Nate ağlıyordu hiç hayatı boyunca güçlüydü ama artık dayanamıyordu . Taissanın cenazesinde , Gömülüşünde . Cenazede yanına şık giyinimli bir kadın geldi .
" Affedersiniz siz Nate misiniz?"
Nate kendine gelip ağladığını gizledi .
" e..evet"
" Konuşma yapmak ister misiniz?"
"Tamam"
Kürsüye çıktı . Micrafonu eline aldı neredeyse kimse yoktu . Sadece bir kaç ajan abisi ve kendi . Derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.
" Taissa ... Harika bir insandı ...o çok iyi biriydi . Çok kısa sürdü arkadaşlığımız. Ama o kısacık sürede bile kendini bize sevdirmeyi başardı . Başta sadece bir koruyucuydu . Ben onu duygusuz , kalpsiz soğuk kanlı biri zannediyordum. Öğlede davranıyordu .Ama sonra zaman geçtikçe içindeki ışığı gördüm. İçindeki mutlu, umutlu , arkadaş canlısı . İçinde aslında sadece sevilmek isteyen küçük bir kızdı . Ama o küçük kız benim hayatımı değiştirdi . İçinde kaybolduğum karanlığa ışık oldu ..... Ona ..... Ne kadar minnetar olduğumu asla kelimelerle anlatamam... Özür dilerim..Söyleceklerim bu kadar ." Dedi ve indi gözlerinde yaşlar akıyordu . Cenaze bittikten sonra baya bir süre mezar taşına baktı sonra Markus geldi .
" Artık gitmeliyiz abi ."
" hemen geliyorum"
Dedi ve mezarın üstüne bir şey bıraktı ve arabaya binip gitti .
Mezarın üstünde bir demet gül ve bir kağıt vardk . Kağıttın üstüneki ilk kelime belirgindi .
Hayalimdeki Geleceğimiz
YOU ARE READING
Karanlıktaki Gerçekler
Science FictionÇocukluğumdan beri orada bir gölge gibi hiç yok olmuyor yada gitmiyor sesizce izliyor tıpkı bir seyirci gibi iyi kötü hiç bir şeye karışmıyor . Nate in ve markus un durumu çocukluklarından beri böyleydi . Hep birisi onları izlemişti . Kim olduğunu n...