Çalıntı Ruhlar

468 5 0
                                    

“Pardon bayım.”

Yol dardı. Böylelikle pahalı antika saati adamın kolundan almam iki saniye sürdü. Adımlarımı hızlandırdım. Hızlı adımlarla yürürken, milyon dolarlık saati trençkotumun iç ceplerinden birine koydum. Ara sokaktan dönüp güneş gözlüğümü çıkardım. Sıcak havanın vücudumda bıraktığı kırmızılıklar burnumada yansımıştı, gözlüğü biraz daha geç çıkarsam burnumda iğrenç bir iz çıkacağına bahse vardım. Newyork’un en pis sokaklarında yürürken içimden küfür ettim.

“Bebeğim biraz  kıvırt hadi wooho!”

“Kapa çeneni.”

Serseriler.

Yaklaşık beşyüz metrelik bir ara sokaktan sağa döndüm, daha sonra duvarlardan atladım. Dengesiz kapı kilidiyle baya bir uğraştıktan sonra nihayet içerdeyim.

“Skylar?”

“Ah , buradasın. Ne getirdin?”

“Bunu.” Trençkotumun cebinden çıkardığım antik saate uzun uzun baktı.

“En az yedi yüz bin.”

“Sende ne var?”

“Bu.” Trençkotundan elmas bir bilezik çıkardı.

“En az otuzbin.”

Eşyaları bodrumdaki kasaya indirdim. Geri döndüğümde , Skylar büyük plazmanın önünde yatıyordu.

“Yana kay.”

Biraz mırın kırından sonra ayağını çekti. Heyecanla doğruldu.

“Lisedeki Eva’yı hatırlıyor musun? Şu çıtkırıldım şey. Ünlü bir moda ikonu olmuş. Bugünde defilesi varmış. Eğer defileye girmeyi başarırsak tüm sosyeteler oradadır. Sağlam bir iş çıkarabiliriz. Hem geçen gün aldığım elbiseyi giyinecek bir yer. Ne diyosun?”

“Sırf Eva için gidebilirim.” Kıkırdadık.

“Hazırlanmaya başlayalım çünkü tam olaraaak –saatine baktı- iki buçuk saat sonra defile başlıyor.”

Ayaklandık. Profesyonel hırsızlar olabiliriz ama sonuçta bizimde ay ışığında parlamaya ihtiyacımız var. Biz hazırlanırken hava çoktan kararmış ve tatlı bir serinlik bürümüştü ortalığı. Yaklaşık bir buçuk saatlik bir hazırlanma süreci sonrası evin holünde dikiliyorduk. Skylar’ın , belini saran mini , straplez beyaz elbisesi uzun esmer bacaklarını ortaya çıkarmıştı. Gece kadar parlak siyah saçları omuzlarına dökülüyordu ve kulağındaki pahalı elmas küpesi gözlerini ortaya çıkarmıştı.

“Biraz kayarsan bende kendime bakacağım son kez.” Dedim kibirlice. Güldü ve ayakkabısını giymeye koyuldu. Balerin etekli kırmızı straplez bir elbise giymiştim. Saçlarım ise dağınık topuzdu. Aynaya baktım. Baştan aşağı kendimi süzdüm ve bu elbiseye neyin iyi gideceğini biliyordum.

“Skylar?”

“Evet? “

“Kasadaki iki milyon dolar tahmininde bulunduğumuz gerdanlık. Onu takmam gerekiyor.”

“Ne? Saçm-“

“Hadi ama kimse anlamaz. Bir günlüğüne?” köpek yavrusu bakışı attım. Skylar elini beline koyup derin bir nefes aldı. “Dikkatli ol Alexis.”

Kasaya inip zarif gerdanlığı aldım. Evet. Gerçekten tamda umduğum gibi, harika görünüyor.

Newyork diye düşündüm yolda yürürken. Çevirdiğimiz taksi biraz haşarı bir tipti ama bizi istediğimiz yere götürmeyi başardı.

Çalıntı RuhlarWhere stories live. Discover now