11.BÖLÜM: "Beş ay sonra geliyorum anniş"

94.3K 4.1K 428
                                    

DÜZENLENDİ!

*Bir bugün iki yarına bedeldir*

İyi Okumalar...

Ardından bir silah sesi boş kilisenin duvarlarında yankılandı... Ve peşinden bir tane daha...

Bedenim hissizdi. Hiç bir acı hissetmemiştim. Yavaşça gözlerimi araladım. İlk gördüğüm az önce bana silah tutan adamın yerde vurulmuş olarak yatmasıydı. Ve siren sesleri duyuldu. Derin bir nefes ağzımdan verirken gözlerim bal gözleri aradı. İtlediğim yerde şaşkınca olanları izlediğini gördüm. Her şeyin yeni farkına varmış gibiydi. Anında önümde bitti.

"Bir daha benim için canını tehlikeye atma." kaşlarını çatmıştı. Sırıttım. "Yapım bu" Tanımadığım biri olsa bile yardım etmekten kaçınmazdım -ki Rüzgar'ı tanıyordum. Gözlerindeki sert ifade yerini farklı duygulara bıraktı. Rüzgar bir kez daha güçlü kollarını etrafıma doladığında omzumda hissettiğim sızı nedeniyle acıyla bağırdım. Elektriğe çarpmış gibi geri çekilirken " Ne oldu lan?" diye sordu. 'Lan' demesine bir an gülmek istesemde durum şu an uygun değildi. Bu durumda biraz garip kaçmıştı sanki...

Acıyan omzuma baktığımda uğursuz kırmızı sıvısı görmeyi beklemiyordum. Sıyırmış olduğu açıkca belli oluyordu. Sadece bir an baskı uygulayınca sızlamıştı. Rüzgar'ın gözleri bakışlarımı takip ederek omuzuma kaydı. Gözlerinde beliren öfkeye anlam veremediğim için gözlerimi kırpıştırdım. Kime kızmıştı şimdi bu? Sinirle ellerini saçlarından geçirirken "Benim yüzümden" diye tısladığını duydum. Elimi omzuma koyup sıyrığa baskı uygularken kaşlarımı çattım.

"Senin yüzünden değil. Alt tarafı sıyırdı. Hastanelik bir şey yok" ellerini şu anda yumuşaklığında ellerimi dolaştırmak istediğim saçlarından çekti. Kolumu incelemeye başladı.

(^.^)(^.^)(^.^)(^.^)(^.^)(^.^)(^.^)(^.^)

Polise ifade verdikten sonra Rüzgar'ın evine gelmiştik. Ayak üstü pansuman yapılmıştı fakat Rüzgar iyice saracağını söyleyip beni evine getirmişti. Şu anda dikkatle koluma pansuman yaparken bende etrafı inceliyordum.

Ailesinden ayrı evde kalıyormuş. Daha doğrusu kalıyorlarmış. Ailesinin Rüzgar'a fazla baskı uyguladığı için Rüzgar'ın ayrı eve çıktığını öğrenmiştim. Miray da abisine çok bağlı olduğu için onu yalnız bırakmak istememiş. Beraber abi-kardeş yaşamaya başlamışlar. Gerçekten güzel bir şeydi. Keşke benim de abim olsaydı diye düşünmedim değil. Ya da Rüzgar gibi bir abim olsaydı...

Saat 02:12 olduğundan ötürü Miray uyuyordu. Koskoca evde sadece uyanık Rüzgar ve ben vardık. Üç katlı oldukça büyük bir evdi. En üst katı kullanmadıklarını söylemişti. 2.katında ise odaları olduğunu... Evet merakıma yenik düşüp evi biraz gezmiştim. Aslında bizde Can ile beraber ev tutmayı düşünmüştük. Ailelerimizden uzak sadece ikimiz. Yer içer yatardık. İkimizde üşengecin tekiydik zaten. Çöplük evlere en büyük örneği çıkartırdık yemin ediyorum.

Can Elif'ten çok farklıydı benim için. Her zaman da öyle olmuştu. Elif ile sadece okulda takılırdık onun dışında yanımıza gelemezdi. Yani gelmiyordu. Her şeyimi Can ile beraber yapıyordum -ki o bana yetiyordu bile. Ne yaparsa yapsın listemin birinci sırası ona aitti. Bende onun her şeyini bilirdim. 6 yıldır hiç küstüğümüzü hatırlamıyorum. 2 ay yurtıdışına gittiğim zaman bile benimle gelmişti.

"Hey! Açelya?" diyen Rüzgar ile düşüncelerime bir son verdim.

"Efendim?" 

"İstersen burada kalabilirsin"

"Yok ben gitsem iyi olur. Merak ederler" aslında kimsenin taktığı yoktu. Burada kalmamamın nedeni tabi ki de haram olmasıydı ( *-* )

"Ben seni bırakayım o zaman" dedi sert erkeksi sesiyle. "Aslında taksi-" diyeceğim sırada sözümü kesti.

SERT BELA | Tamamlandı |Where stories live. Discover now