6.Bölüm - SARMAŞ DOLAŞ

784 109 24
                                    


Kamelyadaki masamızda oturmuş sabah kahvaltımızı yaparken Furkan, "Dayı birisi dün gece serenat mı yapıyordu, yoksa bana mı öyle geldi." dedi muzip bir şekilde.

"Aa Furkan çok ayıp. Sütünü iç bakıyım sen. O yumurta da bitecek ona göre." Furkan'a çıkışarak, serenat konusunu daha açılmadan kapatmayı başarmıştı ablam.

Ben çayımı yudumlarken Nil geldi yanımıza. "Herkese günaydın, afiyet olsun."

"Günaydın canım, gel beraber olsun." diyerek Nil'i sofraya davet etti ablam.

"Yok ben diyetteyim. Az önce bir şeyler atıştırdım zaten."

"Diyet mi? Sanki ihtiyacın var." dedi ablam Nil'i baştan aşağı süzerek.

"Ayy sağol canım. Formumu korumam lazım. Bu arada ben yüzmeye gidiyorum, malum sabah sporu."

Ablam bana döndü. "Hadi sen de yüzmeye git. Kızı yalnız bırakma."

"Tamam Nil sen git ben çayımı bitirip geliyorum." Nil yüzmeye gitti ben de birkaç dakika sonra hazırlanıp çıktım evden.

Etrafa bakmadan önüme çıkan boş bir yere havluyu serdim ve üzerine oturdum. Güneş gözlüğümü çıkarıp biraz etrafa bakındım. Birkaç metre ötede duran şemsiyenin altındaki şezlongda Nil'in uzanmış olduğunu fark ettim. Onu izlediğimi düşünmesin diye hemen başımı başka yöne çevirdim ve denizi seyretmeye başladım.

Nil beni farkedince, "Aaa geldin demek."

Döndüm ve gülümsedim.

"Buraya gelsene." dedi yanındaki boş şezlongu göstererek.

"Gerek yok böyle iyiyim. Hem seni rahatsız etmeyeyim."

"Ne rahatsızlığı, ben mutlu olurum sen yanımda olunca. Hem hava çok sıcak yanacaksın."

"Biraz güneşlensem fena olmaz."

"Güneşlenmeye ihtiyacın mı var zaten esmersin. Bari güneş kremi sür, gece yatarken çok canın acır."

Kız haklı. Fakat ben krem getirmeyi unutmuştum. Nil Bunu hemen anladı. "Eğer kremin yoksa benimkini kullanabilirsin."

Kalkıp yanına gittim ve uzattığı kremi aldım. Teşekkür ederek tekrar yerime döndüm. Önce yüzüme ve kollarıma sonra göğsüme sürdüm. Sırtıma da sürmek istedim ama yapamadım.

Nil hemen kalkıp bana doğru yürümeye başladı. Ayağa kalkınca fark ettim; kahverengi, yandan ipli bikini giymişti. Göbeğinde piercing vardı, aslında hiç ihtiyacı yoktu onu takmaya çünkü kusursuz vücut hatlarıyla oldukça dikkat çekiciydi. Yürüyüşü de dikkat çekiciydi. Sanki plajda değil de podyumda yürüyor gibiydi.

Yanıma geldi ve elimdeki kemi aldı. "Sana yardım edeyim." diyerek sağ avucuna sıktığı kremi omuzlarıma sürmeye başladı. İlk anda biraz tuhaf geldi ama omuzlarımı ovmaya devam edince alışmaya başladım. Omuzlarımdan sonra yavaşça sırtıma doğru indi. Elleri yumuşacıktı ve masaj yapar gibiydi.

"Auv kasların çok sert. Spor mu yapıyorsun sen?"

"Evet fitnesla ilgileniyorum. Sağlıklı yaşam için." Gerçi bunu belli etmek pek hoşuma gitmiyor. Hele ki bir başkasının benim yanımda vücudumdan bahsetmesinden çok rahatsız oluyordum.

"Belli canıım. Karnına baklavacı dükkanı açmışsın. Ne zamandan beri spor yapıyorsun?"

"Kendimi bildim bileli spor yapıyorum. Adımın ilk harfi kadar atletik bir yapıya sahibim. Spor, hayatımın vazgeçilmezidir. Gerçi hayatımın vazgeçilmezlerinden de vazgeçtiğim olmuştu bir zamanlar. Hatta hayatımdan bile vazgeçmişliğim vardır." dedim ve denize doğru bir bakış attım. "En sevdiğim spor türü yüzmedir."

Mavi GözyaşıKde žijí příběhy. Začni objevovat