~25~

699 75 19
                                    

Batırdıysam özür dilerim Tırtıl. 💋

×fern×

Bana kalsa evden dışarı çıkınca sinemaya giderdim ya da kitapçıya gider kitap alır eve dönerdim. Bir ünlü için fazla sıkıcı değil mi? Ama inanın hayatınız o kadar yorucuki böyle sıradan şeyleri yapmayı seviyorsunuz. Atlanta'daydık. Ashton bir süpriz yapıp Bezzy'i ziyarete gelmişti. Bezzy şiddetle benide yanlarında sürüklemişti sebebi basit Ash, Luke ile beraber gelmişti. Şimdi dördümüz bir kafede oturup dondurma yiyorduk.

"Eee Fern," dedi Luke dondurmasını karıştırırken "Michael konusunda ne düşünüyorsun? Ne yapacaksın?"

Neden her yerde konu dönüp dolaşıp lanet çocuğa geliyordu? Bezzy ve annem bana yaptığı jesti çöp edip attığım için öfkelenmişti ve sosyal medyanın bir kısmı barışmamızı istiyordu. Ama Michael Gordon Clifford adlı hayvan kalbi ortadan ikiye ayırmıştı.

"Bir şey yapmayacağım Luke çünkü onun hakkında düşünmüyorum."

Çocuk gibi yerinde zıpladı.

"Saçmalıyorsun! Dün senin için uçup buraya kadar geldi." dedi suyuna uzanırken. "Hediye ve çiçekle."

Omuz silktim. "Ve güllerin dikenini götüne soktum, değil mi? Bak Luke Michael umrumda değil. Bir şeyler yaşanmaya başlanmıştı, güzel şeylerdi ama Michael bunu batırdı."

"O üzgün Fern." Bunu söyleyen Luke değildi Ashton'dı.

Bir şey demedim. Sadece başımı cama çevirdim ve o an çığlık attım. İnanmıyorum, inanmıyorum, inanmıyorum! Sandalyemi geriye ittim ve koşarak dışarı çıktım. Hayır yanlış görmüyordum. Karşımda duran tır birebir Optimuspraime'ın tır haliydi! Hızlı adımlarla dev kamyona yürürken onun arkasında duran Bee ve Jazz robotları dikkatimi çekti. Şöför kapısından inen Michael bana masumca baktı.

"Şaka yapıyorsun?!" dedim heycanla. Başını iki yana salladı ve yanıma gelip ellerimi tuttu. Bu garip hissetirmişti. Elektrik çarpmış gibi. Ellerimi geri çektim. O an Michael arkasındaki Calum ve Slawia dikkatimi çekti.

"Fern cidden aptalım bunu fark ettim. Senden, diğer kızlara oranla daha fazla hoşlanıyorum. Çok daha fazla. Ve affet beni."

Onu pas geçip tıra sarıldım. Herkes bana şaşkınca bakarken hepsinin bu işin içinde olduğu belliydi. Zaten Slawia'nın bana kutu kutu dondurma, cips ve çikolata getirip 'Hadi depresyona girelim!' demesinden belliydi. Ama bir terslik var...

"Michael ," dedim bana annesiymişim gibi bakan insan görünümlü yavru köpeğe "dönüşüyor mu bu?"

"Hayır." dedi ensesini kaçırken.

"Bozuk mal niye getirdin?" dedim sırtına zıplarken. Bir yandan düşmemeye çalışıyordum bir yandanda Michael'a vuruyordum. Biri beni onun sırtından indirmeden önce sanırım tekemede attım.

Michael kendini toparladı ve gelip önümde diz çöktü. Evlenme teklifi mi edecekti?! Cebinden bir kağıt çıkardı ve bana uzattı.

"BANA ŞAKA YAPIYORUM DE!" Sesim büyük olasılıkla tüm şehirde yankılanmıştı. Michael'ın elinde 1 hafta sonra vizyona girecek yeni Örümcek Adam filmine bilet vardı. Michael ayağa kalkar kalkmaz boynuna atladım. Tanrım şu yaptıklarına inanmıyordum!

"Beni affettin mi?" Dedi gülerken. Omzundaki tozu çırpar gibi yaptım.

"Düşüneceğim."

What The Cool Kids Don't Do? || 5sos ✔Where stories live. Discover now