hermes - god of translitions | "you'll never know what people will become."

554 41 111
                                    

HoG 2# / Hermes - Goddes of Translitions / "you'll never know what people will become."

Multimedya; Hermes Nomion ve Geneviev Frovita.

Playlist; Twenty One Pilots - Fake You Out

The Neigbourhood - Daddy Issues

* * *

Noktalardan farksız boyutlara sahip yıldızların ışıltısı, katran dökülse görünmeyecek kadar ince bir ip kadar gergin sessizliğin üzerine yansıyordu.

Hermes Nomion ise görülmeye değer yıldızların ışıltısını kendisi için en son umursanacak şey olarak görüyordu. Yumuşak tene geçici çukurluklar bırakan taşların sivriltileri canını acıtmıyor değildi lakin ellerinin belirli noktalarını işgal etmiş bu küçük acıları önemsemiyordu. Şu an beynini meşgul eden yegâne şey nefeslerinin ona yetip yetmeyeceğiydi. Ciğerlerinin dikişlerinin söküldüğü bir hasır sepet gibi döküldüğünü ve parçalar halinde içinde yayıldığını hisseder haldeydi. Nefeslerinin hacmi ciğerlerinin hücrelerini bir arada tutacak kadar fazla değildi sanki ve daha şimdiden pes etmeye meyilliydi.

Son birkaç basamak kalmıştı, taş duvarın çıkıntılarına basarak yol kat ediyordu. Elleri oradan oraya herhangi bir basamağa yükseliyor ve bacakları da ellerinin hareketlerini takip ederek basamakları geçiyordu.

Derin bir nefesi içine çekmeye hakkı olduğunu düşündü, şu an duvarın diğer tarafındaydı.

Ve birkaç dakika sonra ise evin içerisindeydi.

Ahşap zeminin sert ve hafif yıpranmış yüzeyine oranla yumuşak ve gıcırtı çıkarmamayı amaçlayan adımlar ile ilerledi, kendisine verilen talimatlar doğrultusunda bulduğu odanın kapısına vardığında profesyonel bir hırsız gibi eline takmayı ihmal etmediği eldiveni ile kapının tokmağını çevirdi.

Kısık bir 'click' sesi kulaklarını doldurdu, başarıyla parlayan gülümsemesi yüzünde belirmişti.

Kapıyı gıcırdayabileceği ihtimalini göz önüne alarak alabildiğine yavaşça ittirdi.

Odanın içerisine bir adım attı.

* * *

Soğumaya yeltenmiş ince ve uzun parmaklarını alnına yaslarken ciğerlerinde yer edinmiş neredeyse bütün nefesi hoflayarak dışarı verdi.

Rengarenk ışıklar ile aydınlatılmış barın içerisi, tenlerin mide bulandıran yapışkanlığı eşliğinde gerçekleştirdiği temaslarından rahatsız olmayan insanlar ile doluyordu ve Hermes Nomion ise, kendilerinden geçtiklerini fark etmemiş bu insan topluluğunu umursamıyordu. Gözlerini iğne atılsa düşmeyecek kadar dolmuş olan mekanın içerisinde gezdirmesine rağmen, kafasını adını göstermeyecek kadar yoğun bir sis bulutu şeklinde sarmalayacak düşünceleriyle zihni bambaşka şeylere odaklanmıştı.

Geçen hafta gerçekleştirdiği işin bir kısmı onu kısmen fiziken çökertmiş ancak daha çok psikolojik olarak zayıf düşürmüştü. Zaman zaman farkında olmaksızın dalıyor ve düşüncelerinin hareretlenerek hareketlerine hükmetmesine izin veriyordu sanki. Bazen istem dışı yaptığı eylemlerin merkezinde kendisini buluyor ve dağılmış kafası daha da paramparça oluyordu.

Hearts Of Glass | Olympus One-ShotDonde viven las historias. Descúbrelo ahora