BÖLÜM 10: "KORNA"

71.2K 2.7K 210
                                    

Multimedya: Azad.

Nefes, dudaklarını dudaklarıma bastırmadan öylece durdu. Sadece... Durdu. Ben ne yapıyordum?

İçimdeki siyah yılanı ne kadar da çabuk benimsemiştim... Ona yapamazdım bunu. Nefes'i böyle bir şey için kullanamazdım. Ben bu değildim. Sırf Rüzgar'ı konuşturmak için kötü kız olamazdım. Zaten Rüzgar itinin de istediği bu değil miydi?

Tükürdüğümü geri yalamak zorundaydım. Bir Rüzgar'ı, bir de Nefes'i öpen ben değildim, değil mi? Yani... Olamazdım.

Nefes, geri çekilmeden önce burnumun ucuna ufak bir öpücük kondurdu, gözlerime baktığında yaptığım hatanın farkına varıp, kafamı yere eğdim.

Tam anlamıyla kendimden iğreniyordum.

İğrenç bir çirkin.

***

Alya'dan

Mina'yla Sara'yı beklemekten helak olurken, Rüzgar okul kapısından bahçeye girip bankalarına oturdu.

"Sara nerede?"diye soran Mina'ya baktıktan sonra hızlıca tekrardan kafamı Rüzgargile çevirdim. Sara yoktu.

Mina, elindeki telefonuna gömüldüğünde hâlâ banka bakıyordum. Gözlerimi kaçırma isteğiyle dolarken, bir yandan da yanlış anladığımı düşünüyordum.

Azad'ın gözleri beni bulduğunda bembeyaz dişlerini ortaya çıkararak gülümsedi ve göz kırptı. Bu gülümseme, boş bir gülümsemenin aksine sıcaklık etkisi vermişti. Ama o çocuğu her gördüğümde nedense yüzüne tükürmek istiyordum. Ya çok çapkındı, ya da... Bilmiyorum işte.

Nefret ediyordum.

"Nerdesin lan sen? Rüzgar burada," Kaşlarını çattı Mina telefonla konuşurken.

Telefonumun elimde titremesiyle ayağa kalkıp aramayı cevapladım.

"Alo,"

"Yıvrım, n'aber?"

"Lan sümsük! Arama demedim mi bir daha!" Bağırarak okulu turlamaya başladım. Sağ ol Mina! Başıma açtığın bela için tebrik ederim!

"Ne kızıyorsun be güzelim?"

"Senin güzelimine var ya ben..." Elimi sinirle havaya kaldırdığımda, kaya gibi sert bir el bileğimi sımsıkı kavrayarak beni kendisine çevirdi.

"Telefonu ver,"

Azad'ın kaşları çatılmış, yüz hatları gerilmiş, saçları dağınıktı. Kaşlarımı çatarak telefonu ona uzattım.

***

Azad'tan

Rüzgar, geldiğinden beri telefonunu kurcalıyordu. Daha hiçbir mimiğini bile görememiştim. Sadece kısık sesle küfürler mırıldanıyordu.

Allah aşkına bu koca bebeğin neyi vardı?

Gözlerimi kızlara çevirdiğimde, Alya bana bakıyordu. Bankın dayanma kısmına dirseğimi dayayıp, bankta yayılırken, göz kırptım. Salak kız hemen gözlerini kaçırdı.

FIRTINAWhere stories live. Discover now