FİNAL

861 35 15
                                    

Nazlı
İstemesem de gece uyumuşum. Sabah kalktığımda baş ucumda Savaş bni izlerken uyandım.
-Sen ne zmn uyandın?
S:Fazla olmadı.
-Of bari kahvaltı hazırlasaydın.
S:Az yede uşak tut.
-Evde olsam Ali hazırlardı.
S:Evde olamazdın çünkü bunu öğrenen Ali sni annenin yanına yollardı.
-Alt tarafı sevgili yaptım ya.
S:Alt tarafı sevgiliyi anlarım ama türlü türlü yalanlara bnde kızardım.
-Ya sadece senin sakat olduğunu, hastaneye senin için gittiğimizi arabada başka bi adamın olduğunu ve arabayı onun sürdüğünü söyledim bide ayrıyetten Baranın evine gittiğimi onun bna o şeyi yapmaya çalışıp bnim onu bıçakladığımı ve ondan ayrıldığımı söylemedim.
S:Nazlı
-Hı
S:Nefes al
-Aldım bn iyiyim
S:Şimdi o bana anlattıklarını bi düşün. Ne kdr şey anlatılıp anlatılmamış.
-Şey baya şey dedim dimi.
S:Baya baya şey.
-Şöyle bi düşündüm de bn kesin çok kızardım.
S:Dimi.
-Evt.
S:Hadi kalk kahvaltı hazırlıcaz.
-Hayır uyumak istiyorum.
S:Peki Nazlı Hanım.
Çadırdan çıktığı için üstüme yorganı çekip gözlerimi kapadım.
Birden çadıra tekrar girip beni kucakladı.
-Deli misin yaaa?
S:Ordan öyle mi gözüküyorum ARIZA. -Evett.
Diyip gülmeye başladım.
S:Gülüşünü yerim senin.
-Yer misin gülüşümü?
S:Hem gülüşünü hem çillerini hem kızaran yanaklarını.
-Yiaa 😳
S:Şimdi kahvaltı için yardım edecek misin MRS.ARIZA?
-Tabiki hayıır MR.ÖKÜZ.
S:Uçmak istiyosun demek sen.
Beni uçurumun kenarına getirdi. Orda bekletip muzipçe gülmeye başladı.
-Hayır uçmak istemiyorum anneeğ.
S:Annen yok ben varım Arıza.
-O zaman hayıır uçmak istemiyorum sevgiliiim.
S:Sevgilim demek sevdim bunu 😏
-İstesen de istemesen de sevgilimsin öküzcüm.
S:İstemeyen yok arızacım.
-Savaş düşürürsen ölücem ha.
S:Peki sakin ol sen.
Beni kendine doğru yapıştırdı uçuruma arkasını döndü kucağından aniden atlayınca Savaşın ayağı kaydı ve aniden düştü.
-Savaaaş tut sıkı tut!
S:Nazlı tutunmam imkansız.
-Bekle nolur!
İstemeyerek de olsa gözümden yaşlar süzülmeye başladı. Savaş bi nevi can çekişiyodu.
Etrfata ip arıyodum. Yada onun gibi bişey. Çadırın içinde bi halat bulup ağacın bi dalına bağladım. Gövdesi çok genişti bağlasaydım ip yetmezdi. Ucunu Savaşa uzattım. Savaş tutmaya çalıştı ama çok zor geliyodu. Yere yatıp ipi Savaşın beline uzattım. Her ne kdr korksam da o yükseklikte bunu yapabiliyodum.
Aşağısı ise ufak bi su birikintisinden oluşuyodu. Ufak dediğim havuzdan biraz daha büyüktü.
Savaşın beline iyice düğmük attıktan sonra çekmeye çalıştım. Savaş da ayağıyla destek vermeye çalışıyodu.
Tam yukarı çıkıyodu çok az kalmıştı ki dal kırıldı. Savaşı göremiyodum hemen uçurumun kenarına gittim.
O anda birden göğsüme bi öküz oturdu.
Savaş orda...uçurumun kenarında yoktu... Göremedim göremezdim de...
-Savaaş
çığlık atarak, bağırarak konuşuyodum.
-Beni bırakamazsın Savaaş
Bağırmanın yanında ağlıyodum da.
-Başlamadan bitemeyiz biiz!
Uzunca o uçurumdan aşağı baktım. Sonra kenara oturup sadece ağladım. Yerimden kalkmak zor geliyodu...
Elimi oynatmak zor geliyodu...
Ağlamamak...en çok da ağlamamak zor geliyodu...
Ona yeni kavuşmuşken ondan ayrılmak bana zor geliyodu...
Ne yapıcaktım şimdi? En çok da ne yapıcağımı bilmemek...
Telefonumu alıp Seline msj attım.
"konum attığım yere gel."
Biraz orda oturup ağladıktan sonra dördü beraber geldi.
Ali bana bağırmak için tam ağzını açıcaktı ki Selin durdurdu.
Se:Noldu Nazlı? Neden çağırdın? Ve neden ağlıyosun?
Ağzımı açıp konuşucaktım ki daha fena ağlamaya başladım. Hepsi şaşkınca bana baktı.
T:Kötü bişey mi Nazlı?
E:Savaş nerde?
"Savaş nerde?" kafamda yankılanmaya başladı.
Savaş nerde?
Nerde?
Nerde?
Daha fena ağlamaya başladım. Ağlamamın arasına hıçkırıklarım da karıştı.
T:Nazlı çok mu kötü bişey?
E:Allah Aşkına Savaş nerde?
İçimde bağıra bağıra konuşurken dışımda konuşamıyordum. Dilimi yutmuş gibiydim.
E:Dilini mi yuttun?
Se:Üstüne gitme kızın sus bi!
Selin tam da söylemek istediğimi dedi. Kafamı kaldırdım hepsinin teker teker gözüne baktım. Ağlamaktan titrek ve az çıkan sesimle konuşmaya başldım.
-Sadece dinleyin. Soru sormayın. S-Savaş şeyde...Savaş...Savaş düştü... Uçurumdan... Uçurumdan düştü...
O...Savaş...ö...
Tuğçe gelip bana sarıldı.
T:Konuşmana gerek yok.
Onun da gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı. Ben... Ben ise çoktan hıçkırarak ağlamaya dvm etmiştim.
Selin de yanıma çöküp sarıldı.
Emre olduğu yere çöküp yüzünü eğdi. Ali ayakta hala bana bakıyodu ağzı açık kalmıştı gözleri oynamıyodu.
A:Kalkın hadi gidelim.
Bu kdr duygusuz olması sinirlerimi bozdu ayağa kalktım ve karşısında dikildim onu öldürcek gibi bakıyodum.
-Bu kadar duygusuz olma! Ben ona aşıktım tm mı?! İlk defa gerçekten birine aşık olduğumu anladım! Ve sen... Ve sen şuan bana gidelim diyosun!
Bütün konuşma boyunca sesimi hiç kısmadan bağırmıştım.
Boş boş yüzüme baktı sadece.
Selin ve Tuğçe yanıma geldi ikiside bi kolumdan tuttu. Emre çoktan polisi, arama ekiplerini aramıştı.
Ben ise hala Aliye öldürür gibi bakıyodum.
T:Nazlı iyi değilsin sen hadi gidelim bi sakinleş.
Kolumu Tuğçeden çektim. Bu sefer ona dönüp aynı bakışa büründüm.
-Öldü diyorum öldü!! Benim sevdiğim adam öldü! Anlamak istemiyo musun şuan bnde ölmek istiyorum!
T:Ama sakinleşmen lzm.
Se:Nazlı napmayı planlıyosun?
-Ölmeyi!!
O sırada fenalaştım. Başım dönmeye başladı ve yere düştüm. Herşeyi duyuyodum ama hiçbişey göremiyodum gözlerim istem dışı kapanıyodu.
Kızlar aceleyle Aliye beni tutması için bağırdı. Biri beni kucakladı belli ki bu kişi Aliydi.
Sonrası bnde yok.
---------
Uyandığımda evdeydim. Fenalaşmadan dolayı bayılmışım heralde.
Hemen ayağa kalktım aşağı indim. Emre hariç üçü orda oturuyodu. Ayrıca gece çok geç olmuştu.
Gözlerinin altı morlaşmış Selin, Alinin dizinde uyuya kalmıştı. Ali ve Tuğçe uyanıktılar.
Tuğçe beni farkedip bana eliyle otursana işareti verdi.
Gidip yanına oturdum.
-Emre nerde?
T:Arama ekipleri bi ceset bulmuş. Savaş olup olmadığını söylemek için hastaneye gitti.
-Bende gitmek istiyorum.
T:Nazlı o kişi Savaşsa senin...
Daha fazla onu dinlemek istemiyodum. Elime çantamı alıp çıktım Tuğçe hemen peşimden koştu.
T:Nazlı tamam dur. Taksi çağırıyım beraber gidelim.
Olduğum yerde durdum. Arkama dönüp "beni kandırmıyosun dimi?" bakışı attım.
Bana Uzunca baktı.
T:Ciddiyim Nazlı hadi.
Yanına gidip taksi gelene kadar betona oturdum.
T:Kalk şurdan üşütüceksin.
-Bundan sonra yaşıyacağım ne malum?
T:Konuşma böyle evet belki Savaş olmıcak ama biz hep varız.
-Problem o ztn. Siz hep varsınız bana Savaş lazım.
T:Kendini bu kadar üzme Nazlı. Her acı geçer.
-Hiçbi acı geçmez. Sadece kalbe gömülür. Belkide bu acıyla yaşamaya alıştığın için sana acı gibi gelmiyodur.
T:O zmn bu acıyla yaşamaya da alışırsın.
-Her acı bir mi?
T:Nazlı bu konuşma pek iyi gitmiyor.
-Konuşmada bişey yok hayat hiç iyi gitmiyo.
T:İçindeki şairi hiç sevmedim geldiği yere gönder onu hemen.
Boş boş yüzüme baktıktan sonra taksi geldi ve bindik. Hastaneye geldiğimizde Emre kapıda ağzı açık gözleri dolmuş ve yerinden kıpırdamaz bi şekilde duruyodu. Tuğçe taksiden inip yanına koştu. Ben hastaneye tam girecekken Emre kolumdan tuttu.
Gözünden 2 damla yaş aktı. Sonra bana baktı.
E:Üzgünüm... dedi sessizce. Gözlerine baktım. İçindeki hüznü görebiliyodum. O...şaka yapmıyodu yada dalga geçmiyodu... Ciddiydi...
Emrenin gözlerinde donakalmıştım. Oraya bakıyodum ama başka şeyler görüyodum. Savaş... Yani Savaş... Gerçekten ö-ölmüş müydü?
