"Ne? Nasıl? Ama sen-''
Sabır dilercesine kafasını yukarı kaldırdı."Uzatma Karen var işte.Şimdi telefonunu ver." Derken elini de bana uzatmıştı.
İlk başta uzunca bir süpheli bakış attım sonra telefonu vermediğimi görünce üzerimdeki hırkanın cebine uzanıp onu aldı.Telefon parmak iziyle açıldığı için zorla elimi yuvarlak tuşa koymamı sağladı.Bir iki tuşa bastı ve bana geri verdi.O havalı havalı yürürken ben arkasından bakıyordum.Hemen kendini ne diye kaydetti diye rehbere girdim.
Mükemmel Kayra
Ya bu çocuk şaka mıydı? Hemen ismini değiştirip Kayra Eroğlu yazdım.Belki ilerde değiştirirdim ama şimdilik böyle kalabilirdi.
Tenefüs zili çaldığında sınıfa girdim.Herkes merakla bana bakıyordu.Hepsine iğrençsiniz sizden tiksiniyorum bakışı atıp sırama geçtim.
Masamda bir adet buroşür duruyordu.
2 GÜNLÜK KAMP
Yarın kamp mı vardı?
"Gidiyoruz,itiraz yok."
Aslında eğlenceli olabilirdi ama yine de bilmiyordum.
İçimden geçenleri aynen dışa vurdum."Bilmiyorum Zeynep.Emin değilim."
"Ah bebeğim çok safsın.Kayra ile yakınlaşma Emre ile uzaklaşmak ve şu sürtükleri deli etmek için bundan iyi fırsat olamaz.Hem artık Can ile kankalık aşamasını aşıp sevgililik aşamasına gelmek istiyorum.Ve bunu tek başıma yapamam.O yüzden sen de geliyorsun."
Ellerimi kaldırdım."Tamam,tamam...mesaj anlaşılmıştır.Mükemmel çöpçatan iş başında."
Doğru der gibi başını salladı.
Sırama geçtiğimde okula geldiğimden beri daha yeni derse gireceğimi fark ettim.Her ne kadar içimde bir suçluluk duygusu oluşsa da aldırmamaya çalıştım.
Telefonum titrediğinde 2 adet mesajım vardı.
Annem
Akşama Haluk Bey ve oğlu Ömer yemeğe gelecek.Ömer ile birlikte bizim eve gelin.Haberi var.
Annem
Gelirken patates alın.Seni seviyorum.
Harika(!) diye düşündüm.Ama yapacak bir şey yok.Sabah çok ağır laflar söylemiştim ve hâlâ içim içimi yiyordu.Annemi gerçekten çok ama çok seviyordum ama ne zaman konuşsak hep onun kalbini kırıyordum...
Ben de Seni Seviyorum 😘 yazdım.
Fransızca dersi boyunca not tutup bir şeyler anlamaya çalışmaya çalıştım.
Dersin sonunda bayan Amabelle bir açıklama yapacağını söyledi.
"Evet çocuklar okul dil geliştirme kapsamında yeni bir program hazırladı.Programa göre iki on birinci sınıf ve iki on ikinci sınıf dörtlü gruplar oluşturarak eşleşecek.Yanınıza bir tane Fransa'dan gelen öğrenci verilecek.Dört öğrencimiz belirlediğimiz süreye kadar bu öğrenciyi gezdirecek.Hazırlanan konseferanslara katılacaklar.Liste bugün çıkışta panoya asılacak."
Arkadan fısıltı halinde heyecanlı söylemler yükseliyordu.O kadar şanssız bir kızdım ki Emre ile bile eşleşebilirdim.
Arkadan biri itiraz etti."Peki hocam istemediğimiz bir kişi ile eşleşirsek?"
Yüzüne bilmiş bir ifade yansıttı bayan Amabelle "Merak etmeyin eşleştirmeyi ben yapacağım." Dedi bozuk Türkçesiyle ardından bana kısa bir bakış attı.Bu bakışının anlamını çözmeye çalışırken zil çaldı.
