Hopless Love.

789 69 2
                                    

"Sunbae!" Jackson kafeye girdiği anda görmüştü Jiyong'u.

"Jackson gel otur." Jackson kafasını sallayıp sandalyeye oturdu. İki idol birbirleriyle bakışıyorlardı.

"Seul Rin'i nereden tanıyorsun Jackson?"

"Telefondan."

"Telefon mu?"

"Şey.. Bambam.. Grubumdan bir üye.. Numarasını bir fan bulunca hattını değiştirmek zorunda kalmış. Orada çalışan adam da hatları değiştirip vermiş."

"Rastlantı yani?"

"Aynen öyle."

"Hastanede olduğunu biliyorsun değil mi? Ne kadarını anlattı sana?"

"Aslında çok bir şey bilmiyorum. Bana hasta olduğunu ve umut olmadığını söyledi. Annesinin müzikler dışında hiçbir şey yapmasına izin vermediğini anlattı. Bana oldukça soğuk davranıyor. Onu bulacağımı söylediğimde çabuk etkilendiğimi ve onu bulmaya çalışmamamı söyledi."

"Doğru söylemiş. Jackson onu bulmamalısın. Hatta onunla konuşmayı kesmelisin. Onun hastalığı hafif bir şey değil. Senin gibi önünde fırsatlar dolu biri için kaldırabilecek bir şey değil. İkiniz de üzülmeden konuşmayı bırakmalısın." Derin bir nefes alıp geri bıraktı.

"İlk başta hayal görüyor sanmıştım. Seninle konuştuğuna inanmıyordum ama bana onu sorduğunda şok oldum. Ona iyi mi geliyorsun emin değilim Jackson. Sana babası ile ilgili bir şey söyledi mi?"

"Bir babası olmadığını ama arada sırada gelip hiç susmadığını söyledi. Bu ne demek hiçbir fikrim yok."

"Bunu sana söylememeliyim ama başka bir çarem yok gibi gözüküyor. Seul Rin babası öldüğünden beri babasının onun yanına gelip konuştuğunu söylüyor. Babasını gördüğünü idda ediyor. Bir gün çalışırken babasının geldiğini söyleyip bana özür dileyen bir mesaj attı. Yanına gittiğimde intahar etmeye kalkmıştı. "

"Aman Tanrım. Ben.."

"Onu zar zor hastaneye yetiştirdim. Her yeri kanlar içindeydi ve dehşete kapılmıştım. Kollarımda ölecek diye çok korkuyordum. Ama hayata tutundu. Bundan bir ay önce tekrar intahar etmeye kalktı. Her seferinde doktoruna hala intihar etmek istediğini söylüyordu. Bugün ise doktoruna artık iyileşmesi gerektiğini söylemiş."

"Sunbae ben gerçekten çok üzgünüm."

"Ne için?"

"Bilmiyorum. Sadece üzgün hissediyorum."

"Anlıyorum. Lütfen onu üzmeden iletişimini kesmeye çalış Jackson. Sana güveniyorum."

Only You Can Heal Me || Wang Jackson || ✔️Where stories live. Discover now