Birden çenemi kavradı ve yukarı kaldırarak beni ona bakmaya zorladı. Ecem ve Talha'nın en büyük ortak noktalarından biri ikisinin de içi ne kadar çirkinse, dışının o kadar güzel olmasıydı. Onları gördükçe şeytanın, cennetten kovulmadan önce bir melek olduğunu olan inancım artıyordu.

''Ailen sana biriyle konuşurken yüzlerine bakmamanın ayıp olduğunu öğretmedi mi?'' diye sordu ve kendi sorusunu kendisi yanıtladı: ''Benim ki de soru, öğretecek bir ailen var mı ki? Baban yok, annen alkolik, üvey babanın da sana nezaket kurallarını öğretebilmesi için önce kendisinin bilmesi gerekiyor... Yani bilmemeni anlayışla karşılıyorum.'' Ses tonu küçümser aynı zamanda aşağılayıcıydı.

Yüzümdeki ifadesizlik maskesine bir balyoz darbesi gibiydi her bir kelimesi ve sonunda bir ayna gibi çatlayıp kırıldı maskem. Kucağımdaki defter ve kitapları tutan ellerimi yumruk yapmış, tırnaklarımı avuç içime geçiriyordum. Yüzümdeki nasıl bir ifade vardı bilmiyorum. Öfke? Üzüntü? Aşağılanmışlık? Hepsi birden? Ama orada görmek istediği bir şey görmüş olacak ki sırıttı.

''Seni sinirlendirmeye bayılıyorum,'' diye itiraf etti. ''Sinirlenince çok seksi oluyorsun.''

Geri çekilerek çenemi tutuşundan kurtardıktan sonra bir kez daha yanından geçip gitmek için hamle yaptım ama yine önüme geçti. Sonrasında eliyle, kucağımdakilere vurarak yere düşmelerine neden oldu.

''Pardon, elim çarptı,'' diye özür diledi, hiç de özür dilemeyen bir ses tonuyla.

Yere çömelip kitap ve defterlerimi oradan almak için uzandığımda ayağıyla tekme atarak benden uzaklaştırdı. ''Pardon, ayağım çarptı.''

Başımı kaldırıp ona baktığımda sırıtıyordu, bakışlarımı ondan ayırıp etrafımda dolaştırdığımda bizimle birlikte koridorda olan insanların kimisi onun gibi sırıtıyor, kimisi kıkırdıyor, kimisi de kahkaha atıyordu.

Sizi eğlendirdiğimi bilmek güzel, diye geçirdim içimden.

O anda, ''Talha, kes şunu!'' dedi başka bir tanıdık erkek sesi. Fazla tanıdık.

Sesin sahibi yanımıza gelirken ''Ve prens, pamuk prensesi kurtarmaya gelir,'' diye homurdandı Talha.

Prens mi? diye geçirdim içimden.

Bir zamanlar, yıllar önce, ben de öyle olduğunu düşünüyordum ama öyle değildi. Pamuk prenses ve yedi cüceler masalının Disney versiyonunda, pamuk prenses kötü kraliçe tarafından bir elmayla zehirlenip, derin bir uykuya dalıyor ve o uykudan prensin öpücüğü sayesinde uyanıyordu. Benim masalımda ise, prens beni öpmemiş, uyandırmamıştı.

''Sana Alya'yı rahat bırakacaksın demedim mi ben?'' diye çıkıştı Talha'ya.

''Dedin ve ben de dinlemedim. Yani?''

''Talha,'' dedi uyarıcı bir ses tonuyla. ''Beni kışkırtma.''

''Söz konusu Alya olunca her şeyin seni kışkırtması benim sorunum değil, Kaptan. Gören de sevgilin falan sanacak...'' Takım kaptanı olduğu için takım arkadaşları ona adıyla değil, Kaptan diye hitap ederlerdi, eskiden sadece onlara özel bir şeyken şimdilerde hemen hemen bütün okul ona böyle hitap ediyordu.

''Talha,'' diye uyardı bir kez daha.

''Tamam, tamam sustum.''

O sırada zil çaldı ve Talha, onunla birlikte eğlencenin sona erdiğini anlayan insanlar sınıflarına gitmeye başladılar.

Ben de yerden kalkıp, kitap ve defterlerimin yanında tekrardan yere çömelerek eşyalarımı toplamaya başladığımda o da hareketimi tekrarlayıp toplamama yardım etti.

Olabildiğince çabuk olmaya çalışıyordum çünkü o tanıdık his midemde filizlenmeye başlamıştı, derken çiçeklendi ve onun elindeki eşyalarımı da kaptığım gibi tuvalete koştum.

''Hey, nereye gidiyorsun? Derse geç kalacaksın!'' diye seslendiğini duydum arkamdan ama durmadım.

Duramazdım.


*



Bölümü nasıl buldunuz? Tek bir kelime ile ifade edecek olsanız, bu kelime ne olurdu?

Kaptan kim ve Alya ile aralarında nasıl bir ilişki var sizce?


*


Y/N: Önceki bölüm 5000'den fazla oy ve 6000'den fazla yorum almış. Size ne kadar teşekkür etsem az... Aynen böyle devam edelim. :'') Bu arada kötü kızımızın ismini IG üzerinden seçtik. Bazı karakterlerin kastlarını da birlikte seçelim istiyorum çünkü sizin düşünceleriniz benim için her şeyden önemli. O nedenle takipte kalın!


Bana ulaşmak isteyenler için;

IG: dem.irem

Facebook: İrem Demirbaş

Twitter: yazardayazar11

Snapchat: yazardayazar11

Facebook Grubu: Ruhumdaki İmza - YAZARDAYAZAR


*


Bu kalp,

Sizin için.

Xxx yazardayazar


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
RUHUMDAKİ İMZA (İMZA SERİSİ #0.5) [ASKIDA]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin