SAFİR 15. BÖLÜM | Cennet

Start from the beginning
                                    

Gözlerimi tekrar istila eden yaşlar serbest kalırken, dudaklarım titreyerek ona baktım. O an tüm acılarım keskin bir jilet gibi derimin yüzeyinden geçiyordu sanki.

"Öldüğünü sandım!"diye fısıltıyla bağırdım.

Gözyaşlarım görüşümü engellemeye başladığında hıçkırıklarım tekrar ortaya çıkmıştı.

"Beni o lanet kapanda tek başıma bıraktın ve ölüme gittin James!" dediğimde sesim boğuk çıkıyordu.

"Ve şimdi, seni incitmemek için dokunmaya kıyamazken, her bir hücrem seni isterken ve ben uzak durmaya çalışırken, kıskançlığın hiç yeri değil!"

Verdiğim tepkiye şaşırdığını belli eden lacivert hareleri küçük bir kıvılcımla parladı. Beni tekrar yanına çektiğinde yüzümü avuçları arasına aldı ama hala onun canını yakabileceğim korkusuyla tedirgin oluyordum.

"Ben iyiyim" dedi içten bir şekilde. Bir yandan göz yaşlarımı silerken konuşmaya devam etti.

"Sadece yorgun ve halsizim ve de eski gücüm yok. Ama iyiyim."

"Seni hala ilk dokunduğum kadar net hissediyorum."dedi muzipçe gülümseyerek. O sırada yeni bir hıçkırık dudaklarımdan firar etti.

"Şştt" dedi tekrar. "Artık ağladığını görmek istemiyorum. Ayrıca söz konusu ben olsam bile bu iyileşme süreci zorlayıcı oldu. Normalde iç hasara öncelik verilirken, bedenimdeki yanık kesikleri yüzünden önce yüzeysel bir onarım yapıldı. O yüzden ateşim düşmüyor. Ve o yüzden günlerdir yanında olmak yerine bu yatakta uslu bir şekilde yatıyorum." dedi yarı imayla kaşlarını kaldırarak.

İnanamıyorum der gibi kafa sallayarak yanaklarımı hapseden ellerine dokundum. Parmaklarım hala ürkek bir şekilde geri geri gidiyordu.

Tutuşumu kavrayarak ellerimi kendine doğru çektiğinde ve kendimi tekrar göğsünde buldum. Kokusu her yanımı sarmıştı. Saçlarımda ince parmaklarını dolaştırarak beni kendine daha çok yaklaştırdı.

"Ölmeye gitmedim." dedi sakin bir sesle.

"Seni bir an bile bırakmayı düşünmedim. Ancak bir karar vermem gerekiyordu ve o patlamadan senin sağ çıkman imkansızdı."

Söyledikleri kalbimi yeni parçalara bölerken gerildiğimi anlamış olacak ki hemen sustu.

"Hala buradayım Deirdre" dedi keçe gibi saçımdan öperek. "ve bizim hikayemiz kötü sonla bitmeyecek."

Kafamı olumlu anlamda salladım. Ve son sözlerini kısık bir duaya çevirerek defalarca tekrarladım.

**

Gözlerimi araladığımda ilk hissettiğim şey aşırı sıcak bir bedenin beni sardığı oldu. Panik yapmaya başlamadan önce bir süreliğine düşündüm ve olan biteni hatırlayarak ilk defa rahat bir nefes aldım. Odanın ortasında dolanan Doktor Smith'i görmek beni şaşırtmıştı. Tepki vermeme fırsat kalmadan James'in sakinlikten uzak sesini duydum.

"İşini çabuk bitir doktor."

Doktor Smith tepemizde dikilirken sıkıntılı bir şekilde iç geçirdi.

"20 saniyede bir uyarmazsan bitireceğim."

Tam kıpırdanmaya başlayacaktım ki, kısık sesi kulaklarıma ulaştı.

"Hareket etmeyi aklından bile geçirme."

Kaşlarımı çatarak Lacivertin göğsüne gömülüp yüzümü Doktor Smith'den saklamaya çalıştım çünkü o uyarana kadar yarı çıplak olduğum aklımdan uçup gitmişti. Dünkü cesaretim sönen bir balon gibi bana ihanet etse de, kollarında güvende hissediyordum.

Lacivert  - Safir - AmberWhere stories live. Discover now