15~ Bu Kez Gerçek!

En başından başla
                                    

"Ya az çeksene kolumu. Ökuz gibi abandın acıyo be. Buda can." Selin'in yanımda söylenmesiyle kolunu bıraktım.

Dışarıya çıktığımızda ben Selinden daha hızlı yürüdüğüm için ileriden ilerliyordum. Uzaktan gelen arabaya baktığımda uzaklığının geçebiliceğim kadar olduğunu kestirince karşıya geçtim. Eve gidip bir an önce ptt durumuna geçip survivor izlemek istiyordum. Arabanın ani fren yapmasıyla aklıma gelen olağanı mümkün olan şeyle hemen arkama döndüm.

"Selinnn!!!!" Selinin yerde uzanmış bacağını tuttuğunu fark edince hemen yanına fırladım. Bir günde olaysiz gecsin be anam.

"Ah Selin ya. Senin bu sakarlığı,dikkatsizliğin beni öldürecek bir gün."

"Ya ben..Çok pardon ya. Vallaha bilerek olmadı. Bir şeyiniz var mı? Ya nasıl oldu bilmiyorum ama cidden çok özür dilerim." Panik bir şekilde Selin'in başına gelip surekli konuşan çocuğa baktığımda şarşırmamak elde değildi. Çocuk daha az önce Selin''in kestiği Vinimsi çocuktu. Yuh yani. Klişe dizisi mi çekiyoruz burda?

Selin'e baktığımda adeta ayağının acısını unutmuş bir şekilde çocuğu kesiyordu. Eh be kızım,pes yani.

"Selincim nasılsın?" Sorduğum soruyla birlikte selin benim de yanında olduğumu daha yeni fark etmişti. Nedense hastanede olmamıza rağmen,kimsenin yardıma gelmemeside ayrı bir ironiydi.

"Ya aslında ben kendimi pek iyi hissetmiyorum. Yüruyebileceğimi de sanmıyorum." Şuan Selin resmen çocuğa oynuyordu. Kankam yani ordan biliyorum.

"A tabi ben kucağıma alıp götüreyim sizi." Çocuğun hemen Selin'i kucağına almasıyla Selin alttan alttan sırıtmaya başladı. Sanırım her ne kadar klişe olsada bu kez başarmıştı.

Acile girdiğimizde Selin'in acillik olmadığinı bilsemde ona uyup inandırıcı olmaya çalışıyordum. Kankalık vazivesi neticede.

Şeyy.. benim annem şey yani yengem aradıda eve gitmem gerekiyor. Zaten Selin'in de pek bir şeyi yok gibi. Kontroller bitince siz Selini bıraksanız? Zahmet olmassa tabi." Tabikide bunları Selin'in çocuğa çaktırmadan yaptığı "git,git' işaretleri yüzünden söylüyordum. Lanet olsun yengeme bile annem dedim bee. Allahım beni ptt için eve ışınlayabilcek birini çıkart karşıma. Bu hastane havası beni fazla bozdu.

"A tabiki ben bırakırım hiç sorun değil." Çocuğunda kabul etmesiyle sarılma bahanesiyle direk Selin'in kulağına eğildim.

"Fazla kesme. Yoksa ben seni keserim. Numaranı verme sakın o hattı yuttururum. Eve geç gitme gebertirim habern olsun. Hemende sıkı fıkı olma. Inladın mı bini?"

"Of Elis ya!!"

"Suss!!" Kolunu cimcikleyerek hemen dikeldim. Uyarsam bile dayanamayacağını biliyordum. Selin bu belli mi olur.

"Hadi ben kaçtımm." Ellimi sallayarak hemen acilden çıktım. Cidden ışınlanma bulunsa en çok dua eden ben olurum sanırım. Çünkü bu taksicilerden nefret ediyorum.

Uzay'dan

"Anıl Dahan'a ulaşamıyorum. Seni hiç aradı mı? Yada sen onu aradın mı hiç? Telefonlarıma bakmıyor."

"Bende çok merak ettim. Gitmek istedim ama Dahan izin vermedi. Karya'yla ne alakası olabilir? Abi harbiden korkmaya başladım ben." Dahan sabahtan daha doğrusu öğleden beri ortalıkta yoktu. Doruğun gelip Karya'yla alakalı bir şey söylemesinede anlam verememiştim. Ölmüştü o. Ne olabilir ki onun hakkında?

"Karya'yla alakalı ne olabilir? Yani öldü o sonuçta. Doruğun sıradaki amacı ne?" Cidden bunu fazlasıyla merak ediyordum. Burnuma pekte iyi kokular gelmiyordu.

Senden Kopamıyorum Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin