bölüm 28

3.1K 206 51
                                    

bölüm şarkısı: boy epic - fifty shades

multimedya: Aras-Rüya 

Nefes nefese kalmış bir şekilde, elleriyle kum torbasını tutuyorken başını kum torbasına yasladı Rüya. Ayakta duramadığından dizleri yerdeyken yapmıştı bunu. Oturmuyordu ama ayakta da değildi.

Eğitime başlayalı tam 2 hafta olmuştu. Bu 2 haftalık süreçte, her gün çok zorlanmıştı. Her gün ne kadar zorlandığını kendi kendine itiraf ediyor, ''ne zaman kolaylaşacak?'' diye düşünüyordu. Çünkü sporlar, bir süreden sonra daha da kolaylaşmalıydı değil mi? O halde, niye hala ilk gündeki kadar zorlanıyordu?

Aras, başını, eliyle sabitlediği kum torbasına yaslayan Rüya'nın yanına gitti. O da yanında diz çöküp bir süre sessizce, Rüya'nın nefes alışveriş sesini dinledi. Sonra da dayanamayıp, çenesinden tuttu genç kızın. Kendine çevirdi ve mavilerine baktı birkaç saniye.

Bugün de yaklaşık 2 saat kadar çalıştığından, topladığı saçları epey dağılmıştı Rüya'nın. Yüzünün yanlarına siyah saçları dökülmüş, artık toplu olmayan saç miktarı toplu olan kısımdan fazla hale gelmişti. Yine de güzelliğinden ödün vermiyor, mavileri ile büyülüyordu.

Şu 2 haftada biraz daha yakınlaşmışlardı. Bu, ikisinin de farkındalığında olduğu bir şeydi. Rüya, Aras'a bağlanalı çok olmuştu ama Aras için bu durum yeniydi. Yine de, Rüya hayatından çıkarsa tanımlayamayacağı bir eksiklik hissedeceğini biliyordu. Onu yanında tutacaktı bu yüzden.

Birkaç saniye içine baktığı mavilikler, dudaklarını kızın dudaklarına hapsetmesi ile kapandı. Şu 2 haftada birçok kez öpüşmelerine rağmen, Rüya hala aynı tepkiyi veriyordu. Sanki ilk kez oluyormuş gibi hissediyor, kalp atışları resmen amuda kalkıyordu!

Yaklaşık 1 dakikayı bulan uzun öpüşmeleri ciğerlerinin ''nefes, nefes!'' diye haykırması sonucu sona ermişti. Yine de ikisi de gözlerini açmadı. Alınları birbirine yaslı bir vaziyette birbirlerinin nefes alışverişlerini dinlediler. Rüya, yine:

-Seni seviyorum.

Diye fısıldadı. Bu da çok kez tekrarlanmıştı. Ancak hiçbirinde Aras bir karşılık verememişti. Rüya her ne kadar bu duruma üzülse de, yine de belli etmiyordu. Hem, bu sözü ne zaman söylese tekrar dudaklarına kapandığından dolayı öyle çok abartılı bir üzüntü yaşamıyordu.

Hem içinde bir yerlerde hissediyordu Rüya. Aras da ona karşı boş değildi. Yani... Öyle umut ediyordu.

Hem, başka bir kızla hiç bu denli yaklaşmamıştı değil mi? En azından hiç öyle bir şeyle karşılaşmamıştı. Üstelik Rüya Aras'ı çok iyi tanıyordu. Onun kız düşkünlüğü ile alakası yoktu. Bundan neredeyse emindi. Neredeyse.

Dudakları ikinci kez ayrıldığında, Aras hiçbir şey söylemeden Rüya'nın arkasına geçti. Saç tokasını karışmış saçlarından biraz uğraşarak çıkarmayı başardı. Düz saçlı olduğundan dolayı, ne kadar karışsa da öyle çok büyük bir uğraş gerektirmiyordu.

Parmaklarını tarak gibi yapıp birkaç kez saçlarına geçirdi ve dolaşıklığın sorun etmeyecek kadar çözülmesini sağladı. Bunu başardıktan sonra eliyle okşar gibi saçlarını bir elinde topladı. Önüne gelen perçemleri de gözünün önünden alınca tokayla bağladı. Rüya'nın ise adeta nefesi kesilmişti. En son annesi toplamıştı saçlarını. Rüya, saçlarını hep annesine yaptırırdı. Bir gün bile kendi elini uzatıp da ne bağlamıştı ne de örmüştü. Taratmayı bile annesine yaptırırdı. Annesi öldürüldükten sonra mecburen kendi kendine yapmaya başlamıştı. Aras'ın böylesine bir şefkatle, adeta okşayarak saçlarını toplaması tarif edilemez bir duyguydu.

GERÇEKLEŞEN RÜYA (ajan)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin