SK 4

598 35 15
                                    

Arkadaşlar bazılarınız kısa yazmamdan şikayet ediyor fakat bu benim ilk çalışmam ve daha başlarındayım. İlerledikçe daha ayrıntılı ve daha uzun yazmaya başlayacağım. Yazım kurallarına dikkat etmeye çalışıyorum ama bir hatamı görürseniz kibar şekilde yorumdan veya mesaj olarak uyarabilirsiniz. Diğer bölümde olmasını istediğiniz olay, konuşma veya herhangi bir şey olursa da yazabilirsiniz.

Tabi siz buraları geçtiniz skwjslfnf

Neyse iyi okumalar.

****

"Sevme öyle, kıskanır geceler."

****

Güneş ışığı gözlerimi rahatsız etmeye başladığında zor da olsa gözlerimi açtım.
İlk başta nerede olduğumu anlamasam da sağ tarafımda koltukta uyuyan Yiğit'i gördüğümde aklıma dün olanlar geldi. En son Yiğit'in beni kucağına almaya çalıştığını hatırlıyorum.

Yiğit'e fazla baktığımı farkederek önüme döndüm. Sağ taraftaki küçük dolabın üstündeki telefonu elime aldım. Kilidi açtığımda hiç cevapsız çağrı olmadığını gördüm. Babam yine merak edip aramamıştı. Buna alıştığım için umursamayarak telefonu yerine bıraktım. Kapının sesi ile gözlerimi giren kişiye çevirdim.

Beyaz önlüğü ile erkek, en fazla 25 yaşında olan bir doktor girmişti içeri. Yüzü sevdiğim şekildeydi. Çıkık elmacık kemikleri ve gözünde gözlük vardı. Gözlük takanları beğenmesem de doktorda garip bir şekilde güzel durmuştu. Gözü ilk önce koltukta uyuyan Yiğit'e dönse de tekrar gülümseyerek bana döndü. Elindeki dosyaya baktıktan sonra "Kendinizi nasıl hissediyorsunuz Melis Hanım?" diye sordu. "İyiyim, bir sorun yoksa ne zaman çıkabilirim?" diye sordum. O sırada Yiğit uyandı. Doktoru gördüğü zaman oturduğu koltuktan kalktı ve yanımıza geldi. Doktor geri bana döndü "Önemli bişey yok, bayılma nedeniniz yüksek ses. Yüksek ses fobiniz var sanırım." dedi. "Evet, artık çıkabilir miyiz?" diyerek geçiştirmeye çalıştım.
İnsanların zayıf noktalarını öğrenmelerini sevmiyordum. "İşlemleri halledip çıkabilirsiniz fakat bu korkunuzu ömür boyu taşımamak için profosyonel yardım almanız gerekiyor, psikolog arkadaşım var isterseniz ona yönlendirebilirim." dedi tekrar. "Şuan tek istediğim şu iğrenç kokulu yerden çıkmak." dedim. Biraz daha zorlarsa 'sikerim hastanesini' diye bağırarak çıkacağım. Yiğit bu halime sırıtarak bakıyordu. Doktor vazgeçmiş olacak ki bişey demeden çıktı.

Yiğit'e dönüp " Gülecek bişey var da ben mi göremiyorum?" dedim. Fazla sinir bozucuydu. "Demek yüksek ses fobin var, ilginç." dedi. "Evet, ilginç. Lütfen işlemleri yapar mısın artık, gitmek istiyorum." dedim. Gerçekten de yorgunluk çökmüştü. "Pekâlâ." diye mırıldanıp dışarı çıktı.

Bacaklarımı yataktan sarkıttım. Yerdeki ayakkabılarımı ayağıma geçirdim ve eğilip bağacıklarını bağladım. Kafamı yere vurmamış olmama rağmen başım biraz ağrıyordu. Elimi saçlarıma götürüp havadan dağınık bir topuz yapıp bağladım.

Telefonu elime alıp Wattpad'e girdim. Benimle Yan'a bölüm gelmişti. Kitap okurken başka şeyle ilgilenmeyi sevmediğim için evde okumaya karar verip telefonu tekrar kapatıp cebime koydum. Yiğit'i beklerken ayakkabılarıma döndü gözlerim. Evde onlarca ayakkabım olmasına rağmen bu ayakkabıya bayılıyordum ve o kadar çok giymiştim ki beyaz kısımları hafiften griye dönmüştü. Ayaklarımı sallarken hala ayakkabılarımı inceliyordum. Diğer kızlar gibi olmamıştım ben hiç. Küçükken bebeklerle oynamak yerine erkeklerle futbol oynamıştım. Topuklu ayakkabı, elbise giymek yerine; şort, pantolon ve spor ayakkabı gitmiştim. Bundan hiçbir zaman pişman olmadım. Bazı yapmacık kızların aksine duygularına göre hareket eden bi kız olmuştum.

Aniden ayağım bişeye çarpınca kafamı kaldırdım. Yiğit gelmişti ve ayağımı bacağına çarpmıştım. "Gidelim artık." deyip ayağa kalktım. Sağdaki koltuktan okul çantamı alıp tek koluma taktım. "Pekâlâ, gidelim" dedi.

O önümden ben arkadan gidiyordum. O da benim gibi siyah giyinmişti. Altına bacaklarını saran siyah pantolon giymiş, üstüne ise kısa kollu siyah tişört giymişti. Fiziği neredeyse benden güzeldi. Bacakları normal erkeğin bacakları gibi çok ince değildi ve bu gerçekten güzel durmuştu.

Sonunda dışarı çıktığımızda derin bir nefes aldım. Etrafa baktığımda bazıları hastaneye yetişmeye çalışıyor, bazıları mutlulukla hastaneden çıkıyordu. Yiğit taksi durdurduğunda bende ilerlemeye başladım. İkimizde arkaya oturduk. Yiğit bana döndüğünde şoföre kendi evimin adresini verdim.

Evin önüne geldiğimizde Yiğit'e dönüp "Teşekkür ederim herşey için." dedim. "Herşey için derken?" "Bayıldığım zaman beni hastaneye getiren sendin, hastane işleriyle falan ilgilendin." dedim. "Önemi yok, başkası olsa yine yapardım." dedi. Taksiden çıkıp kapısını kapattım. Başkası olsa yapıp yapmayacağını sormamıştım sonuçta.

Eve doğru yürürken aynı zamanda çantanın ön gözünden anahtarı çıkarttım. Anahtarı kapının deliğine sokup çevirdim. Kapı açıldığında içeri girip kapıyı kapattım. Anahtarı tekrar kapıya taktıktan sonra odama çıktım. Çantamı koltuğun üzerine koyduktan sonra dolabın kapaklarını açıp içinden lacivert sıfır kol bluz ve siyah şort alıp giydim. Saçlarımı da tekrar topuz haline getirip salona indim. Koltuğa yayıldıktan sonra telefonu elime alıp eski okuldaki Whatsapp gruplarına girdim.

Konuşmalarda en yakın arkadaşım olan Eray sevmediğim bi kıza çıkma teklifi etmişti. "Besle kargayı siksin götünü" diye mırıldanıp konuşmaları okumaya devam ettim. Eray ciddi anlamda yakışıklı çocuktu. En yakın arkadaşım olmasına rağmen herşeyi bana anlatmazdı. Yaz tatilinde o okuldan ayrılınca beni çok aramıştı ama açmamıştım. Olayları duymuş olabileceğinden korktum. Şuan grupta olduğumun farkında değillerdi sanırım. Telefona baktığımda saat 9'a geliyordu. Normalde erken yatan biri değildim fakat baya bi yorulmuştum. Telefonu hemen yanımdaki prize taktım ve gözlerimi kapattım.

Vote ve yorum yapmayı unutmayın 💞

Soğuk KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin