1. Bölüm

31.3K 1.1K 85
                                    

Yanımdan geçen arabadan gelen korna sesine orta parmağımı kaldırmamak için kendimi zor tuttum. Aklım çıktı be! Başparmağımla damağımı kaldırırken, patladığından şüphelendiğim ödümün hangi organım olduğunu düşündüm. Hangi organdı şu öd dedikleri acaba? Acaba gerçekten korkunca patlıyor muydu ki böyle bir deyim türemişti?

Korna yetmezmiş gibi kafasını çıkartıp ıslık çalan meymenetsiz adamla düşüncelerim dağıldı. Gerçekten, hareket çekse miydim? Şükretsin, ben küfür etmeyen bir hanımefendiyim!

Evet, güzelim. Evet, alımlıyım. Evet, hepsinin farkındayım. Ama az insan olun be kardeşim! Her sokağa çıktığımda çalınan ıslıklara alıştım ama şu korna sesleri her defasında ödümü patlatıyor. Öd demişken, cidden, bir doktor bulup da sorayım ben şunu...

Kafamda deli sorular cirit atıp düşüncelerim birbirini katlederken, sonunda beklendiğim kafenin önüne gelmiştim.

Bu sıcakta ensemi yakan sarı dalgalı saçlarımı arkama doğru savurduktan sonra kendimden emin adımlarla içeri girdim. Gençtim, güzeldim, zekiydim ve kahretsin ki herkes bunun farkındaydı! Bundan sadistçe bir zevk aldığımı inkar etmiyorum. Eh, herkes güzel ve zeki olamıyor sonuçta. Neyim eksik diye düşünürken, beynimin arkasında ince bir ses peyda oldu: 'Tevazu eksik şekerim, tevazu!'

O gereksiz sesle hiç uğraşma gereği duymuyorum. Herkesin bir eksiği olur.

'Tevazu olmasa da olur şekerim!' diyerek içimdeki sese tiz bir kahkahayla karşılık verdim.

Bir kafede buluşmak üzere sözleştiğimiz karşı şirketin yöneticisini duman edecektim. Yiyeceğim seni diri diri! Nihahahaha! Bu ihaleyi almak için haftalardır çalışıyordum. Zafer benim ve benim şirketimin olacak!

Ben kim miyim? Ben Ayşe İnci Karahan. Karahan Şirketler Gurubu'nun en büyük hissedarı; kısacası başındaki kişiyim. Daha yirmi üç yaşındayken başına geçtim şirketimizin... Babamdan bana kalan en büyük mirasın...

Annem ve babam ben daha küçükken skandal bir trafik kazasında ölmüşler. Tahmin edin, neden skandal? Çünkü muhtemel bir ihale olayında babam tehdit ediliyormuş. Sanırım bu tehditleri pek ciddiye almadı ki sonuç biraz travmatik olmuş. Şüpheliler varmış tabi ama sonuçta sadece bir kaza olarak kapatılmış bu olayın üstü. O arabada ben de varmışım. Ama dediğim gibi yalnızca üç yaşımda pusetimde oturuyor olduğumdan bir şey hatırlamıyorum. Ancak ara sıra rüyalarımda gördüğüm bazı şeyler var... Kim bilir belki de hatırlıyorumdur ancak bu rüyalar hatırladıklarım mı yoksa sonradan öğrendiğim bilgiler doğrultusunda bilinçaltımın kurguladıkları mı emin olamıyorum...

Velhasıl-ı kelam amcam ve yengem, ki amcam da şirketin ikinci büyük hissedarı olur, bana sahip çıkmışlar. Yengemi annem bilirim ancak amcamla pek anlaşabildiğimiz söylenemez.

Her neyse sonuçta yirmi üç yaşıma kadar sadece tek amaç uğruna çalıştım: Babamdan bana kalan mirası devralmak. Bunun için endüstri mühendisliği ve ekonomi okudum. Dedim ya zekiyim! Çift ana dalla kıssadan hisse bitirdim işi ki amcamın sesi kesilsin. Tam donanımlı halde karşısına geçtiğimdeyse direnecek bir şeyi kalmamıştı. Sonuç olarak: Zafer! Şirketim benim!

Düşüncelere daldım gittim ama nereye oturdu ki bu adam? Hayır, sadece telefonda asistanlarımız görüştüğünden ismini cismini bilmediğim için nereye oturacağımı da bilemiyorum. Eğer normal bir sözleşme olsa kesinlikle, en az on beş dakika geç giderdim. Ben bekleyeceğime onlar beklesin canım! Ama şu an profesyonel biriyim ve tam sözleştiğimiz saatte buradayım. Saatime bakıyorum ve evet 10.00. Tamam da eğer o herif beni bekletirse canına okurum! Ben tam vaktinde geldiysem, onun erken gelmiş olması lazım! Nereye gideceğime karar veremezken etrafa bakınmanın gereksizliğini bildiğimden telefonumu elime aldım. Ama tam o sırada elimdeki telefon titremeye başlamıştı. Dudaklarım kıvrılırken hafifçe öksürüp profesyonel bir edayla cevap verdim.

Yaptım Bir Delilik [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin