Issız Ruh

27 3 2
                                    

Şafak daha yeni sökmeye başlamıştı. Kuşlar, seslerini huzur vermek için ağaçlar ise doğada yaşayan hayvanlara oksijen vermek için çalıştığı zaman Selim yatağından kalkıp ,pençesini açtığında kulağına gelen Ezan sesini duyduğunda içine işleyen huzurla namaz kılmaya başladı.

       Selim, on yaşında buğday tenli , mavi gözlü ve siyah saçlı bir çocuktu bundan iki sene önce annesi,babası ve henüz üç yaşındaki Yasemin'le birlikte düğün törenine katılmak için arabayla seyahat yapmak için yola çıktılar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Selim, on yaşında buğday tenli , mavi gözlü ve siyah saçlı bir çocuktu bundan iki sene önce annesi,babası ve henüz üç yaşındaki Yasemin'le birlikte düğün törenine katılmak için arabayla seyahat yapmak için yola çıktılar. Yolda karşı tarafdan gelen bir kamyon kendilerinin arabasına çaptı. Bu kazada Selim'in annesi ve babası vefat etmişti. Selim ve kardeşi Yasemin nineleri Hatice teyzenin yanında kalıyorlardı. Hatice teyze beyaz tenlı , hasta ve buruşmuş yüzünden acısını belli ediyordu.

Selim ninesinin çağırmasıyla hemen ninesinin yanına gitti. Ninesinin üzerinde ince bir battaniye ve başında eski bir el işiyle örülmüş bir tane yazma vardı. Selim yanına gittiğinde öksürükten duramıyordu. Selim onu doktora götürmek için yola koyuldu. Hastanenin o soğuk ve ıssız koludorunda doktorun muayene etmesini bekliyordu. Doktor ninesi hakkında onu astım olduğunu ve verdiği ilaçlari kullanmazsa hastalığının ilerleyeceğini söyledi. Ama maddi durumlarından dolayı ilaçı alamayaçak bir durumdaydı. Selim okuluna ara vererek sokaklarda mendil satıyordu.

    Selim tek varlığı olan ninesinde kaybetme istemiyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Selim tek varlığı olan ninesinde kaybetme istemiyordu. Selim ninesinin iyileşmesi için ona hergün dua ediyordu. Gine bir gün Selim mendil satmaya başlamışdı Selim yolun diğer kenarına geçip Rana' ya mendil tutuyor. Rana zengin ve kültürlü bir kızdır. Rana kendisine mendil tutan Selim'e aslında yardım etmek istiyor. Ama arkadaşlarına rezil olmamak için Selim'e şu cani sözleri söyledi. " ben bu fakir çulsuz birisine para verecek param yok " dedi. Selim bu sözleri duyunca yüzü kızarmış bir halde ordan ayrılmak istemişti. Ama Rana ve arkadaşları onu itmeye başlamış , Selim o gözlerinden akan masum gözyaşları gözlerinde süzülmüş. İşte o anda yolda geçen bir araba Selim'e çarpıp oracıkta can vermıştı. Kötü haber ninesinin kapısını çalmıştı. Zavallı Hatice teyze bu kötü haber kulaklarını tırmalıyordu. Selim'in naaşı evine geldiğinde küçük kardeşi Yasemin Abi'sinin naaşını anne ve babasının hediyesi zannedip tabuda sarılıp açmaya çalışmış ninesi onun Abi'sinin naaşı olduğunu söylediğinde Yasemin " anne , baba beni niye almadınız ? " diye isyan ediyordu.

Aradan iki sene geçtiğinde Rana her yattığında vicdan acısı çekiyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Aradan iki sene geçtiğinde Rana her yattığında vicdan acısı çekiyordu. Artık dayanamayıp Selim'in yaşadığı evi bulmaya çalıştı. Günlerdir, aylardır Selim'in yaşadığı evi bulmak için çalıştı. Gine birgün yolda çaresiz bir şekilde yürürken yolda bir yaşlı kadınla bir kız çocuğunun  mendil satıyorken gördüğünde Selim 'e yaptıklarını aklına geldiğinde ateş bürüyen gözyaşları yüzünden damlıyordu. Sonra Rana onlara yardım etmeye karar vermiş. Yaşlı kadın ve küçük kızın evi öğrenmiş ve hergün onlara yardım ediyor. Küçük kız Yasemin kotukta ağlamaya başlamış Rana onu görmüş ve neden ağladığını sormuş.  Yasemin okula gidemediğini ve arkadaşları o okula gidemediği için ona gülüyorladı. Rana onu okula yazdırmış ve okul eşyalarını kendisi üstlenmişti. Yasemin çok seviçliydi ve hediye amaçlı resim çizmişti. Rana Yasemin'nin çizdiği resmi görünce resimdekileri sordu. Yasemin"Annem, babam ve Abim" dedi. Rana Yasemin'e abisini sordu. Yasemin" Abim cennette annem çağırmış " dedi. Rana duygulandı. Hatice teyze onu zalimin biri arabanın önüne itti değince Rana duyduklarına inanamayıp oracıkta bayılmıştı. O cani, zalim kişi kendisidi. Uyandığında onları gördüğünde utancında yüzlerine bakmadan kaçıp ordan uzaklaştı. Rana o sözcükleri duyduğunda başında aşağıya adeta kaynar sular aktarmışlardı. Rana bir süre  Selim'in ninesi gile gitmemiş. Hatice teyze merak etdiyordu. Bir hafta Rana gitmeyince vidanı rahat etmedi. Vicdan işte insanın kendi iç mahkemesi o ne yargılarsa o olur. Rana tam kapının onundeydi. Rana'nın eli titriyordu kapıya eli gitmiyordu. İşte yenmişti kendi vicdanını ama bu sırada cesaret vardı. Kapıyı Yasemin açmıştı. Yüzü kızarmıştı Rana'nın Yasemin'e karşı utanç içindeydi. İçeri girdiğinde Hatice teyzenin elini öperken ağlıyarak öpmüştü. Hatice teyze" birşeyin mi var kızım " dedi. Rana birşeyin olmadığını söyledi. Rana içinden nasıl söyleyecekti. Selim'in katili kendisi olduğunu o vicdansızın kendi olduğunu içi içini yiyiyordu. Sonra evden uzaklaştı yolda nasıl söyleyeceğini düşünüyordu. Rana çok ağır hastalığa düşmüştü. Doktor kendisine bir ay ömrü olduğu hayatını yaşa dedi. Rana bir ay içerisinde Allah'a tövbe edip namaz kılıyordu. Bu arada Rana ölmeden önce mektup bıraktı. Rana'nın ölüm ve sual zamanıydı. Rana defnedildikten sonra Rana'nın mektubu ulaşmıştı aslına mektubu okuyan Yasemin ağlıyarak Rana'nın naaşının yanına koştu. Yasemin"bunca zaman içimizdeydin seni melek zannetderken şeytan çıktın seni ben değil Abi'm affetsin" dedi.

Mehmet Esat Kamer

Bahar'ın KaranlığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin