21

916 126 35
                                    

Telefon ekranına baktım.

Louis. Arıyordu. Gözyaşlarım yanaklarımdan daha hızlı süzülmeye başladı. Derin bir nefes almaya çalıştım ama nefesim boğazıma takılı kaldı. Boğuluyormuşum gibi hissediyordum. Berbat bir durumdaydım.

Çağrısına cevap vermediğim için bir süre sonra telefon titremeyi bıraktı. Ama sonra, tekrar aradı. Açmak ve açmamak arasında kalmıştım. Açıp ona bir sürü hakaret etmek istiyordum. Ya da mesajlaşırken üstünde durduğum şeylerden bir kez daha alayla bahsetmek. Ama biliyordum ki, sesini duyarsam ona asla kötü şeyler söyleyemezdim.

Telefonu elime aldım ve çağrısını yanıtladım. Neden yaptığımı bilmiyordum; ama yapmıştım işte.

Telefonu kulağıma götürdüm. Hıçkırıklarımı duymasını istemediğimden, onların ağzımdan çıkmasına engel oldum fakat gözyaşlarım için bir şey yapabildiğim söylenemezdi.

"Fern?"

Sesi endişeli geliyordu. Yüzümü buruşturdum. Adımı telaffuz edişi ne kadar daha fazla ağlamak isteme sebep olsa da, kendimi durdurdum.

"Efendim?"

"İyi misin?"

Güldüm. "Harikayım! Ya sen?"

"Bana yalan söyleme."

"Yalan söylemiyorum."

"Ağladığını biliyorum."

"Nereden biliyorsun? Evime kamera mı yerleştirdin?"

"Hayır." İç geçirdi. "Hissediyorum."

"O zaman hislerinde yanılıyorsun. Çünkü ağlamıyorum!"

"Kalbin kırık, farkındayım. Seni üzüyorum. Danielle ile yaşadıklarımı düşünmek seni daha da üzüyor, bunun da farkındayım. Düşünme Fern. Lütfen, düşünme."

"Gözde çiftimsiniz! Nasıl düşünmem?!"

"Yapma. Öyle olmadığını ikimiz de biliyoruz. Kendine acı çektirme."

"Ben yapmasam bile sen yapıyorsun!" diye bağırdım birden. "Ben istemesem bile, sen bana acı vermekten çekinmiyorsun."

"Bilerek yapmıyorum."

"Onunla..." Duraksadım. Yutkundum ve zor da olsa devam ettim. "Yattığını biliyorum. Bunu da gayet isteyerek yaptığına eminim."

Sessiz kaldı. Bu sessizlik, içime hapsettiğim hıçkırıklarımın dudaklarımdan kaçmasını sağladı. Uzun bir müddet durabileceğimi sanmıyordum.

"Ağlama Fern."

Onu umursamadan ağlamaya devam ettim.

"Seni seviyorum," diye mırıldandı. "Sevmeseydim, iyi bir adam olup benden gitmene ve mutlu olmana izin verebilirdim. Berbat biriyim."

"Louis," dedim hıçkırıklarım arasından. "Sen çok güzelsin. Beni sevmemelisin."

"Aslında, bence yalnızca seni sevmeliyim."

Daha fazla dayanamadım ve telefonu suratına kapattım.

ℱern ✦ tomlinsonWhere stories live. Discover now