Tuğçe Kolumu tuttu. Bi taksiye bindircekti ki yerimden sarsıldım.
T:Nazlı dur tatlım şimdi eve gidicez.
Yerimde durmak istesem ayaklarım izin vermiyodu. Kendimi bi duvara yasladım.
T:Emre! Emre bak bana ayılman lazım Emre!
Emre kafasını oynatıp Tuğçeye baktı. Konuşmadan taksiye ilerledi. Tuğçe hemen yanıma koştu.
Kolumu omzuna atmamı sağlayıp beni taksiye oturttu.
Hiçkimse konuşmadan eve geldik.
Arabadan inip eve girdik. Seline Tuğçe haber vermişti. O Alinin boynuna kafasını gömmüş ağlıyodu.
Bilmiyorum bu pozu görünce istemeden kahkaha attım ama gözlerimden akan yaşlar durmamıştı. Sanırım sinirleri bozulmak tam olarak buydu. Tuğçe bana şaşkınca baktı.
T:Tatlım iyi misin?
Kahkaha atmamın arasında zorca konuştum.
-Hiç iyi değilim.
Bunu dedikten sonra yüzüm düştü. Kahkaha atmayı bırakıp ağlamaya başladım.
Herkesin bana baktığını hissedebilmiştim.
A:Nazlı kendine gel.
Hem gülüp hem ağlıyodum. Koşarak odama çıktım. Gözlerimi kapadım ve yaşadığımız herşeyi düşündüm. İlk tanışmamız, kavgalar, inatlaşmalar, kaçışımız, basılmamız... Onunla kısa sürede birçok şey yaşamıştım.
Ağlamamın arasından hafif bi tebessüm oluştu yüzümde. Sonra onunla bidaha hiç anım olmayacağı...
Odamın banyosuna gidip bi ağrı kesici aldım. Şuan en iyisi bayılmaktı aslında ama bunu yapmazdım.
Aşağı indim. Bi kenara oturup gözlerimi kapadım.
E:Cenaze yarın.
Söylemek ona kolay gelmiş miydi bilmiyorum ama bunu idrak edip anlamak bana çok zor gelmişti.
T:Ailesine haber verdiniz mi?
A:Selin söyledi.
E:Ben cenaze için msj attım.
T:Peki.
Onun gömülmesine nasıl izin verebilirdim ki? Yarın nolcanı bilmiyodum ama ölmüş de olsa Savaşın beni bırakıcanı sanmıyorum. O beni bu dünyada bırakamaz olamaz.
Bu düşüncelerin arasında kendimi uykuya teslim etmiştim.
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
Sabah koltukta uyanmıştım belim tutulmuştu. Zorlana zorlana kalktım. Tuğçe hariç hepsi Savaşların evinde gitmişti. Cenaze evi sonuçta. Elime geçen siyah bluz ve pantolonumu giydikten sonra Tuğçeyle evden çıktım.
Cenaze evin bahçesindeydi. Oraya gittiğimde herkes ağlıyodu herkes. Başımdaki siyah şalın ucundan biyeriyle yüzümü kapadım. Ciddi anlamda ağlıyodum. Fazla kişi yoktu desem yalan olur. Ama cenazeyi gömmeye gelen kişi sayısı ciddi anlamda azdı. Annesi fenalaşmış babası da onu hastaneye kaldırmıştı. Sadece ben Ali Tuğçe Selin ve Emre vardı.
Onu mezarın içine koymuşlardı. Üstüne toprak atıyolardı. Ağlayan ve son ses çıkan sesimle
-Durun!!
Adam durup bana baktı.
X:Noldu hanfendi?
-O ölmedii!
Tuğçe bana doğru döndü. Yüzüme çaresizce baktı.
T:Tatlım bizde böyle olsun istemezdik.
-Bişey olmadı ki o ölmedi!
T:Nazlı o öldü. Üzgünüm.
-Hayır! O ölmedi rahat bırakın
Ali bana çaresiz şekilde bakarken kollarının arasındaki Selinin sırtını sıvazlıyodu.
Tuğçe Ağzımı tutup beni susturdu.
T:Nazlı o öldü.
-Ölmedi hepsi bi oyun bunların.
O sırada yere çökmüş toprağın üstünde ellerimi dolandırıyodum.
Tuğçe belime doğru eğildi tutup kaldırdı. O sırada Çoktan Savaş ı gömmüşlerdi. Hiçbişey yapamadım onu ordan çıkaramadım yanıma gelmedi.
°°°°°°°°°°°°°
Sabah uyandığımda kalbimde bi boşluk hissettim. İçim acıyodu ve bu acı bana çok fazla geliyodu.
Banyoya gidip yüzüme baktım durumum gerçekten dışardan bile kötü gözüküyodu.
Aynanın sağ tarafındaki dolabı açıp içinden yuvarlak şekilde bi kutu çıkardım. Başucumdaki bardağa su doldurup elime bi kaç tane hap döktürdüm. Bunun yetmiceni düşünerek kutunun içinde ağzıma sığan kdr bütün hapları ağzıma atıp suyumu içtim. Birden kendimi yerde buldum.
Belki Savaş yanıma gelmemişti ama ben onun yanına gidiyorum. Ondan ayrılamazdım çünkü.

