(Medyada İzem)İrem~Tolgayla merhabalaştıktan sonra biraz kahve içip kalkacağımı söyledim.
Tolga: Seni biri bekliyor İrem.
İrem:Um... Yine mi?
Tolga: Evet, prensesim. Patenlerini çıkar ve giy lütfen. Ufak bir gezintiye çıkıyoruz.
Oğuz: Bensiz olmaz bebeğim xc
Tolga: Yılışma hemen hoşt. Arabadan patenini al da gidelim tamam.
Oğuz: Hollleeey.
Kıkırdayarak ve el ele tutuşup dönerek çok güzel çok patenli bir gün geçirdik. Yerde bir gözlük dikkatimi çekmişti. S-s-s-sarı çerçeveli! Birkan.. Gözlüğü yerden alıp kafamı kaldırmamla nefes nefese kalmış pürüzsüz bir surat ile yapışık kaldım.
İrem: Hey, napıyors-
Birkan: Üzgünüm şey yani üzgünüm ben çok şey.
Kıpkırmızı olmuş suratıyla mahcup mahcup bakan Birkan'a bakarken çok mutluydum. Gülüyordu.
İrem: Sorun değil, gözlüklerine bayılıyorum.
İyice kızaran o surat. Beni benden alıyordu. Kollarımı havada birleştirerek kalp yaptım ve hızla uzaklaştım. Durdum ve bir daha yanına gittim. İzem. Okulun sürtüğü.. Yeni gelen birine asılmak ha?! Hemde benim aşık olduğuma.
2 saat sonra.
Birkan'ın elini popomda hissedince irkilsem de onun kucağında yatağa doğru götürülüyordum. Ne sevimli çocuk. Oğuz bana kimseye yatağını vermez dediği çocuk muydu bu şimdi. Yalan 😂
Birkan~O çok güzeldi. Sahiden. Masum. Ve, ve güzel. Onu evime getirdiğime inanamıyordum. Annesi aradı. Açtım ve"Merhaba,hanımefendi. Ben Birkan. Kızınız ufak bir kaza geçirdi ama hic mühim değil bir gecelik bende kalacak ve onun kılına bile zarar gelmeyecek efendim." dedikten sonra onaylandığında kapatıp derin bir nefes aldım. Bu kız etekle mi yatacaktı? Kaldıramazdım da. Bir şekilde eşofmanlarımdan birini giymesi lazımdı. Sanırım gözlerini açacaktı ki demeden kalktı. Elimde eşofman ona bakarken bir kahkaha da bana attı. Bende giy şunu diyip odadan çıktım. Nefeslerimi düzenleyemeyen bedenim kontrolden çıkmaya başlıyordu.
