Neko 12

204 24 8
                                    

Rikio gözlerini aralayıp doğruldu. Karnı feci halde acıyordu. Boynu, dizleri, omuzları ağrıyordu. Ancak bunlardan daha önemlisi, odada aşırı düzeyde kan kokusu vardı ve  bu kokuyla burnundan boğazına kadar olan kısım yanıyordu.
Ancak şaşırılacak seviyede hafif olmasına rağmen kan kokusunu fazlasıyla bastıran naif bir parfüm, kahve ve çiçek kokusu vardı. Elini alnına koyup başını eğdi ve karnına baktı. Yara yoktu... Yalnızca acısı vardı.
"Demek uyandın?"
Rikio gelen sesle kaskatı kesildi. Naif parfüm kokusu çok daha yoğun geliyordu. Ancak daha önemlisi, bu sesi fazlasıyla tanıyordu.

Dizlerini örten çarşafı tutup yüzünü kapattı. "Yoksa sen.."

"Evet ben."

"Olamaz..." Sarışın tebessüm edip yanına geldi ve sehpaya kahveleri bırakıp, koltuğun kenarına onu rahatsız etmeyecek şekilde oturdu. "Oldu bile.. Başını kaldırmak istemez miydin?"

"İster miyim?"

"Bilmem, ister misin?"

"Bilmem, İstemem heralde."

"İstersin, istersin."

"Yoo, İstemem!" Sarşın kıkırdayıp, elini simsiyah saçlara koydu. Kendisine çekip göğdesine yasladı ve derince kokusunu içine çekti hafifçe kaldırıp öptüğünde, karşısındaki beden titremişti.

"Gerçekten s-sapıksın..."

"Sapık değilim, aşığım.." Rikio çarşafı biraz çekip göz ucuyla baktı, bakmaktı amacı ancak gördüğü yüzle şaşkınlığı ve hayranlığı üzerinden atamayıp  izledi onu sessizce.  Sarışın, sivri yüzlü, mavi-mor gözlü, güleç birisiydi bu. Yakışıklı, olgun,  nazik, bir o kadar despot; sert ve kaba durması bir yana ciddi anlamda bir yerden de tanıdıktı...
"İsmini söylemedin hiçbir zaman..."

"İsmimi söylesem sapığın olamazdım.."

"Yani, ismini öğrenirsem artık sapığım olmaktan çıkacaksın?"

"Aynen öyle." dedi Sapığı delikanlıya yaklaşıp. "Peki, ismimi öğrenmek istiyor musun?"  Rikio yutkundu. "Öğrenmek istediğimden eminim bence."  Sarışın tebessüm etti.

"Emin misin?"

"Bilmem, emin miyim?" 

"Emin değilsin, değilsin."

"Eminim."

Sarşın kafasını kaşıdı bu inatlaşan delikanlıya tepki olarak. "O zaman bu çirkin isme laf etmeyeceksin. Tamam mı?"
"Bilmem, laf edecek miyim?"

"Bilmem, edecek misin?"

"Edeceğim."

"Etmeyeceksin."

"Ede-"

"Edersen ben de tecavüz ederim."  Rikio yutkunup kirpiklerini kırpıştırdı. "T-tamam etmeyeceğim..." Sarışın kaşlarını kaldırıp ona döndü. "Benim ismim Hajin Laviath ancak Lavi demen hoşuma gidebilir."
"Hajin."

"Lavi."

"Hajin!"

"LAVİ. Bir konuda da inatlaşmasan ölürsün değil mi?!" Sarışın kaşlarını çattığında Rikio tebessüm etti. Bu sapığın gözlerini çok sevmişti. Rengi çok eşsiz, çizilesiydi. Nedense parmaklarının uçları ona sarılmak istercesine sızlamıştı...
O sırada karşısındaki adamın da kendisi gibi pembeleştiğini ve şaşırdığını fark etti. Lavi, elini göğdesine götürüp, zoraki soluklanarak,  "B-Bir anda böyle heyecanlanma..! B-Ben de senin duygularını h-hissedebiliyorum.." dediğinde karşısındaki kedi adam irkilip, elinin altındaki yastığı kavradığı gibi kafasına vurdu.

"Daha önce söyleseydin ya lanet adam!!"

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 30, 2016 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

NEKOWhere stories live. Discover now