12 - HASTANEDE SUS İŞARETİ

990 54 2
                                    


Hastane duvarlarını süsleyen ünlü "Sus" pozunun sahibi Dilek Tunca, herkesin kendisini hemşire sandığını, ancak o yıllarda mankenlik ve fotomodellik yaptığını söyledi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hastane duvarlarını süsleyen ünlü "Sus" pozunun sahibi Dilek Tunca, herkesin kendisini hemşire sandığını, ancak o yıllarda mankenlik ve fotomodellik yaptığını söyledi. Tunca hikayesini ve yaşadığı ilginç olayları OT Dergisi'ne anlattı... İşte Türkiye'de hemen herkesin tanıdığı 'Sus hemşire'nin hikayesi:     "1976 senesinin yazıydı. Şişli'de yaşıyordum. Babam Subay Emeklisi, annem ise terziydi. Turizm işimle ilgili Almanya'dan döndüğüm gün Cağaloğlu'ndaki İstanbul Reklam Ajansı beni aradı. Almanya'dan döndüğümün ertesi günü çekildi o fotoğraf. Elbiseyi de Haseki Hastanesi'nin başhemşiresinden ödünç almışlardı. Yurtoğlu ilaç firması, hastanelere bir 'Sus Pankartı' yaptırmak istiyormuş. Firma beni seçmiş."     "20 küsurlu yaşlardaydım. 'Bayan Sus'tan önce de deterjan reklamları vardı. 4 sene oynadım. 'Bayan Omo'ydum o zamanda. Hayat, Ses Mecmuası'nda çıkardı fotoğrafları. Reklam filmi de çekildi. Hem de ilk renkli reklam filmiydi. Çamaşırları asıyorum. 'Benim için önemli olan

 'Benim için önemli olan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

beyazlık' diyorum. Ben hastanelere gittiğimde doktorlar ve hemşirelere tanıdık geliyorum. Yakın davranıyorlar. İlk defa karşılaşmışız aslında ama yıllarca fotoğrafıma bakmışlar, aşinalar bana. Bu duruma çok gülüyorum. Bir gün göz doktoruna gittim. Kızcağız bana bakıp "Yüzünüz hiç yabancı gelmiyor" dedi gülerek, halbuki tam arkasında benim hemşire pozum asılı. Ben hiç çaktırmayıp gülüyorum, "Olabilir tabii" diyorum. Söylemiyorum da. Çünkü gözüme makyaj fırçası batmıştı, canım yanıyor. "     Çıktım oradan, sonradan kendi bulsun diye. Genelde söylemem, o kadının ben olduğumu. Bir keresinde anjiyo oluyordum, hastaneye birlikte gittiğim arkadaşım söylemiş doktorlara, bana gelip "Aşkolsun niye söylemiyorsunuz o olduğunuzu?" dediler. "Siz bir an evvel bitirin işinizi, oradaki benim işte!" dedim. Hatta sonra beni özel odaya aldılar, çok hoşuma gitti. Doktorlarla çaktırmadan da olsa samimi bir ilişkim var.            Almanya'da bir dişçi polikliniğine gittim, poliklinikte de bir Türk varmış. Odaya girdim, duvarda benim fotoğrafım asılı. "Nereden buldunuz bu fotoğrafı?" dedim, doktor "Aaa, ben onu çok seviyorum, bayılıyorum, âşığım o hanıma".Ben kaldım. Hiçbir şey söyleyemiyorum. Bir baktı "Yoksa siz misiniz?" dedi. "Yok, o benim kardeşim" dedim. "Hadi canım, kandırmayın. Sizsiniz işte" dedi, güldük.

Sonra bir gün 'a gidiyordum, seçim zamanıydı. Bir otobüs gördüm. Bir baktım, otobüsün bir yanında Ecevit'in, diğer yanında benim fotoğrafım var. "Ne alaka yahu!" diye düşündüm. Kime sus diyorlar anlamadım hiç.

'Bayan Sus'un ayrı bir yeri daha vardı, çünkü 'ten sonra duvardan inmeyen fotoğraf benimkiydi. Herkes geldi gitti, ben duvarda 'Bayan Sus' olarak kaldım.

zamanlarda da bir sürekli benim fotoğrafımı kullanıyor. Sanırım orada bir çalışan var bunu yapan. En son Aziz Yıldırım için koymuşlardı, "Sus kimse duymasın" yazmışlar. Öncesinde bir takıma söylüyorlardı "Sus!" diye. Önüne gelen o fotoğrafı kullanıyor!

de hep kullanıyor mesela. Bir de arada zum yapıyorlar. Çok enteresan geliyor bana, hâlâ o fotoğrafımı kullanıyor olmaları. Nejat Uygur'un bir dizisinde de hep vardı. Ama en komiği Metin Akpınar'ın 'Hastane' dizisindekiydi. "Hastaneye giriyorsun, karşında bir ! Hastalığını söyleyeceksin doktora, o sus deyince söyleyemiyorsun!" diyor. Dizilerde, fotoğrafımın yanında
o pozu veriyorlar. Görünce kendimi, gülüyorum. Şaşırıyor insan. Anı işte. Zaten oğlum da bir yerde gördüğü bana hemen telefon açar; "Kurtlar Vadisi'ndesin, en başta hem de..." filan diye.

Oğlum Ömür, 'Bayan Sus'u çok beğenir. Nerede görse hemen fotoğrafını çekip gönderir. O Amerika'da yaşıyor, ben Bodrum'da. 4 sene önce yerleştim Bodrum'a, dinleniyorum. Hemşire olmayı hiç istemedim, turizmci olmak istemiştim, oldum da. Hem zaten beni kan tutar ki. Ama herkes beni hemşire sanıyor...

KÜÇÜK BİLGİLER;

Beğendiyseniz oy kullanmayı unutmayın ayrıca fikirlerinizide yorumlara yazarsanız çok sevinirim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Beğendiyseniz oy kullanmayı unutmayın ayrıca fikirlerinizide yorumlara yazarsanız çok sevinirim.

Acayip Bilim DergisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin