Bu bölümü Hamarita- nın yorumu üzerine yazıyorum. Herkese keyifli okumalar...
"Seni bücür çabuk geri ver o kolyeyi bana!" prenseslerin çok fazla bağırması yasaktı bu yüzden olabildiğince hem kardeşinin duyabileceği hem de sessiz bir ses tonuyla bağırmaya çalışıyordu ama bunu ne kadar başarabildiği konusunda bir bilgisi yoktu."Kolaysa gel de al!" diyerek kendisine dil çıkaran kardeşini görünce daha da sinirlendi ve kardeşinin dikkatini bir ışık topu gösterisiyle dağıtınca onu yakalayıp elindeki kolyeyi çekip aldı. Sonra dil çıkardı ve küçük bir ışık gösterisi daha yapıp kayboldu. Prenses odasına gittiğinde hâlâ söyleniyordu : " Yıldız festivaline hazırlanmam gereken vakti küçük bücür kardeşimle uğraşmakla harcadım ne kadar harika(!) Ah son yarım saatte nasıl hazırlanabilirim gerçekten çok merak ediyorum!..." Prenses söylenmeye devam ederken kapı çaldı. "Gir!" Kraliçe kızını hâlâ hazırlanmaya çalıştığını görünce başını umutsuzca salladı "Sen daha hazır değil misin?!" "Ama anne oğlun hiç rahat durmuyor ki onunla uğraşmaktan vaktim olmadı!" "Bana bahane sunma küçük hanım! Neyse ki zamanında gelmişim." "Anne ya! Ben yarım nasıl hazırlanabilirim ki! Bence tam zamanında gelmen için bir yarım saat önce gelmeliydin!" "Çok biliyorsun sen değil mi küçük hanım! Beni takip et!"
Sarayda eğitim verilen yere geldiklerinde durdular." Anne ya benim hazırlanmam gerek burda ne işimiz var?!" "Sus ve dışarıda bana hiçbir şekilde sesini yükseltme!" "Tamam." Kraliçe oradan geçen bir muhafıza Assiduous Timelabirth' i çağırmasını söyleyince annesinin ne yapmak istediğini anlamıştı
prenses. Muhafız sınıfa girip Assiduous Timelabirth'i kraliçenin çağırdığını söyleyince Assiduous muhafızla beraber kraliçenin yanına giderken ne olduğunu merak ediyordu. Kraliçe Assiduous'u görünce daha fazla zaman kaybetmeden muhafızı gönderdi ve prensesin odasına doğru hızlıca yol aldı. Prensesin odasına geldiklerinde kapıyı kapattı ve Assiduous'a döndü:"Assiduous hemen zamanı durdurman gerek çünkü yıldız festivaline bir prensesin geç kalmaması gerek ama o bunu umursamadan gidip kardeşiyle oynamış!" Prensesin bu sözlere söyleyecek çok şey vardı ama o susmayı tercih etmek zorunda kaldı. Çünkü eğer karşılık verirse olay çok büyüyecekti.
Tam o sırada olayı öğrenen Assiduous karşısındaki kişi kraliçe olmasa nasıl bir tepki vereceğini düşünüyordu. Büyük bir ihtimalle "Beni bunun için mi çağırdın gerçekten?!" diye kızar ve kapıyı çarptığım gibi çıkardım diye düşünmeden edemedi. Bunların hepsi ona çok saçma geliyordu. Bu saçma konu için gücünü harcadığına değmezdi. Ama bunu yapmak zorundaydı çünkü kraliçeye karşı çıkmazdı. Bu yüzden yapmak zorunda olduğu şeyi yaptı zamanı kraliçeden gelecek olan ikinci bir emre kadar zamanı durdurdu. Prenses bu sayede yıldız festivaline geç kalmadan hazırlanınca kraliçe Assiduous'a zamanı artık serbest bırakmasını söyledi. Böyle gereksiz bir şey yüzden zamanı durdurmak zorunda kalan Assiduous bu durumdan kurtulduğu için derin bir nefes alıp zamanı serbest bıraktı. Kraliçe bu durumdan rahatsız olduğunu anlayınca teşekkür etme gereği duydu:"Teşekkür ederim Assiduous seni bu saçma iş için yorduk!" "Önemli değil efendim ben sadece görevleri yerine getirmek için eğitiliyorum emirleri sorgulamak için değil!" "Festivalde iyi eğlenceler!" Assiduous gülümseyerek eğilip selam verdi odadan çıkarken.
Assiduous okula giderken tüm derslerin çoktan bittiğini biliyordu ama çantasını almak için sınıfına doğru çıkmaya devam etti. Çantasını aldığında pencereden herkesin festival alanında olduğunu gördü. Çantasını alıp okulun otoparkına doğru gitti. Arabasının arkasına çantasını atıp evine doğru sürdü. Kapıyı anahtarıyla açtı ve eve girdi ama mutfağa girdiğinde babasının ona bıraktığı notu görünce boştan yere eve geldiğini fark etti. Bu yüzden festival alanına geri dönmek için arabasına atladı.
Festival alanında herkes çok güzel giyindiği için gelmeden önce kıyafetlerini değiştirdiği için mutluydu böyle daha az dikkat çekiyordu. Festival alanında babasını ve kardeşini görünce yanlarına gitti. Assiduous: " Neden beni beklemeden festivale gittiniz bende eve gittim ama senin notunu okuyunca tekrar buraya geldim." "Özür dileriz abla ama sen geç kalınca bizi unuttun ve ya bir sorun çıktı diye düşündük bu yüzden seni beklemeden direk buraya geldik." "Her neyse boşverin şimdi bunu bugün rahat bir nefes alalım ve eğlencemize bakalım olur mu?" "Süper fikir abla hadi ben kaçtım!" Dedi ve uzaklaştı Greed.
Festival tüm hızıyla devam ederken prenses tüm bu insanlara sohbet etme işinden çok sıkılmıştı ve kaçma fırsatını kolluyordu. Tam o sırada kendisine doğru Trug krallığının prensini görmeseydi güzel boşluk bulmuştu bile ama kendini çok üstün sanan prens bozuntusu eline geçen tek fırsatı çöpe atmak zorunda bırakmıştı prensesi. Prens Arthur: "Sizi tekrar görebilmek güzel prenses Jazzy. Nasılsınız?" Prenses içinden 'seni görene kadar çok iyiydim!' demeden edemedi. Ama cevabı sadece " İyiyim prens Arthur. Siz nasılsınız?" demek oldu. "Emin olun sizi görünce daha iyi olduğuma karar veriyorum." "Şu yalaka adamdan kurtulmanın bir yolu olmalı, lütfen!" "Hı! Ne dediğinizi duymadım kusura bakmayın prenses ne demiştiniz?" "Festival ne kadar güzel öyle değil mi?" "Evet prenses en az sizin kadar güzel!" Prenses artık prens Arthur'u dinlemekten vazgeçmişti sadece onun söylediklerine onaylıyordu. Bundan kurtulmanın yolunu ararken Diana Waller' ın sesini duydu:
- Prenses Jazzy anneniz sizi çağırıyor önemli bir konuymuş.
- Teşekkür ederim Bayan Waller, dedim ve oradan ayrıldım.
YOU ARE READING
Benim Gizli Dünyam(Black Stars)
Science Fiction"Zaman seni yaşlandırıyor beni ise gençleştiriyor çünkü ben zamana hükmediyorum zaman ise sana!..."