"Hadi bebek dışarı çıkalım."
Umutsuzca homurdandım."Çok yorgunum."
Tek kaşını kaldırdı Zeynep."Ne yaptın acaba?"
Tüm bu havadan kurtulmak için lafı değiştirdim."Can ile nasıl gidiyor?"
"Biz kankayız." Kesin ve net ses tonu beni yıldırmaya yetmeyecekti.
"Hadi ordan be.Çocuk resmen sana yazıyor.Hem az önce onunla sevgili olmak istediğini söylemiyor muydun?"
"Kes sesini!"
O sırada Can'ın yanımızdan geçmesi tesadüf müydü bilmiyorum ama "Caaan!" Diye ciyaklamaya başladım.Aniden yüzü bizim olduğumuz tarafa dönünce Zeynep arkadan saldırarak ağzımı kapattı.
Can kahkaha atmaya başlarken Zeynep'in yüzünün kızardığına emindim çünkü ağzımı tutan elleri bile ısınmıştı.Fırsattan istifade başımı ellerinden kurtarıp "Can,yarın akşam çifte randevuya ne dersin?" Diye sordum.
Yüz ifadesi anında değişirken hoş bir gülümseme takındı.
"Ne?!" Zeynep'in ani çıkışı yüzlerin ona dönmesini sağlamıştı.
Ellerini önünde sallayarak itiraz etti."Hayır,olmaz.Kesinlikle.Hem benim bu akşam yapmam gereken ev ödevlerim var."
Ona alttan bir bakış attım.Biz götümüz sıkışmadıkça evde ev ödevi yapmazdık.Ya yaptırırdık ya da başkasından geçiridik.Hayatımda hiç doğru düzgün ev ödevi yaptığımı hatırlamıyordum.
"Sen ev ödevi yapmazsın." Bakın işte Can bile biliyordu.
"Tamam o zaman akşam...Eee,babam hayatta izin vermez."
İki kaşımda havada "Baban başka ülkede." Dedim.
Dudak büküp yeni bir şey düşünmeye başladığında dişlerimin arasından "Bence kabul et çünkü gittikçe batıyorsun." Dedim.
Sıkılarak ofladı.
Emre "Harika!" Derken elini bir defa şaklattı.İşte biliyordum onun da hoşuna gidecekti.
Emre" Görüşürüz kızlar." Deyip sınıftan çıkınca Zeynep koluma vurdu.
Kolumu ovuştururken "Acıdı." Diye homurdandım.
"Gerizekalı,mal,hayvan,beyinsiz kankim benim.Çifte randevuya kimle geleceksin.
Omuz silktim."Kayra'nın kabul edeceğini umuyorum."
Bu sefer yandan bir bakış atan Zeynep'ti."O koca adam bizim gibilerle takılmaz."
"Kimlerle takılır?" Ses tonum da gizli bir 'yanılıyorsun' kelimesi vardı.
"Belki yalnız başına bir bara gider.Belki bir klüpte takılır.Alınma hayatım ama o yirmi yaşında.Daha olgun kadınlar ilgisini çeker.İkimize de bir bak.Ayrıca Can çocuk gibi ve-"
"Can benim okuldaki en yakın erkek arkadaşım."
Başıyla doğruladı."Ve benimde sevgilim olma yolunda ama düşünsene Can ile Kayra...Can'ın teşekkür almasının tek sebebi..." Elini kaldırıp baş parmağı ile işaret parmağını birbirine sürdü.
"Hayır,öyle değil.Şimdi gidip Kayra ile konuşacağım.Göreceksin o da isteyecek."
"İyi şanslar bebek."
ESTÁS LEYENDO
Daima
AcciónGündüzün geceyi aydınlattığı gibi birbirlerine karışıp gün batımını oluşturacak iki insan... Kayra Eroğlu kendini büyük bir bilmecenin içinde bulduğunda hiçbir şeyin farkında değildi ve Karen'in bu bilmecenin cevabını büyük ölçüde tamamladığını...
Red-11-
Comenzar desde el principio