Tuğçe odaya girip Nazlının yerde hareketsizce yatan bedeniyle karşılaştı. Hemen yanına eğilip nabzına baktı. Tuğçenin de Nazlı yı son görüşü olmuştu bu. Bu acı Nazlıya fazla gelmiş ve intihar etmişti. Tuğçe telaşlı bi şekilde Aliye msj atmış ardından da ambulans aramıştı. Ali, Selin ve Emreden hemen sonra ambulans gelmişti. Hemşire Nazlının nabzına baktı. Sonra hepsinin gözünün içine teker teker bakarak konuşmaya başladı.
"Herşey onun için çok geç"
Dedi ve eline aldığı çantayla bi arkadaş daha çağırdı. Bu sefer Nazlıyı kurtarmaya değil morga götürüyodular. Ertesi gün Nazlının da cenazesi gerçekleşti. SavNaz ın mezarı yan yana olmuştu.
Bu onların sonsuza dek beraber olacaklarını gösteren bi kanıttı...
SavNaz sonsuza kadar...

Ve Son

-

--------- Öncelikle bu hikayemin sonuna geldiğimizi belirtmek istiyorum. Hikayeyi yazdığım süre boyunca hiç kaçırmadan okuyan ve yorumlarını eksik etmeyen okuyucalırma binlerce kez teşekkür ediyorum. Hepinizi çok seviyorum 😘. Diğer hikayelerimi okumayı unutmayın 😘

l .

AN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin