğlumsun."

"Sara?" diye seslendi Rüzgar yere oturmadan önce

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Sara?" diye seslendi Rüzgar yere oturmadan önce.

"Efendim Rüzgar?"

"Sen de bırakacaksın beni. Biliyorum,"dedi yere bakarken. "Annem gibi."

Askıdan bornozu alıp küvetten çıktım ve üstüme giyip Rüzgar'ın yanına oturdum.

"Sen de beni bırakacaksın Rüzgar,"dedim. "Babam gibi."

Rüzgar elini koluma geçirip "Sen benimsin. Bir daha böyle bir şeyi göz önünde bile bulundurma."dedi.

Yüzümü yavaşça ona döndürdüğümde "Sen de benimsin."dedim.

"Onu bırakırsan ölür bu adam, anladın mı çirkin? Ölümü çirkini yüzünden olur."

"İstese bile bırakamaz o adamı bu yüzden çirkini. Çünkü adamı ölürse kendisi de ölür."

Rüzgar son sözlerimden sonra banyodan çıkıp gitti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Rüzgar son sözlerimden sonra banyodan çıkıp gitti. Bu çocuğun neden ağladığını bir anlayabilsem, her şey kolaylaşacaktı aslında.

Rüzgar'ın gidişinin ardından banyomu yapıp kıyafetlerimi giydim ve odama geçeceğim sırada Rüzgar'ın odasına doğru ilerledim.

Kapısını çaldım, ses yok. Tekrar çaldım. Bu sefer de ses yok. Merakıma yenilip odaya girdiğimde boş olduğunu fark ettim. Rüzgar neredeydi acaba?

Kapıyı sessizce kapatıp yatağına doğru ilerlediğimde, yatağının üstünde bir kadın portresi buldum. Portrenin üstünde, Rüzgar'ın bana verdiği kolye duruyordu. Kolye kanlıydı ve kan üstünde kurumuştu. Fakat kağıda nasıl olduysa birazcık kan bulaştırmıştı.

Yatağa oturup kağıdı hayretle inceledim. Bu kadının yüz tipi bana çok benziyordu. En çok da gözleri.

Rüzgar portre mi çiziyordu?

Elimdeki portreyi geri yatağın üstüne bıraktım ve kolyeyi aldıktan sonra aynanın karşısına geçip boynuma taktım. O kolyenin yeri her zaman buraydı. Rüzgar'ın gururumla oynadığı gün avucumda sıkarak elimi yarmıştım ve kanlar kolyeye damlamıştı. O günden sonra birbirimizin değerini daha çok anladıkça, o kan bu kolyede donmuştu. İşte bu kolye o zamandan beri benimdi sonsuza kadar.

Telefonum cebimde titrediğinde cebimden çıkarıp kilidini açtım ve mesajlara girdim.

Kimden: Gizli Numara

●Yarın saat 12.00'da okulun konferans salonunda ol.

Kaşlarım çatılırken Rüzgar'a görünmeden odasından çıkayım, düşüncesiyle parmaklarımın üstünde yürümeye başladım ama dirseğim sert bir şeye çarptı ve önceden de gördüğüm kahverengi kasa yere düştü. Elimdeki telefonu şortumun cebine koydum ve kasadan dağılanları toplamak için eğildim. Fotoğrafa benzer şeyler vardı.

"Ne yapıyorsun sen?"

Rüzgar kapının orda dikilmiş sinirli sinirli bana bakarken ayağa kalktım ve yanına gittim.

"Seni merak edip odana geldim ama yoktun," Elim boynumdaki kolyeyi tuttuğunda Rüzgar'ın bakışları kolyeye kaydı, ardından tekrar gözlerime baktı. "Sonra işte ben de odadan çıkarken yanlışlıkla kasayı düşür-"

"İyi."

"Tamam."

(Sağa doğru bayılın adlı fotoğraf kşlçksks)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Sağa doğru bayılın adlı fotoğraf kşlçksks)

"Çık odadan şimdi,"dedi çatık kaşlarıyla bakmaya devam ederken. Benim suratım düşünce gülmeye başlayıp "Kollarını basketbol potası gibi aç."dedi.

Dediğini yaptığımda kollarıma baktı.

"Biraz daha aç, hatta kocaman aç."dediğinde ne yapmaya çalıştığına anlam veremeden kollarımı biraz daha açtım.

Rüzgar iki saniye içinde, kollarımla açtığım halkanın altından içeri girdi ve bu şekilde ben onu sarmış oldum. Burnumun üstünden hemencecik öpüp kollarını belime sardı.

"Seni seviyorum çirkin."

Instagram: fatmandacx
Twitter: fatmandacx

FIRTINAWhere stories live. Discover now